Page 220 - NYXmag_SAYI_012
P. 220
hikayeler
Diğer iki kızın isimlerini kocası verdiğinden ses
etmemişti bu defa zaten bir hayal kırıklığı idi erkek
beklerken yine bir kız… Pek sevinemedi bile…
Tarlada ırgattı baba.Köyün zengin, yaşlı ağasının her
işine koşardı. Çavşin’in iki ablası büyür büyümez, iki
sene ara ile birini, bir dönüm arazi karşılığı on beşinde,
diğerini de on altı yaşında üç büyük baş hayvan
karşılığı vermişti. Her ikisi de ayrı köylere gitmişlerdi.
Daha önce hiç görmedikleri birilerine…
Köyde okul yoktu. Merkezdeki okula göndermemişti
baba. Cavşin annesinin türkü ve ağıtlarıyla
büyümüştü.Hiç unutamadığı da göz pınarlarının, her
an iki damla yaş süzülecekmiş gibi ıslak olmasıydı.
Kaderine boyun eğmiş, çaresiz bir kabullenişti
Düş Kapanı onunkisi. Daha çocukken; “Ben böyle anam gibi
olmayacam” diye geçirmişti Cavşin içinden.
Kars’ın ovalarında, dik yamaçlarında, sarı ekinleri
arsında koşuştururken yılar geçmiş, Cavşin
ŞENAY ÇARKÇI büyümüştü.16’sına gelmişti. Köydekilere göre evlenme
yaşı gelmiş de geçiyordu bile. Babasının yanında
çalıştığı ağa vefat edince bütün işlerin başına büyük
oğlu geçmişti.
Evli dört tane kızı vardı. Bir erkek evlat isteği bir
hırsa bir takıntıya dönmüştü Ömer Ağa’da. Babasının
Alaca Nere, yanına gidip gelirken Cavşin’i kestirmişti gözüne. Bir
gün öğleden sonra çağırdı Cavşin’in babasını. Açtı
konuyu “Bir erkek evlat versin bana “diyordu. Babası
Eze Nere “Ne demek ağam kız senindir.” dedi.
Yüklü bir başlık, birkaç dönüm toprak… Irgatlıktan
kurtuluyordu artık.Akşam evde bir çağrış bağrış.
Anası vermem kızımı o yaşlı adama, kuma olamaz
Numarası değiştirilen gözlükleri ile daha iyi görüyordu gari benim kızım diye bas bas bağırıyordu. Çavşin
ışıl ışıl, pul pul denizi. ağlayarak yalvarıyordu babasına ama nafile. Öfkeyle
kalkıp anasını dövmeye başlayınca Cavşin’in korkudan
Tepenin ucundaki bu iki katlı evin verandasında hemen “Tamam baba tamam gidecem” demekten başka bir
hemen bütün Eze ayaklarının altında sayılırdı. çaresi kalmamıştı.
Fransa’nın bu şirin köyüne oğlu ve gelini ile yerleşeli üç Bir hafta geçmemişti ki kapının ödünde davul
sene kadar olmuştu. Önceleri ön yargılı davransa da zurnalar gelini almaya geldiler. Cavşin ölmek istemiş
buraya yerleşme durumuna gelir gelmez büyülenmişti ama yapamamıştı. Bu düğün değil cenaze töreniydi
adeta. Çok güzel bir yerdi burası. onun için. Başına kırmızı pullu bir eşarp örtüp bir ata
bindirdiler. Anası kapının eşiğinde ağlayarak ağıt gibi
Çavşin kadın Kars’ın Alaca köyünde doğmuştu. bir şey söylüyordu.
Doğurduktan sonra kucağına verdikleri anası,
masmavi gözlerini görünce mavi gözlü anlamına gelen Yağan yağmurdan toprak kızıl bir balçık olmuş, at
Cavşin ismini vermişti ona. gitmekte zorlanıyordu. O kadar çok şey bilmiyordu ki
Cavşin !!! Sanki kendi başka biriydi uzaktan kendini
NYX
220