Yoga; B.K.S Iyengar‘ın tanımı ile bedenin zihinle, zihnin de ruh ile birleşmesidir. Zihin ruh ile birleştiğinde ruh özgürleşir, huzurlu bir hale geçer. Bu yolda Yoga geleneksel olarak sekiz aşamaya ayrılır. Patanjali’nin sekiz aşaması; Yama (bireysel ahlaki disiplinler), Niyama (toplumsal ahlaki disiplinler), Asana (bedensel çalışmalar, duruş), Pranamaya ( Nefes farkındalığı), Pratyahara(duyuların kontrolü), Dharana (konsantrasyon, odaklanma), Dhyana (meditasyon), Samadhi (bütün olarak kendini verme).
İlk aşama olan Yama, beş tane ilkeyi kapsar. Ahimsa ( şiddetsizlik), Satya( dürüstlük), Asteya( açık kalplilik, çalmama), Brahmacharya ( tensel zevkleri denetim altına alma), Aparigraha( basitlik, ihtiyacından fazlasına sahip olmama)
Yola başladığımda daha ilk aşamanın ilk ilkesi olan Ahimsa benim için çok kıymetli bir farkındalık ve keşifti. Kendimle ve çevremle olan ilişkilerimi, düşünce ve sözlerimin kalitesini daha yoğun bir biçimde gözlemlemeye başladım.
Yoga pratiklerim sırasında matın üstünde bedenime uyguladığım şiddeti gözlemledim. Pozu daha iyi yapmak için bedenimi zorlamalarım, dinlenmem gerekirken daha fazla pratik yapmaya çalışmam, o an ihtiyacım olan ilk seviye iken ileri seviyelerde pozlara girmem. Ve en önemlisi bu sırada zihnimin yaptığı yargılamalar. Kendi kendimi yargıladığım anları yakalardım. Hala da yakalıyorum.
Bu keşif ile birlikte artık pratiklerimde niyetim ‘’Kendimi yargılamadan vücudumun o anki gücüne, esnekliğine ve yorgunluğuna göre asanaları uygulamak ve pozları geliştirip derinleştirmek.’’ oldu.
Matın üstünde başlayan bu ilkeyi ister istemez yaşamımın diğer alanlarına da taşımaya başlamıştım. Düşüncelerime, gün içinde yaptığım aktivitelerime, kendime davranma şeklime uyguladığım kıymetli bir ilke haline geldi. Öz Şefkati farketmiştim ve artık kendime iyi davranmaya özen gösteriyorum. Çalışırken, yemek seçimlerimde, insanlarla ailetişim içindeyken, problemler ile karşılaştığımda, en zorlu anlarda şiddetsizlik ilkesini kendime hatırlatırım.
Kendine nasıl öz şefkat gösterebileceğini sen de keşfedebilirsin. Öz şefkat; kendini yargılamadan kendini olduğun veya olmadığın halinde kabul etme, barışma halidir. İyi ve kötü durumlar ile olan ilişkilerini gözlemleyebilisin. Sürekli, mutluluğun ve iyi hislerin peşinde olmak bizi huzura ve dinginleye götüremeyebilir. İyi hissetmek için kötü hisleri de kucaklamalıyız. Direnç göstermemek, olanı kabul etmek güzel bir adım olacaktır.
Çevrene gösterdiğin ilgi ve alakayı kendine de gösterebilirsin. Ki kendine nasıl davranıyorsan çevrendeki insanlara ve doğaya da o özen ve şefkatle yaklaşıyor olacaksın.
‘’ Farkındalık ne deneyimlediğimizi, onu deneyimlediğimiz sırada bilmektir ‘’ Guy Armstong