Page 273 - NYXmag_SAYI_005
P. 273

Kültür - Sanat  / Röportaj






                 “Endülüs geometrisi derken?”
                 “Endülüs evet. Bakın bu tanınmıyor Dünya’da. Siz bile bilmiyorsunuz belli ki hocam. Bir geometri düşünün ki
                 bildiğimiz geometriden çok daha üstün olsun. Rusların Endülüs geometrisiyle ilgili gizli çalışmaları var. Uzay çağını bu
                 geometri çizecek diyorlar.”
                 “Ben Riemann falan bilirim de Öklid’den şaşmam. Endülüs geometrisi nasıl bir şey?”
                 “Endülüs’teki atalarımızın yaptıkları çalışmaları yeni yeni deşifre ediyoruz. Yüzlerce yıl süsleme gibi bakıp geçtik
                 onlara.”
                 “Bildiğimiz geometrilerden farkı ne?”
                 “İşte çalışıyor arkadaşlar üzerinde. Muazzam bir şey. Böyle yeni geometrik şekiller var. Üçlü beşgen, beşli üçgen.
                 Endülüs üçgeni adını verdikleri şeyler. İç açılarının toplamı 361 derece.
                 Bildiğimizden bir derece fazla. Üç yüz altmış biliriz ya biz.”
                 “Yüz seksen.”
                 “Üç yüz altmış bir neyle neyin çarpımı Hocam? On dokuz. Evet bildiğimiz on dokuz.”
                 “!?”
                 “Muazzam değil mi?”
                 “Öyle mi? Nesi muazzam?”
                 “Aslında ben de tam vakıf değilim. On dokuz şeydir ya işte. Neyse. Efendim trigonometri, logaritma sil baştan olacak
                 deniyor. Tam bir devrim.”
                 “Kalkülüse dokunmasınlar da. Baştan öğrenemem bu yaştan sonra.”
                 “Bakın bazı şekilleri nasıl yaptıkları hala sır. Diyorlar ki o yıllarda yapılması imkansızmış.
                 Bilgisayarla bile zormuş.”
                 “Uzaylılar yardım etmiştir.”
                 “İşte geleceğin matematiği diyorlar hocam. Hayret edersiniz. Koca bir ekip çalışıyor üzerinde.Hepsi parlak çocuklar.
                 Külli hesap geliştirdiler. Bir ekip de İspanya’da. Çizimleri yerinde inceliyor. Neyse bu çalışmalar açık. Her yere yayılsın
                 istiyoruz. Almanya’daki çocuk Endülüs geometrisini bilsin,üçlü beşgen çizsin. Külli hesabı o da öğrensin.”
                 “Külli hesap nedir Nihat Bey?”
                  “Bakın o yepyeni bir şey. Integral hesabı batıdan geldi değil mi? Oysa Endülüs’te var bu. Çocuklar buldu çıkardı. Tabii
                 adını biz koyduk.”
                 “Kalkülüs de gitti!”
                 “Endülüs geometrisi ve külli hesap. Üzerinde çalışan arkadaşlar kuantum fiziğinin muammalarını çözeceğini söylüyor.
                 Size de faydası olacaktır.”
                 “Merak içindeyim.”
                 “Size çalışmalarla ilgili belgeler göndertirim. Evet. Neyse. Gizliliğe son derece önem veririz. Geometri ve külli hesap
                 herkese açık. Dost ve kardeş ülkelere Külliye’nin bir bölümü. Çin’e karşı da dikkatliyiz. Çok seyahat ederim iş gereği.
                 Avrupası, Amerikası, Rusyası Pekin’i, Şangay’ı. Nasıl hin oğlu hinler bilseniz. Dikkatle seçilmiş mekanları gezdiriyor
                 mihmandar. Federasyona da yazdıydım.”
                 “Federasyon?”
                 “Paten federasyonu. Denetçisiyim oranın. Türkiye Buz Pateni Federasyonu. İşte ek görev gibi.”
                 “Ek görev. Evet.”
                 “Neyse. Mesela İngilizler kapıdan içeri giremez hocam.”
                 “E onlar da Endülüs geometrisi öğrensin?”
                 “Onu öğrensin tabii. Ama Külliye’ye sokmuyoruz onları. Geçen sene bir konsolos gelecek dediler. Gromer mi ne adı.
                 Olmaz dedik. Konya’da karşıladık bu Gromer’i. Mevlana kebap yedirip gönderdik. Bu adamlar herkesin gözü önünde
                 Mısır kral mezarlarını çalmadılar mı?”
                 “Bıraksanız piramitleri söker götürürler. İyi yapmışsınız.”
                 “Her şeyin arkasında bu İngilizler. Şimdi perde arkasındalar. Amerika’yı kurup öne çıkardılar. Size de garip gelmiyor
                 mu hocam iki yüz yıllık bir ülkenin Dünya’yı yönetmesi. İstanbul fethedildiğinde Amerika’da yüzünü gözünü boyayan
                 affedersiniz anadan üryan kızılderililer vardı.”
                 “Bir zamanlar İngiliz de barbardı. Bazen olur öyle tarihte. Kimi çöker kimi yükselir.”
                 “Sorarım size İngilizlerle Amerika hiç savaştı mı? Bak o kadar savaş oldu. Birbirlerine sıktıkları bir mermi var mı Allah
                 aşkına?”
                 “Bağımsızlık savaşı?”
                 “Efendim?”
                 “Kolonilerle İngiltere’nin savaşı? Hani çizgi roman vardı. Teksas. Çelik Bilek? Orada da geçer.”
                 “Çizgi romana kızardı rahmetli babam. Neyse ne alırsınız hocam? Kahve?”
                 “Şekersiz olsun.”



                                                            NYX
                                                           273
   268   269   270   271   272   273   274   275   276   277   278