Son zamanlarda çevreci yaklaşımlar konusunda artan bilinç ile beraber sürdürülebilirlik kavramı sıkça konuşulan konuların başında geliyor. Atık yönetimi, çevre kirliliği problemleri için çözüm arayan şirketler sürdürülebilir gelecek inşa etmek adına ciddi uygulamalar yürütüyor. Bu noktada, gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte hızla büyüme gösteren kozmetik sektöründe de bu kavram oldukça büyük önem teşkil ediyor. Kozmetik sektöründe sürdürülebilir, çevre dostu formüller üretmeye yönelik çalışmalara ağırlık verildiğine dikkat çeken Laber Kimya Genel Müdürü Levent Kahrıman, konunun doğal ve çevreye duyarlı vegan ürünlere talebi büyük ölçüde artırdığını belirtti.
Sürdürülebilirlik ve kozmetiğin birleştiği noktada tüketicilerin bilinçli olmasının gerekliliğine vurgu yapan Laber Kimya Genel Müdürü Levent Kahrıman, “Günümüzde sürdürülebilirlik her sektörün olduğu gibi kozmetik sektörü çalışmalarının da ilgi odağı haline geldi. Artık geliştirilen ürünlerde çevreye duyarlı, cilt dostu ve yeşil mutabakata uyum sağlayan formüllerin kullanılmasına öncelik veriliyor. Ayrıca, sürdürülebilir kozmetikte etiket okuma alışkanlığının geliştirilmesi, ürünün içeriğine daha bilinçle yaklaşılıyor olması çevreye yönelik duyarlılığı önemli ölçüde artırıyor. Bu anlamda, tüketicilerin kozmetik ürün seçimlerinde bilinçli satın alma davranışı sergileyerek sürdürülebilir özelliğe sahip ürünlere talep oluşturması gerekiyor” diye konuştu.
Geleceğin ellerimizde olduğunun altını çizen Kahrıman, tüketicilerin zamanla bir ürünün vaat ettiğinden daha fazlasını talep ettiğini, ürün kalitesi yanında içeriğiyle ilgili daha fazla şeffaflık beklediğini ve ürünü kullan at devrinden çevreye etkisini sorgulama devrine doğru bir geçiş yaşandığını ifade etti. Bu kapsamda, “Biz de marka olarak artan farkındalıkla hareket ederek geliştirdiğimiz yenilikçi formüllerimizle sürdürülebilir üretimi destekliyoruz. AR-GE ve inovasyona yönelik çalışmalarımızla çevreye dost, yenilikçi ve sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde teknolojiler geliştiriyoruz. Geleceğin dilini konuşabilmek adına markaların bu kavramları iş yapış süreçlerine entegre etmeleri büyük önem taşıyor. Bu entegrasyonu sağlayabilen markalar, böylece kalıcılıklarını devam ettirebilecektir” diye ekledi.