Page 400 - NYXmag_SAYI_010
P. 400

hikayeler








                                                                Altı kardeş, bir yengem, bir de annem. Benim babam
                                                                yoktu. O yüzden annem her şeyimdi.

                                                                Yazın hava kararana kadar oyunlar oynar akşam
                                                                Güneşin doğuşunu ön odadan, batışını küçük arka
                                                                odadan gören bir evde büyüdüm ben. Demirden,
                                                                beyaz boyası yer yer bozulmuş küçük bahçe kapısı
                                                                üzerinde salkım saçak demire sarmaşıklanmış hanımeli
                                                                çiçekleri, yaz akşamları mis gibi kokar. Bahçenin her iki
                                                                yanında renkli akşam sefaları…

                                                                Söğüt ve kavak ağaçları ile çevrili bir bina. Balkona
                                                                yakın bir şeftali ağacı.

                                                                Yeşili, havası bol, hemen hemen herkesin birbirini
                                                                tanıdığı bir semt.

              Düş Kapanı                                        Biz, bir arada mahalle arkadaşlarım…

                                                                Düşlerim, masallarım ve çocukluğum...

                                                                Altı kardeş, bir yengem, bir de annem. Benim babam
                      ŞENAY ÇARKÇI                              yoktu. O yüzden annem her şeyimdi.


                                                                Yazın hava kararana kadar oyunlar oynar akşam
                                                                ezanıyla annemin balkondan “Hadi artık eve, akşam
                                                                oldu” diye seslenişi ile açlığımı, susuzluğumu hatırlayıp
                                                                eve koşuşlarım…

                                                                Ertesi gün yine arkadaşlarla biri başlayıp biri biten
                                                                çeşitli oyunlar; evcilik, yakar top, sekiz taş, istop,
            Dört Günlük Bir Şey                                 saklambaç ve daha birçoğu…

                                                                Arada kan ter içinde kapı önünde kana kana su içmeler,
                                                                ekmek arası atıştırmalar…

                                                                Bilmedik kurnazlık, düşmanlık, kumpas… Ne de
            Güneşin doğuşunu ön odadan, batışını küçük arka     ırkçılık…
            odadan gören bir evde büyüdüm ben. Demirden,
            beyaz boyası yer yer bozulmuş küçük bahçe kapısı    Pembe yalanlarımız, masum oyunlarımız, kirlenmemiş
            üzerinde salkım saçak demire sarmaşıklanmış hanımeli   çocukluk aşklarımız vardı.
            çiçekleri, yaz akşamları mis gibi kokar. Bahçenin her iki
            yanında renkli akşam sefaları…                      Ne güzeldik…O sebepten mi sonraları çok üzüldük
                                                                bilemiyorum.
            Söğüt ve kavak ağaçları ile çevrili bir bina. Balkona
            yakın bir şeftali ağacı.                            Güneşin batışını gören küçük odanın penceresinin
                                                                karşısında, büyük yaşlı bir söğüt ağacı vardı.
            Yeşili, havası bol, hemen hemen herkesin birbirini   Pencerenin önündeki minderli divana oturup onu
            tanıdığı bir semt.                                  seyrederdim. Rüzgarda, karda, baharda o da bizi
                                                                seyrederdi. Sevincimizi, hüznümüzü, kavgalarımızı,
            Biz, bir arada mahalle arkadaşlarım…                kutlamalarımızı...

            Düşlerim, masallarım ve çocukluğum...               Bizi bilirdi, yegane dostumuz sırdaşımızdı.




                                                            NYX
                                                           400
   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404