Writer: Dağhan Sürek
Date: 08/07/2020
İlk röportajımı hayata beraber merhaba dediğim, ikiz kardeşim Harun Sürek’le gerçekleştirmek istedim. Müziğe dair paylaşımlarıma da ikiz kardeşimle başlıyor olmak ayrı bir mutluluk… Sizlere Harun’u ben anlatmayayım, isterseniz ondan dinleyelim :
Evet, Harun bize öncelikle kendinden bahseder misin Harun Sürek kimdir?
Ben de sana röportaj vermekten dolayı çok heyecanlı ve mutluyum. Öncelikle derginin ilk sayısı olması dolayısıyla, bütün çalışanlara ve emek verenlere sevgiler, hayırlı uğurlu olsun. Harun Sürek’i o zaman kısaca anlatayım Dağhan… İstanbul’da doğdum, büyüdüm. Kültür Üniversitesi Sinema Televizyon bölümü mezunuyum. Şarkı sözleri yazıyorum, bazen de yorumluyorum. Müzik vazgeçilmezim. Müziğe olan aşkım çocukluğumdan beri içimde sönmeyen bir ateş. Hayatımın her alanında müzik oldu, kendimi müzikle, yazdığım sözlerle daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum…
Müzikle ilgili çalışmalarından bahseder misin? Söz yazarı ve müzisyen kimliğinle neler yaptın?
2016 yılında ilk single çalışmamı yayınladım. “Terki Diyar” isimli, sözü müziği Galip Öztürk, aranjesi Turaç Berkay Özer’e ait.
Çok güzel tepkiler aldık. Şarkımız çok sevildi, çok başarılı isimlerle çalışmıştım, ortaya çok güzel bir proje çıktı. 2018’in son ayında “Rafet El Roman – Derya düetiyle Unuturum Elbet” şarkısının sözünü müziğini Galip Öztürk ile birlikte yaptık. Şarkımız, deyim yerindeyse çok büyük patlama yaptı. YouTube genelinde 500 milyon izlenme rekorunu elimizde bulunduruyoruz.
Aynı zamanda 10 farklı ülkede şarkının farklı dillere çevrilmiş versiyonları çıktı. Coverları saymıyorum bile. Tabi, başarıyı bir kere tadınca insan daha iyisini istiyor. “Unuturum elbet” klasik oldu. Yıllar geçse de hatırlanacak bir eser. Bununla gurur duyuyorum, birçok ödülün sahibi olduk aynı zamanda.
Şimdi “Sanki Çölde Hapsedilmişim” adlı çalışmam yayınlandı PDND Müzik tarafından sevgili Soner Sarıkabadayı ve Osman Çetin Production ortaklığında. Aynı zamanda Osman Çetin ve Aerro birlikte düzenlemesini yaptılar. Galip Öztürk söz ve müziğini yaptı. Ortaya çok güzel bir proje çıktı. Osman Çetin mükemmel bir aranje yaptı. Bulunduğumuz mevsimde arabanızda keyifle dinleyeceğiniz bir yaz şarkısı oldu…
Galip Öztürk’le beraber birçok şarkıya imza attınız. Aranız da nasıl bir bağ var?
Galip benim çocukluğum, geçmişim, geleceğim. Bizim aramızdaki bağ, bir kardeş ilişkisi. Tabi müziğe olan aşkımız, hayallerimiz… Bizim enerjimiz daha da fazla tuttu ve ortaya çok güzel işler çıkardık. Kendisi kendi başına da yüz milyonlarca izlenen, dinlenen şarkılara damgasını vurdu. Beraber birçok projeye daha imza atacağız. Aramızda şarkı seçme konusunda sorun olmuyor, kim ne okumak isterse onu okuyor…
Peki bu şarkıları yazmana ne sebep oldu, nasıl çıktılar ortaya ?
Hepimizin hayatında aşklar, hayal kırıkları, kalp kırıkları vardır. Sevdiklerimizle belki bir zaman istemesek de yolumuz ayrılabilir. Herkes bu duyguları farklı yaşar, kimimiz daha kolay atlatırken bu durumu, kimimiz de daha derinlerine kadar bu acıyı hisseder. Ben ise bu duyguyu daha derinlerde hissediyorum ve yaşıyorum. Bunu da çok iyi bir şekilde kağıda döküyorum. Benim de kendimi ifade ediş biçimim sanırım yazdığım sözlerle oluyor. Bazen isyanı, bazen kabullenişi bazen kendi yaşadığım aşkı, bazen de başkalarının yaşadıklarına empati yaparak, aslında herkesin duymak istediği o anki ruhuna iyi gelen şeyleri üretiyorum.
Tabi balık Burcu olmam belki de buna bir etki yapıyor olabilir bilmiyorum bildiğim tek şey duygusalım, hatta çok fazla…
Harun genelde şarkılarını yazarken en çok nelere dikkat ediyorsun, nasıl çıkıyor bu sözler?
Benim için en önemlisi yalın, her kesimin anlayabileceği, duygularına hitap edebileceğim kelimeleri seçmek. Buna duygularımı da ekleyince ortaya karşı tarafın hissiyatına tercüme olacak cümleler çıkıyor. Aklıma bazen bir anda da sözler geliyor ve bunu hemen yazıya döküyorum…
Bundan sonraki hedeflerin nelerdir, bize biraz bunlardan da bahsedebilir misin ? Önce hayal ederim, sonra bunu içimde sindirerek hedefim haline getiririm. İnsan bir kere başarıyı tadınca bu duygudan vazgeçmek istemiyor. Tekrar tekrar yaşamak için önümde hiç bir engel yok, yaptım daha iyisini de yapabilirim. Dünyaya açılmak fikri artık bana hiç uzak değil. “ Unuturum elbet” sayesinde zaten birçok Avrupa, Asya ve Arap ülkesi ile sürekli irtibat halindeyiz. Her an yeni sürprizlere de açık olsun herkes…
Son olarak yazımızı okuyacak genç arkadaşlarımız hayallerinde sanatla uğraşmak isterse ne yapsınlar? Ne önerirsin?
Genç arkadaşlarımız öncelikle kendilerine güvensin. Atatürk’ün dediği gibi “ Türk öğün, çalış, güven”… Hedefledikleri yolda bazen umutlarını kaybedebilirler bazen etrafındaki kişilerden bu isteklerini köreltecek negatif sözler duyabilirler. Bunlara kulak asmadan emin adımlarla yollarına devam etsinler, üretsinler ve yazmaktan asla vazgeçmesinler. Ve en önemlisi; özgün olsunlar! Taklitle veya başkasının müziğine özenerek, birebir kopya yaparak değil sadece kendilerinin olan özgün eserleri ortaya çıkarsınlar. O zaman daha fark edilir hale geleceklerdir. Çok güzel bir röportaj oldu teşekkürler…