Sündüs Ayav ile Keyifli Bir Sohbet
Her sene olduğu gibi bu yıl da lise son sınıf öğrencileri, canlarını dişlerine taktıkları zorlu bir maratonun ardından üniversite sınavına girdiler. Her ne kadar dün “Sınavın nasıl geçti?” diye sorduğum sevgili öğrencim bana “Bol bol şeker yedim” diye cevap vermiş olsa da, bu sınav bazı öğrencilerimiz için gerçekten hayati önem taşıyor ☺
Peki, her yıl ülkemizde düzenlenen YKS (TYT-AYT) üniversite sınavları gerçekten bu kadar önemli mi? Yoksa bu stresi yaşamadan da değerlendirebileceğimiz farklı seçenekler var mı?
Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Sündüs Ayav, 45 yaşındayım, İstanbul’da yaşıyorum ve gayrimenkul danışmanlığı yapıyorum. Vakit buldukça da bol bol geziyorum ☺
Cape Town’da 6 ay boyunca bir dil eğitim programına katıldınız. Peki dil eğitimi için Cape Town’u tercih etme fikri nasıl oluştu?
Kuzenim kabin amiri olarak dünyayı gezmişti ve bana bir gün, “Eğer Türkiye dışında bir yerde yaşasam, o yer kesinlikle Cape Town olurdu,” demişti. Bu sözleri hep aklımda kaldı. 6 ay gibi uzun bir süre kalacağım için para birimine de baktım; TL’nin yalnızca 1.5 katıydı. Hem modern hem doğayla iç içe olması hem de eşsiz plajlara sahip olması kararımı daha da netleştirdi. Gitmeyi planladığım dönemde Türkiye’de kış, Cape Town’da ise yaz başlıyordu. Bu da seçimimde büyük rol oynadı. 😄
Gitmeden önce herhangi bir endişeniz oldu mu? Sonuçta Cape Town, Güney Afrika’da yer alıyor ve bazı insanlar bu şehrin tehlikeli olabileceğini düşünüyor.
Bir yıl önce Kenya’ya safariye gitmiştim; orada şehir yaşamının ne kadar zor olduğunu görmüştüm. Bu yüzden Afrika denilince ilk başta biraz çekindim ama Güney Afrika bambaşka bir dünya. Cape Town, güvenliği ve düzeniyle bir Avrupa şehrinden farksız. Ben orada kaldığım süre boyunca tehlikeli herhangi bir durum yaşamadım.
Günümüzde maalesef birçok ülke Türk öğrenciler için vize konusunda zorluk çıkarıyor. Güney Afrika bu anlamda oldukça avantajlı bir ülke. Sizin vize süreciniz nasıl geçti, kolay bir süreç miydi?
Evet, çok kolaydı. Sizin de desteğinizle gerekli evrakları hızlıca hazırladım. Ankara’daki Güney Afrika Konsolosluğu’na gittim, işlemlerim yarım saat sürdü ve vizem kısa sürede onaylandı. Diğer ülkelerde yaşanan stresli süreçleri hiç yaşamadım.
Hangi okulda eğitim aldınız? Bize biraz okulunuzdan ve eğitim deneyiminizden bahseder misiniz?
Good Hope Studies okulunda eğitim aldım. Okulun iki kampüsü var. İlk dört ayımı Newlands kampüsünde geçirdim; geniş bahçesi ve havuzu olan villa tarzı bir yerdi. Hemen yanında öğrenci yurdu bulunuyor, yer bulamayan öğrenciler için ise yürüme mesafesinde şık oteller mevcut. Son iki ayımı şehir merkezindeki kampüste geçirdim, burası da lüks bir plazada yer alıyor. Şehrin tam ortasında Cape Town’da geçen hareketli hayatı da deneyimlemek istedim. İki kampüste de farklı arkadaşlar edindim, tüm öğretmenleri tanıma fırsatım oldu. Dersler hem keyifli hem de çok konforluydu, her sabah okula gitmek için sabırsızlanıyordum açıkçası…
Eğitim kısmı şahane! 😊 Öğrencilerin en çok dikkat ettiği konulardan biri de konaklama. Siz nasıl bir konaklama tercih ettiniz?
Yaşım itibariyle de daha özgür olacağım bir konaklama tercih ettim 😊 Bu nedenle Airbnb’den ev kiraladım. Altı ayda dört farklı evde kaldım çünkü şehrin farklı bölgelerini deneyimlemek istedim.
