Bugünlerde “Aslolan insandır”, “Her şey insanlar içindir” ya da “Önce insan” sloganlarını ne çok duyuyoruz değil mi? Bu ifadeler pozitif bir duygu uyandırsa da içimizde, unutmamamız gereken bir şey var ki o da bu dünyanın sadece insanlara ait olmadığıdır. Hayvanların da insanlar gibi duygu ve duyarlıklara sahip olduğunu kabul etmek insanoğlunun gözardı ettiği ya da farkında bile olmadığı bir husus. Yine de itiraf etmeliyiz ki; geçmişe nazaran, hayvan refahını oluşturmaya ve korumaya yönelik mekanizmalar geliştirildi duyarlı insanlar sayesinde.
Dünya Hayvanları Koruma Topluluğu (World Society for the Protection of Animals) 30 yıldır dünya çapında mücedele veren bir STK. Kuruluşun en önemli çalışmalarından biri; periyodik olarak güncellenen Hayvanları Koruma Endeksi. Kuruluş 50 ülkeyi hayvanları korumaya yönelik uygulamalarına göre notlandırıyor. Ülkeler performanslarına göre A ile G harfi arasında puanlandırılıyorlar. A en yüksek, G en düşük puanı temsil ediyor. Puanlama en son 2014 yılında yapılmış A skorunu alan sadece 4 ülke var. İngiltere, İsviçre, Avusturya ve Yeni Zelanda. Türkiye ortalama skoru E olan Çin, Tayland, Ukrayna, Nijerya ve Venezuela ile aynı grupta yer alıyor.
5199 sayılı yasa kabahatler kanunundan çıkıp ceza kanununa girinceye, caydırıcı cezalar uygulanıncaya kadar da bu gruptan çıkacak gibi görünmüyor ülkemiz.
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma günü, lafta kalmasın istiyorsak, sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yakından takip edip, destek vermeliyiz hayvan hakları yasasının bir an önce çıkarılması için.
Sokağımızda yaşayan canları koruyup gözeterek, onların en azından aç ve susuz kalmamaları için düzenli besleme yapmak, hayatta kalmalarını sağlayacaktır. Mama, su ve biraz da şevkat…. Tüm istedikleri bu… Bir de tabii ki gerekli olduğunda tedavi desteği .