Asıl bisiklet sevgim, Seattle’da arkadaşımın garajında bulduğum eski bir dağ bisikleti ile doğa turları yapmamla başladı. Daha öncesi yok mu diye sorarsanız, tabi ki var. Olmaz mı? Her mutlu çocuk gibi 6-7 yaşlarında. Ve bu yüzdendir belki de 45 yaşında zamanda yolculuk yapmışçasına kendimi çocukluğumdaki gibi inanılmaz mutlu hissettim. Zaman makinem bisikletim olmuştu! Bisikletin pedallarını her çevirdiğimde dünya üzerinde özgürce hareket etmeye başladım, geçmişe gidebildiğim gibi geleceğe de gidebileceğimi keşfettim! Sonrasında bir baktım, Tampa Florida ABD’deyken, bir de baktım ki Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te Tango yapıyorum. İşte sizinle 16 ülkeyi kapsayan bu zaman yolculuğumu paylaşacağım.
Paylaşacağım ki paylaştıkça ülkemdeki bisikletçi sayısı ve dolayısıyla mutlu insan sayısı artsın, çoğalsın! Dünyanın her yanında özgürce dolaşan birçok Türk Bisikletçisi olsun!
Tampa Florida ABD’ye hem ziyaret amacıyla, hem de Güney Amerika gezimde kullanacağım bisikletimi almak için gittim! Benim boyutlarıma uygun 29 / 2,5 inç lastikleri, XL kadro, mekanik disk fren,10 vitesli bisikletime kavuşmuş, Tampa yollarında yaptığım test sürüşlerim bitmiş, yolculuğum için gerekli olan -7 dereceye dayanıklı uyku tulumumu, 2,5 cm kalınlığındaki şişme matımı ve 2 kişilik çadırımı envanterime katmıştım. Pizza Familia’nın sahipleri Maner ailesine yaptığım ziyaretim de son bulmuş, onların güzel pizzalarıyla etlenip butlanmıştım ☺
12 Haziran 2019’da, önceden aldığım 150$ lık ucuz uçak biletimle(gidiş/geliş) biraz fazla dolanarak, ( tek nedeni bisikletim için ödeyeceğim 100$ bagaj bedelini bedavaya getirmekti ) transit olarak önce Houston sonra Louisiana’ya en sonunda Cancun /Meksika’ya ulaştım.
(Hepinize tavsiyem uyku tulumu, çadırınızı ve matınızı size verilen bagaj kg hakkınız dahilinde bisiklet kutunuza koymanızdır! Amerika’daki havayolları şirketleri sadece sırt çantanızdan ücret almamaktadır diğer el ve tüm bagajlarınızdan ücret alacaklarını unutmayın.)
Cancun / Meksika hava alında bisiklet kutumun bavulların bandından değil de özel büyük spor aletlerinin bandından geleceğini bilerek, bisikletimi beklemeye koyuldum. Beklenen kutu köşeden göründü ☺Hemen büyük bir heyecanla aldım ve gene büyük bir hevesle havaalanının dışına çıkmadan
klimalı ortamda bisikletimi birleştirmeye başladım. Aşağı yukarı 1 saat içinde bisikletim hazırdı. Özellikle belirtmeliyim ki klimalı ortam dedim çünkü dışarısı 45 derece sıcaklıkla kaynıyordu. Cancun’dan Beliz’e kadar olan yolun düz ve asfalt olduğunu bilmek her ne kadar yolculuğumun başında bana güç verse de, üzerimde parlayan Meksika Karayipleri’nin güneşi beni düşündürüyordu. Arkama çadır, uyku tulumu ve ön tarafa sırt çantamı elastik iplerle kancalayıp (bungee jumping) pedallamaya başladım.
Hayatta ne kadar az şeye sahipseniz, o kadar özgür olursunuz felsefesine inanan biri olarak taşıdığım yük 15 kilogramı geçmedi. Bike Packing stilinde az ve öz ihtiyacımla yola çıktım. Zaten yolda ihtiyacınızı karşılacayacak yerel pazarlarda ucuz ve taze ürünleri bulabiliyorsunuz.
Gelecek sayılarda sizlere aktaracağım maceralı günlerde buluşmak dileğiyle….