Page 287 - NYXmag_SAYI_017
P. 287
Kültür - Sanat
İçinde Yaşadığımız Deri başlıklı sergi, Koray Ariş’in altmış yıla uzanan heykel pratiğine figür, ten, tını,
hareket ve denge gibi yapıtlarındaki merkezi temaların merceğinden kapsamlı bir bakış sunmayı amaçlıyor.
Ariş’in farklı dönemlere ve serilerine ait heykelleri, mekâna özgü bir kurgu içinde, atölyesindeki üretim
süreçlerini belgeleyen çeşitli nesnelerle bir araya geliyor. Sergiyi oluşturan 300’e yakın yapıt ve nesne,
formların dönüşümlerine tanıklık ederken aynı zamanda heykel, nesne ve beden arasında kurulan ezeli
ayrımların kırıldığı ve heykelin tene büründüğü bir ortaklık alanını deneyime sunuyor.
İçinde Yaşadığımız Deri, Ariş’in 1982’den bu yana çalışmalarını sürdürdüğü Çatalca’daki atölyesinde sanat,
yaşam ve doğa arasında ördüğü bağlardan hareketle şekil alıyor. Bu alanın giriftliğini ve farklı formlar
arasında sağladığı komşulukları benimseyen sergi, Ariş’in ahşap, metal, buluntu nesneler ve özellikle deri
ve köseleyi kullanarak ürettiği eserleriyle heykel sanatına yaptığı özgün katkıların izini sürüyor. Küratör
Selen Ansen’in oluşturduğu kronolojik olmayan güzergâh, sanatçının bedensel formları andıran ve doğadan
esinlenen heykellerini, ses ve hareketi içinde barındıran serileriyle buluşturarak yeni komşuluklar kuruyor.
Ariş’in heykele duyumsal yaklaşımını ve maddeye adanmışlığını yüzeylerde usanmadan bıraktığı izler
üzerinden görünür kılan İçinde Yaşadığımız Deri, doğal ve yapay olanın iç içe geçtiği, farklı süreçlerin
kesiştiği, malzemelerin birbirine eklemlendiği ve formların evrildiği bir dünyanın kapılarını açıyor. Sergiyi
meydana getiren erken dönem figüratif temsiller ve büstler, soyut kafalar, hayvanileşen / taşlaşan
yüzler, kemikleşen taşlar, ağaçlaşan / kabuklaşan figürler, gövdeleşen / sırtlaşan rölyefler, figürasyondan
soyunarak ortaya çıkan bu formların tümü, “heykel” ismini verdiğimiz nesneye ve heykel yapma faaliyetine
alışılmış tanımların ötesinde bir yaklaşım öneriyor.
NYX
287