Page 185 - NYXmag_SAYI_012
P. 185

Kedice















            -Ay hepsi çok güzel. Ben sarı olanı istiyorum. Bal gibi…  oynuyorduk. Bizi Bal ve Kaymak diye çağırmalarına da
            -O zaman ben de beyazı alayım. Kaymak gibi…         alıştık. Artık benim Bal kardeşim, onun da Kaymak
            -Harika Bal-Kaymak kardeşler.                       kardeşi vardı.

            Evet, tam da böyle bir konuşmaya şahit olduk.       Ceren ve Eren evlendiler biliyor musunuz? Hem de
            Daha ne olduğunu anlamadan ben Eren, sarı kardeşim   nikahta şeker yerine kedi maması dağıttılar
            de Ceren ile birlikte yuvalarımıza gitmek üzere yola   davetlilere. Şöyle de bir not vardı mama paketlerinde:
            çıktık.                                             “Bizim birlikte olmamıza vesile olan minik dostlarımız
                                                                için bu mamaları aldık. Siz de sokakta gördüğünüz
            Eren evde bana bir oda hazırlamıştı. Oyuncaklar,    kedilere bu mamaları vererek bizim adımıza onlara
            tırmalama tahtaları, daha nelerneler… Gündüzleri hep   teşekkür edebilirsiniz.”
            yalnız kalıyordum. Akşam olup Eren eve geldiğinde de   Ya işte böyle…
            kucağından inmiyordum. Kardeşlerimi çok özlemiştim.
            En çok da sarı olanı. Ben hep ona sarılıp uyurdum.  Hem yuva bulduk hem de yuva kurduk…
            Bir akşam Eren’in konuştuğunu duydum. Bana mı bir
            şey söylüyor diye suratına baktım. Ama yok bana     Diğer iki kardeşimiz de yuva bulmuşlar. Ama ayrı ayrı…
            demiyordu.                                          Yani onlar yuva kurduramamışlar. Eh, herkes bizim
                                                                kadar becerikli değil tabi.
            -Doktor Hanım, bu Kaymak çok durgun. Nesi var
            acaba? Yarın bir gelsem size de baksanız olur mu?   Ne demişler?
            Sabah olunca beni taşıma çantasına koyduğu gibi     Yuvayı yavru kedi yapar.
            soluğu doktor ablanın yanında aldı Eren. İçeride
            tanıdık bir koku vardı. “Sarı kardeşiiiiimmmm” diye   Hoş işin buraya varacağı, daha bizi ilk gördüklerinde
            bağırdım. Kardeşimin kokusunu tanımıştım. O da beni   verdikleri isimlerden de belli değil miydi?
            duyar duymaz “ Beyaz kardeşim, ah beyaz kardeşim.   Bal – Kaymak
            Seni çok özledim” dedi ağlamaklı bir sesle. Yan yana
            kutuların içindeydik. Ellerimizi dışarı uzatarak    Siz de evinizde sokaktaki kardeşlerimiz için yer açar
            birbirimize dokunmaya çalıştık.                     mısınız? Belli mi olur belki sizin kısmetiniz de bir minik
                                                                kedi ile birlikte gelir.
            Meğer kardeşimin aşı günü gelmiş, onun için
            oradaymışlar. Doktor abla beni muayene etti. Aslında   Satın almayın, sahiplenin olur mu?
            ben anlatmaya çalıştım, hiçbir şeyim yok benim,
            sadece canım çok sıkılıyor bir de sarı kardeşimi çok
            özledim diye. Ama dinleyen kim?

            O günden sonra Eren’i sık sık Ceren’le konuşurken
            duyar oldum.
            -Ceren Kaymak’la Bal birbirlerini görmeyeli çok oldu.
            Onları bir araya getirelim mi bir gün?
            -Ceren, Kaymak’a bir oyuncak aldım görsen çok güzel.
            Yarın Bal’ı bize getirsene beraber oynasınlar?
            -Ceren, bu Kaymak mutfak tezgahına çok çıkıyor. Bal
            da öyle mi?
            -Ceren, Bal’a bir oyuncak aldım. Görünce bayılacak.
            -Ceren, galiba Kaymak seni özledi…

            Çok geçmeden, Ceren ve sarı kardeşim bizim eve
            taşındılar. Artık çok mutluydum. Sarı kardeşimle yine
            bir araya gelmiştik. Sarmaş dolaş uyuyor, oyunlar





                                                            NYX
                                                           185
   180   181   182   183   184   185   186   187   188   189   190