Page 258 - NYXmag_SAYI_007
P. 258

hikayeler

































              Düş Kapanı                                 Yaşamdan Bir Kesit




                                                         Sabah yine çalar saatten on beş dakika önce uyanmıştı. Yıllar süren
                      ŞENAY ÇARKÇI                       banka memurluğundan kalma alışkanlık işte. Oysa artık alelacele
                                                         yetişecek bir durum yoktu. Çoktan emekli olmuştu. Antika eşyalara
                                                         olan merakından Şişli’de bir ara sokakta küçük bir antikacı dükkanı
                                                         açmıştı Ekrem Bey.

                                                         Dört yıl olmuş olmamıştı. Her zaman yaptığı gibi kırık beyaz tüllerini
                                                         aralayıp buharlaşmış camları açıp evi havalandırdı. Gelişi güzel
                                                         yatağını toparlayıp elini yüzünü banyoda yıkadıktan sonra yatağın
                                                         başındaki koyu kahverengi tahta iskemlenin üzerine geceden
                                                         hazırlayıp koyduğu kıyafetlerini giyip kısa bir süre havalanan
                                                         evin camlarını örtüp kendini dışarıya attı. Bir yılı aşkın bir süredir
                                                         boğuyordu bu ev onu. Her akşam birkaç kadeh içiyor, eve gelip sızıyor,
                                                         sabah da bir durak ötedeki antika dükkanına adeta atıyordu kendini.


                                                         Öyle ahım şahım para kazanmıyordu aslında. Son dönemlerde iyiden
                                                         iyiye azalmıştı işler. Haftada üç dört kişi gelirse ne ala... Ama o bir
                                                         nebze de olsa huzur buluyordu orada. Evin o ruhunu sıkan, o dağınık
                                                         ortamından sonra iyi geliyordu ona.

                                                         Haftada bir gelen gündelikçi Zehra da olmasa nice olurdu Ekrem
                                                         Bey’in hali? Yemek de yapıp bırakırdı bazen ama genelde yenmez bir
                                                         sonraki gelişinde çöpe atılırdı.

                                                         Oysa ne kadar güzel günler ne aşlar ne hayatlar geçmişti bu aile
                                                         yadigarı eski evde. Duvarlarına dokunsan tarihe dokunurdun sanki.
                                                         Büyük havadar, iki katı küçük bir bahçesi olan bir ev.

                                                         Havada hafif sabah ayazı olsa da bahardan kalma bir gündü sanki
                                                         yeni yıla bir hafta kalmasına rağmen. Siyah eski model arabasının








                                                            NYX
                                                           258
   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262