Page 121 - NYXmag_SAYI_012
P. 121
İlham Veren Kadınlar
alamayacağım bir biçimde yeşerdi. O yüzden de
kararımı uyguladıktan sonra geriye dönüp “Ne yaptım
ben” diye bir pişmanlık hiç hissetmedim. Çünkü ne
yapmak istediğimi biliyordum ve dışarıdan duyduğum Bugün geriye dönüp baktığımda,
pek çok sesin aksine iç sesim “Şimdi değilse ne her ne kadar karar sürecim ve
zaman?” diye sürekli kalbimi ve aklımı dürtüyordu.
devamında yaşadıklarım kolay
Bugün geriye dönüp baktığımda, her ne kadar karar
sürecim ve devamında yaşadıklarım kolay olmasa da, olmasa da, iyi ki bu yolculuğa
iyi ki bu yolculuğa niyetimi koymuşum diyebiliyorum. niyetimi koymuşum diyebiliyorum.
Zamandan Kaçan Ayrılık’ı da Bahar Düşü’nü de
kalpten yazdım ve arzum pek çok kalbe dokunabilmek,
okuyan kişilerde yeni duygular uyandırabilmek.
Hepimiz her gün bu gerçekle karşılaşıyoruz ama çok
azımız bunu görmezden gelmeyi seçiyor maalesef.
Öykülerimi yazarken genellikle gözlemlediğim bir olay
oluyor. Ya da duyduğum bir cümle veya hissettiğim
yoğun bir duygu. Ateşin kıvılcımı genellikle bu
üç yerden birinden çıkıyor. Akabinde, o kıvılcımı
düşünmeye ve büyütmeye çalışıyorum. Yolda
yürürken, bir iş yaparken… Oradan da bir örgü veya
bir karaktere ulaşıyorum.
“Zamandan Kaçan Ayrılık” kitabınızdaki
Martı Şekip’in öyküsü öyle içten, öyle
bizden bir öykü ki, okurken Şekip bizim
pencerede gibi hissettim. Çok yalın ama bir
o kadar da sayfalardaki öyküyü gözünüzde
canlandıracak kadar güçlü bir yanı var.
Okurun böyle hissetmesi için özel yazım
teknikleriniz var mı?
‘Zamandan Kaçan Ayrılık’ kitabımın ilk öyküsü Martı
Şekip, dedemin cenazesini anlatan bir hikâye. Cenaze
günü, evin salonunda otururken pencereye sürekli
gelip giden martı, misafirlerin gözünden kaçarken
benim kitabımdaki en sevdiğim karakterlerden birisi
haline dönüştü. Ya da sokakta her gün gördüğümüz ve
hayatını dilenerek geçirmek zorunda kalan çocuklar…
NYX
121