Site icon Türkiye'nin Yeni Kadın Moda Dergisi – NYXmag

Midemiz Değil, Duygularımız Aç

PAYLAŞ

Bazen yoğunluğun içinde kendimizi bunalmış hissedebilir, değişim ve yeni kararlar için doğru zamanı bekliyor olabiliriz. Midenizin kontrolünü beyninize değil duygularınıza teslim ettiyseniz; değişim için tam zamanı!

Tüm yaşanmışlıklarıyla ve pek çok olumsuzlukla bir yıl sona ererken, yeni ve pozitif bir ruh haline ulaşmak hala elinizde. Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nin Kurucusu Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, yeni bir yılı fırsata çevirmenin püf noktalarını anlattı.

Buzdolabınızın kapısını, artan sıkıntılarınızdan ve yorgunluğunuzdan uzaklaştıracak bir çıkış olarak görüyorsanız, duygularınız midenizin kontrolünü çoktan ele almış demektir.

Bu noktada midemizin değil duygularımızın aç olduğunu dile getiren Reem Nöropsikiyatri Kliniği Kurucusu Nörolog Mehmet Yavuz, duygusal yeme bozukluğunu anlatıyor.  

Duygusal yeme bozukluğumun olduğunu nasıl anlarım?

Hayatta zorlanırken ve kendimizi bu güçlükler karşısında zayıf hissettiğimizde çareyi yemek yemekte bulmak, ruhsal yıkımları yemek ile tamir etmek veya içinizde oluşan boşluğu yemek ile doldurmak kolay bir seçenek olarak görülebiliyor. Ancak duygulara teslim edilmiş bir mide zamanla daha da derin ruhsal problemlere yol açıp, oldukça ciddi kilo problemlerini de beraberinde getireceği gibi anlık mutlulukların ötesine götüremez. Eğer;

Duygusal yeme bozukluğu aniden geliyor

Dürtüsel olarak işleyen bu süreçte kişi, aniden gelen açlık hissine karşı koyamaz ve yemek yeme ihtiyacı hisseder. Fizyolojik bir acıkma durumu yoktur çünkü fiziksel açlık bir anda gelmez yavaş yavaş oluşur. Üstelik fizyolojik açlıkta mide doyma hissine ulaşıyorken, duygusal açlıkta kişi doyma farkındalığını yitiriyor.

Ye, rahatla ve pişman ol!

Kişinin psikolojik ruh halini belirleyen bazı hormonların başında seratonin ve dopamin gelir ve kişinin o gün nasıl hissedeceği üzerinde önemli rol oynar. Bu hormonların salgılanması durumunda kişi kendini kaygılı, mutsuz ve boşlukta hissedebilir. İşte bu noktada bedenimiz  kaçış noktası olarak yemek yemeyi görür. Duygusal yeme bozukluğu olan birey, tamamen duygularının yarattığı boşluğu doldurmak amacıyla yemek yerken kıyaslanamayacak ölçüde rahatlama hisseder. Bu sürekli bir kara deliği doyurmaya çalışmakla aynı şey aslında.Sürekli yemeği düşünmek ve bu dürtüye karşı koyamayıp yemek yemek, pişman olmak, tekrar ruh halimizin bozulması, tekrar yemek ve hemen ardından gelen pişmanlık.

Duygusal yeme bozukluğuyla baş edebilirsiniz

Gün içerisinde karşılaştığımız küçük sorunlar üst üste binip dağ gibi önümüzde büyürken kendimizi giderek küçülüyor hissedebiliriz. Bu noktada çözüm kesinlikle buzdolabında ya da marketlerin raflarında değil. Problemlerden kaçmak yerine üzerine giderek bize dağ gibi görünen sorunlarımızın aslında ne kadar da zayıf bir illüzyon olduğunu farkedebiliriz. Bunun için öncelikle duygusal yemek bozukluğu sorununuzu kabul etmeliyiz. Ayrıca;

PAYLAŞ
Exit mobile version