Bu evlerden bazıları villalarda yaşayan ailelerin kiraladıkları müştemilat kısımlarıydı, bu şekilde ailelerle ortak paylaşım alanları da vardı ve benim için yerel farkı da tanımak açısından çok güzel bri deneyimdi. Yerel halk ile komşuluk yaptığınızda bu ailelerden Cape Town ve Afrika kültürü ile çok şey öğrenme şansınız oluyor. Okul aracılığı ile ayarladıkları aile yanında kalan arkadaşlarım da oldu ve onlarda oldukça konforlu zamanlar geçirdiler. Cape Town’ da evler büyük, modern… Newlands kampüsünde de okulla aynı binada öğrenci yurdu bulunuyor, burada kalan öğrencilerden gözlemlediğim kadarıyla kampüs içinde yaşam da oldukça keyifli bir ortam sunuyor.
Cape Town’daki günlük hayatınızdan bahseder misiniz? Bir gününüz genellikle nasıl geçiyordu?
Okul sabah 9’da başlıyordu ve öğle saatlerinde bitiyordu. Öğleden sonralar serbestti, bu yüzden mümkün olduğunca fazla ders almanızı öneririm. Newlands doğasıyla inanılmaz güzel bir bölge, ben de bir bisiklet aldım ve her gün bisikletle okula gidip geldim — bu bile şehrin güvenliğini anlatmaya yeter. Ulaşımda genellikle Uber kullanıyorduk; uygun fiyatlı, pratik ve çok güvenli. Mümkün olduğunca şehri keşfetmeye çalıştım. Okul da sık sık sosyal aktiviteler düzenliyordu. Ümit burnu gezisi, penguen adası, safari turları bunlardan bazıları… Akşamları bazen dünya mutfaklarından yemekler tattım, bazen de evde bahçemde keyif yaptım. Şehir merkezine geçtiğim dönemde ise daha hareketli bir sosyal hayatım oldu. Tabii ki beni Cape Town’da ziyarete gelen dostlarım da oldu; edindiğim deneyimlerle onlara şehri gezdirmek, Cape Town’u kendi gözümden tanıtmak benim için en keyifli anlardan biriydi. 😊
Cape Town genellikle ekonomik bir şehir olarak biliniyor. Sizce gerçekten öyle mi? Oradaki yaşam maliyetleri hakkında neler söylersiniz?
Kesinlikle öyle. İstanbul’daki bütçenizle hatta belki daha uygun bir şekilde yaşayabilirsiniz. Öğrenciler için çok fazla yemek seçeneği var; fast food, restoran, eğlence mekanı… Her bütçeye uygun alternatif bulunuyor. Plajlar ücretsiz ve tertemizdi, vaktimin çoğunu orada geçirdim. Instagram’da paylaştığım birçok anı da o plajlardan. 🫶Tek pişmanlığım deniz suyu soğuk olduğu için sörf yapamamak oldu. Boş zamanlarımda şehirdeki pazarları, partileri, kültürel etkinlikleri keşfettim. Spor ve deniz aktiviteleriyle dolu, küçük ama enerjik bir şehir.
Sizi Cape Town’da en çok şaşırtan veya etkileyen şey ne oldu?
Doğasının bu kadar etkileyici olacağını tahmin etmemiştim. Table Mountain, Ümit Burnu, penguenlerin olduğu sahiller… Hepsi büyüleyiciydi. Halkın büyük kısmı hizmet sektöründe çalışıyor, şehir ise İngilizler, Fransızlar ve farklı milletlerden insanlarla dolu. Bu çeşitlilik, düzen ve güven ortamı beni çok etkiledi.
Kültürel açıdan Güney Afrika size neler kattı? Yerel halkla iletişiminiz nasıldı?
Burada yerel halk siyahi ve Müslümanlar ancak eskiden İngiliz ve Fransız sömürgesi olduğu için hala bunun gölgesinde yaşıyorlar., hepimizin bildiği bo-kaap yani renkli evler de hala kölelik zamanında azat edilen ve kendi evlerini satın alan siyahi yerlerin torunları yaşıyor, orada onlardan bazılarıyla tanışma fırsatım oldu hepsi çok sıcak ve güler yüzlüler. Uber şoförlerinin hepsi yerliler öğrencilere çok alışkınlar ve sohbet etmeye de çok hevesliler, bu yolculuklar okulda gördüğünüz İngilizceyi pratik etmek için harika bir fırsat
Cape Town’a gitmek isteyen diğer Türk öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Cape Town’un tadını sonuna kadar çıkarsınlar. Ev ve okul arasında sıkışıp kalmasınlar; öğrendikleri dili şehirde aktif olarak kullansınlar. Her aktiviteye katılsınlar ve mümkünse uzun süreli bir program planlasınlar. Gerçek deneyim ancak yaşadıkça kazanılıyor.
Son olarak, Cape Town deneyiminizi üç kelimeyle özetleyecek olsanız ne söylerdiniz?
Bu gerçekten zor bir soru. 😊 Altı ayı üç kelimeye sığdırmak zor ama deneyeyim: Huzurlu, keyifli ve şaşırtıcı.

