Page 293 - NYXmag_SAYI_010
P. 293
Sanatın Gözü
3. Caner Şengünalp – Tanrısal Boşluk
David Hockney’in dediğine göre,
kardeşi Tanrı’nın nesneler arasındaki
hava, boşluk olduğuna inanıyormuş.
Böylece herşey Tanrı’nın içinde oluyor,
içinde dolanıyor. Günümüzde her yanda,
bu büyük tanrısal boşlukta bol miktarda
imge var. İnsanlar kendi varoluşlarına
ve acılarına, hiç olmadığı kadar tek
başlarına, zamanın ve evrenin uçsuz
bucaksız derin boşluğunda bir yer
bulmaya çalışıyorlar (Berger, 1999)*.
Bu tanrısal boşluğun yeryüzündeki
mekânsal karşılığı mağaralardır.
Mağara; evrenin sembolüdür, dünyanın
merkezi, kalp, yüksek benlik ile egonun
yeri, ilahi olanla insanın karşılaşma
noktasıdır, saklı olan içsel ezoterik
bilginin, inisiyasyonun ve ikinci doğuşun
yeridir. Zamanın olmadığı bir mekânda
“görülmezin” açığa çıktığı süptil bir ana
geçişe açılan kapıdır.
3
4. Deniz Küçükballılar – Bir
Varmış Bir Yok (mu) Oldu 4
İnsanoğlunun en çok güvendiği
duyu olan görmek, Dünyayı
tanımak için en etkili araç olarak
kullanılsa da bakmak teşebbüsü
her zaman görmek algısını getirir
mi? Algılamak cesaret gerektirir,
çünkü perdenin arkasında
duran renkleri solmuş hayal
kırıklığına hazırlıklı olmak gerekir.
Yakınından geçtiği her zaman
hayranlıkla izlediği ağacı bir gün
kesilmiş vaziyette bulan sanatçı,
topladığı parçalarıyla kendi duyu
dünyasının ağacını yaratır. Artık
zamana karşı ölümsüz olan ağaç,
dünyaya karşı renksiz ve boş bir
kovuktur.
NYX
293