Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 25’inde görülen ve gülümseme sırasında diş etlerinin aşırı görünmesiyle karakterize edilen gummy smile (diş eti gülümsemesi), estetik dünyasında yeni tedavi yöntemleriyle artık sorun olmaktan çıkıyor.
Avrupa Kozmetik Diş Hekimliği Birliği (ESCD) Üyesi Uzman Dt. Funda Özsarı , Türkiye’de de 20 milyona yakın kişinin yaşadığı bu durumun, estetik botoks uygulamalarıyla estetik bir görünümün sağlanabileceğini söyledi.
Diş eti gülümsemesine yönelik botoksın faydalarına dikkat çeken Dt. Funda Özsarı, “Botoks, dudak kaldırıcı kasların aktivitesini azaltarak diş etlerinin görünümünü minimize ediyor. Cerrahi müdahaleye gerek kalmadan daha doğal bir gülüş sağlamak mümkün. Bu yöntem, kısa sürede sonuç almak isteyenler için ideal” Dedi.
Türkiye’de 20 Milyona Yakın Kişi Etkileniyor
Dt. Özsarı, gummy smile’ın dünya genelinde yaygın bir estetik sorun olduğuna vurgu yaparak, Türkiye’deki yaygınlığınu vurgulayarak, ” Türkiye’de yaklaşık 20 milyon kişi gummy smile problemiyle karşı karşıya. Bu, toplumun dörtte birini ilgilendiren önemli bir estetik kaygı haline gelmektedir. Günlük hayatı ve özgüveni etkileyen bu durumu basit ve etkili yöntemlerle çözmek artık mümkün.” Şeklinde konuştu.
Botoks ile Özgür Gülüşler Mümkün
Botoksun hızlı ve minimal invaziv bir tedavi sunduğunu belirten Özsarı, diş eti gülümsemesi kişinin tam anlamıyla gülümsemesini engelleyerek sosyal hayatta kendini ifade etmesini zorlaştırabildiğini kaydetti. Özsarı, botoks uygulaması ile bu kasların aktivitesini kontrol altına alındığını daha dengeli ve estetik bir gülüş sağlandığını söyledi. Botoksun, diş eti gülümsemesini düzeltmek için dudak kaldırıcı kaslara düşük dozlarda uygulandığını belirten ÖZsarı, “İşlem yaklaşık 10-15 dakika sürer ve hasta hemen günlük aktivitelerine dönebilir. Etkileri 1-2 hafta içinde görülmeye başlanır ve ortalama 4-6 ay boyunca devam eder.” Dedi.
Botoks Herkes İçin Uygun Değil
Dr. Özsarı, botoksun her “gummy smile” vakası için uygun olmayabileceğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Hastalarımızın yüz dinamiklerini detaylı bir şekilde analiz ediyoruz. Uygulama planını, kişinin yüz yapısına ve beklentilerine göre özelleştiriyoruz. Bu sayede hem doğal bir görünüm elde ediyoruz hem de olası yan etkileri minimuma indiriyoruz.”