Müzikten, stand-up’a, mizahtan güncel konulara; kültürün her alanına dokunan ve her anı eğlence dolu dakikalara sahne olan, Zorlu PSM YouTube kanalında yayınlanan Schweppes’in sunduğu “İbrahim Selim ile Bu Gece”nin yeni bölümünde sevilen oyuncu Bige Önal, hem samimi itirafları hem de neşeli tavrıyla geceye damgasını vurdu.
Baba tarafından İzmirli ve anne tarafından Heybeliadalı olan güzel oyuncu, anne ve babasının döneminin popüler isimler olmasının çocukluk yıllarında büyük bir değişim yaratmadığını anlattı. Anne ve babasının göz önünde bir hayat yaşamaktan hoşlanmadıklarını da anlatan Önal; “Ben bu göz önünde hayatı fark edecek yaşa gelene kadar onlar çoktan kendilerini piyasadan silmişlerdi. Bunun için oldukça çaba da sarf etmişler üstelik. Popüler ve göz önünde bir hayattan hoşlanmıyorlardı. Baktığınız zaman meslekleri sebebiyle bu otomatikman oluşuyordu ama aslında tercih edilen bir durum değildi.” ifadelerini kullandı. Nostaljiye ve eski zamanlara duyduğu özlemi de anlatan genç oyuncu; “O çok eski zamanları yaşamamış olsam bile nostaljiye bir özlem var içimde. İnsanlar birbirine mektup yazsın istiyorum mesela. Ben mektup arkadaşımla hala görüşüyorum.” sözleriyle eski zamanlara duyduğu özlemdi anlattı.
Programın sevilen bölümü “Gözlerimin İçine Bak”ta kendisine yöneltilen soruları büyük bir samimiyetle yanıtlayan güzel oyuncu, kendisine yöneltilen “Hiç estetiğin var mı?” sorusuna verdiği; “Dişim kırılmıştı bir kere dişimi yaptırdım. O estetik sayılır mı? Ben kendimi estetiğe yakın birisi olarak görmüyorum. Yaptıran buna ihtiyaç duyanlara karşı saygım sonsuz ancak ben kendim tercih etmem estetik yaptırmayı.” cevabıyla estetik uygulamalara karşı yaklaşımını ifade etti. Programın aynı bölümünde “Hiç kendi horlama sesine uyandın mı?” sorusuna “Horlamıyormuşum, bunu özellikle insanlara sordum. Çünkü ben horlama sesine direkt uyanıyorum. Benim için önemli bir konu bu. Uykum bu kadar hafif de değildi üstelik.” cevabıyla stüdyodaki herkesi güldürdü.
Oyunculuk kariyerine lise yıllarında başlayan güzel oyuncu; “Yapmak istediğim hep oyunculuktu ve bunun farkındaydım ama üniversite sınavlarına hazırlanırken annemle çok ciddi bir hayat mücadelesi içerisindeydik. Oyunculuk yaparak bu mücadelenin üstesinden gelmeyeceğimi düşünerek hukuk okumaya karar verdim. Genelde aileler çocuklarına oyuncu olmak istediklerinde “kolunda bir altın bileziğin olsun” öğüdü verir ben bu öğüdü kendi kendime vermişim nedense. Üniversite seçimleri zamanı annem beni karşısına alıp gerçekten ne yapmak istiyorsan onu yapmalısın dedi. Konservatuvar sürecini kaçırdığım için ben de oyunculuğa en yakın olabilecek bölüm sinema yazmaya karar verdim. O konuda da kendimi geliştirmeye devam ediyorum aslında. Hala reji yapıyorum ve çok da seviyorum.” sözleriyle kariyer sürecini anlattı.