Page 113 - NYXmag_SAYI_006
P. 113
Sağlık
İnsülin direncine yol açan etkenlerin başında ise genetik yatkınlık geliyor, yani ailede diyabet öyküsü
olması çok önemli bir risk faktörü. Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, aile öyküsüne hareketsiz yaşam, düzensiz
beslenme, uyku düzensizliği gibi çeşitli faktörler de eşlik ettiğinde insülin direncinin geliştiğini belirterek,
“Vücutta artan insülin özellikle sık acıkma, açlığa tahammülsüzlük, karbonhidratlı gıdalara düşkünlük, hatta
bazı hastalarda gece uykudan uyanıp tatlı ya da unlu gıda tüketme gibi iştah bozukluklarına yol açıyor. Bu
yeme bozuklukları zamanla kilo alımıyla ve insülin direncinin artmasıyla sonuçlanabiliyor” diyor.
Peki, insülin direncini kırmak için nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Endokrinoloji ve Metabolizma
Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Sezgin Meriçliler, insülin direncinin önlenmesi ve tedavisi için
10 etkili kuralı anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu!
Egzersiz yapın
Hareket, hücrelerin şeker kullanımını kolaylaştıran ve daha
az insülinin şeker metabolizmasının düzenlenmesinde
yeterli olmasını sağlayan en önemli faktördür. Her tür
spor yapılabilir. Her gün 30 dakika veya haftada 3 kez, 50
1 bisiklete binmek, hatta dans etmek bile insülin direnciyle
dakikalık yürüyüş yapılabileceği gibi; yüzme, salon sporları,
mücadelede son derece faydalı olacaktır.
2 Unlu gıdaları azaltın
Karbonhidratlı yiyeceklerin kan şekerini daha fazla
yükseltme potansiyeline, dolayısıyla insülin salgısını
daha fazla uyarma yeteneğine sahip olduklarından,
karbonhidratlı yiyecekler; kan şekeri kontrolünü zaten
normalden fazla insülinle yapabilen insülin direnci
hastalarında hem insülin salgısının daha da artmasına,
hem kilo alımına hem de pankreas rezervinin daha
hızlı tükenmesine yol açarlar. Bu nedenle diyetteki
karbonhidrat miktarının mutlaka azaltılması gerekir.
Rafine karbonhidratlar, yani unlu ve şekerli gıdalar
yerine meyve ve sebze gibi doğal ama lifli karbonhidrat
türleri tercih edilmelidir.
Atıştırmalıklara dikkat!
Yakın zamana kadar 3 ara ve 3 ana öğün olmak üzere sık
sık beslenmek önerilirken, son birkaç yıldır ‘aralıklı oruç’
adı verilen ve ara öğün içermeyen beslenme şekilleri
popüler oldu. Ara öğün alması gereken bir grup hasta
dışında, aralıklı oruç insülin salgısının daha az uyarılmasına
yol açtığı için tercih edilebilir. Ancak günde 3 ana öğün
yerine 2 öğün yenilmesi, arada acıkmaya ve atıştırmalara 3
neden olabilir. İnsülin direncini artıran, kilo almayı
kolaylaştıran en büyük beslenme hatası, atıştırmalardır. Bu
nedenle hangi beslenme şekli seçilecekse seçilsin, sağlıklı
öğünler şeklinde olmalı ve aralarda abur cubur adını
verdiğimiz gıdalar en aza indirilmelidir.
NYX
113