Kadınların yüzde 88’i saçlarıyla ilgili etiketlerden dolayı yıprandıklarını dile getiriyor. Öyle ki yüzde 90’ı saç etiketleri nedeniyle başkaları tarafından yargılanma, yüzde 79’u kariyerlerinin ilerlememesi ve yüzde 77’si zorlayıcı bir okul ortamı gibi durumlarla karşı karşıya kaldıklarını söylüyor. Dove, gerçek kadın hikayelerini ağırladığı #BeniEtiketlemeyiBırak reklam kampanyası ile kadınlara ilham vererek kendi saç tercihleri konusunda onları cesaretlendiriyor ve saçları konusunda maruz kaldıkları toplumsal yargılara karşı durmaya davet ediyor.
Dove, güzellik kavramını her kadın için eşsiz gören ve tek tip güzellik anlayışını reddeden tavrıyla, güzellikle ilgili tüm tanımlara karşı çıkıyor. Uzun yıllara dayanan bu vizyonla Dove, yepyeni reklam filmi #BeniEtiketlemeyiBırak ile bu sefer de toplum tarafından kadınlara atfedilen saç etiketlerine meydan okuyor. Ancak Dove son kampanyasında, sadece saç etiketleri konusunda bir farkındalık yaratmakla kalmıyor aynı zamanda bu etiketlemelerin kadınların yaşamlarını nasıl etkilediğine ve ne kadar dışlayıcı sonuçları olduğuna da dikkat çekiyor. Kadınlara her zaman kendileri gibi olmaları için ilham veren marka, yeni kampanyasında saç etiketlerine karşı çıkan ve her türlü dışlanmaya rağmen kendi tercihlerinin arkasında duran cesur kadınları ekrana taşıyor.
Dove’un yeni reklam kampanyasının ardında gerçek kadın hikayeleri var!
Dove reklam kampanyasını hayata geçirmeden önce Türkiye’nin de dahil olduğu global bir araştırma yaparak kadınların saçları konusunda yaşadıkları zorlukları bizzat kadınlardan dinledi. Dove’un Saç Etiketleri Araştırması’nın* Türkiye sonuçlarına göre, kadınların yüzde 57’si saçlarını nasıl kullanmaları gerektiği konusunda toplumda yazılı olmayan kurallar olduğuna inanıyor. %96’sı saç konusunda yazılı olmayan bu kurallara uymayanların, toplum tarafından dışlayıcı bir tutuma maruz kalacaklarını düşünüyor ki zaten araştırmaya katılan kadınların %90’ı da toplum tarafından kendilerine atfedilen saç etiketlerinden ya kişisel olarak etkilendiklerini ya da bir başkasının etkilendiğine tanık olduklarını söylüyor. Sonuçlar bu kadarla da sınırlı değil, kadınlar saç tercihleri nedeniyle yaşadıkları toplumsal sonuçları da açıkça dile getiriyor. Kadınların yüzde 88’i saçlarıyla ilgili etiketlerden dolayı yıprandıklarını belirtiyor. Öyle ki yüzde 90’ı saç etiketleri nedeniyle başkaları tarafından yargılanma, yüzde 79’u kariyerlerinin ilerlememesi ve yüzde 77’i zorlayıcı bir okul ortamı gibi durumlarla karşı karşıya kaldıklarını söylüyor.
Kadınlar Dove’la birlikte #BeniEtiketlemeyiBırak dedi!
Dove’un yeni reklam filminde yer alan cesur kadınlar, #BeniEtiketlemeyiBırak diyerek saç tercihleri nedeniyle yaşadıkları toplumsal baskılar yüzünden yıpranan tüm kadınların sesi oldu. Nazlıcan, kıvırcık saçları nedeniyle okul döneminde kendisine sürekli kuş yuvası denildiğinden ve arkadaşlarının oyun oynamak için kağıtları buruşturup takılması için saçlarına fırlattıklarından bahsediyor.
Öyle ki Nazlıcan, okul yıllarında yaşadığı bu zorbalığı unutmamış ve bu durum psikoloji okumasının nedenlerinden biri olmuş. Saçlarını boyatmak istemeyen ve beyaz saçlarıyla mutlu olan Burcu ise çevresinden nine damgası yemiş ve sıkça saçlarını boyaması için sözlü tacizlere maruz kalmış. Çevresinden gördüğü bu baskılar nedeniyle bir dönem toplumdan uzaklaşmış. Kısacık ve renkli saçlarıyla kendini güçlü hissettiğini söyleyen Seda ise; çok ihtiyacı olduğu bir dönemde saç tercihi nedeniyle işe alınmamış.
Gerçek hikayeleri ile Dove’un reklam filmine konu olan bu kadınların ortak noktası ise hepsinin maruz kaldıkları saç etiketlerine meydan okuyarak kendi tercihlerinin arkasında durmaları ve toplumun dışlayıcı tavrı karşısında cesur kalarak kendi yollarını bulmaları.
İşte Dove gerçek kadın hikayeleri ile tüm kadınlara cesaret vererek, her kadını kendi saç tercihleri konusunda cesaretlendiriyor ve onları toplumsal yargılara karşı #BeniEtiketlemeyiBırak demeye davet ediyor.
* ABD’de 1.079, İtalya’da 1.072, Hindistan’da 1.000, Suudi Arabistan, Filipinler, Arjantin, Meksika, Türkiye ve Çin’de 500 kadınla yapıldı. Araştırmaya tüm ülkelerde, 18-55 yaş aralığındaki kadınlar katıldı.