Page 189 - NYXmag_SAYI_012
P. 189
Kalemler ve Silgiler
tesadüf havası vermeye çalışıyordu ... Yürüdüğümde cevap sesimle uyumluydu. Hem benimle sinerjisini yoldan
yürüyor ama durup ona baktığımda kafasını başka bir yöne geçenler de hissetmişti galiba.
çevirip, yerde ha bire bir şeyleri kokluyordu. Yürümeye
devam ettim; arada bir arkama bakıp geliyor mu diye Bir ara arkamda olmadığını fark ettim. Yolun kenarındaki
meraklanıyordum. Ben ilerledikçe o da peşi sıra arkamdan tarla yoluna girdiğini gördüm. Tarlanın iç kısmına kadar gitti.
geliyordu. Tümüyle dikkati bendeydi ama bunu çaktırmadan Sonra ben ilerledikçe o da hızlıca, yürüdüğüm yola girdi ve
yapıyordu. Aniden durup ona baktığımda; bunu nasıl yetişti bana... Hemencecik alışmıştım ona. Öylece arkamdan
anlıyordu bilmiyorum ama hiç beni görmüyormuş gibi, ben peşi sıra gelsin istiyordum. İçim sevecendi ve hiçbir şey
orda değilmişim gibi başka bir yöne hareket ediyordu... Ben düşünmüyordum. Neredeyse hastaneye gideceğimi
ilerledikçe; pes edip, dönüp, geri gideceğini düşünürken unutmuştum. Onun o sevimli tarzları tüm dikkatimi üstünde
o, arkamdan gelmeye devam ediyordu. Beni rahatsız topluyordu zaten. Biraz önce planladığım gibi poğaça aldım
etmeyecek şekilde, usulca ve o sevimli bakışlarla ama ona. Bölüp, temiz bir kaldırım taşına koydum. Yaklaştı, baktı
çaktırmadan ... "Acıkmıştır, bu yüzden beni takip ediyor. ama yemedi. "Niye dedim niye yemiyorsun? Bunu da mı
Belli etmiyor ama bir şeyler vermemi istiyor galiba "diye sevmedin" dedim. "Acaba et mi istiyor" diye suçluluk hissiyle
düşündüm. Açık bir yer, bir market aramaya başladım. Yol düşündüm. Randevu saati yaklaşmıştı. Hastane çıkışımda
üstünde vardı bir iki tane. İlerideki marketi gözüme kestirip ona et almaya karar verdim. Hastane kapısına kadar geldi
adımlarımı hızlandırdım. O da hızlandı. Hızlı yürümesi arkamdan, basamakları da çıktı. Tam kapının önünde " Hah,
komikti... Ama halen benimle ilgili olmadığını göstermek bir hastaneye girmediğiniz kalmıştı ha, hadi, hoşt hoşt "
için başka şeylere bakıyordu. Yol boyu sürekli bir şeylerle diyerek kovdu onu, bir kadın. O da geri dönüp, basamakları
ilgilendi: Bazen burnunu yere sürterek, bir şeyleri koklaya yine o usul usul adımlarıyla indi. Ben de aceleyle içeriye
koklaya bazen de kaldırımdaki ağaçlara dayayarak... Artık girdim.
ben de onu çaktırmadan izliyordum...
Hastanedeki sürecim fazla uzamadı. Bitirip çıktığımda
Marketten içeri girince direkt şarküteri reyonuna gidip sosis
aldım ona. Kutudan çıkarıp ona vermesi de kolay olurdu aklım köpekteydi. Dışarda beni bekliyordu ve ona et alıp,
hem. Ödemeyi yapıp kasiyere açıklama borcum varmış yolumuzdan bu sefer geri gidecektik. Ama tabi ki ayrı ayrı.
gibi "köpek için " dediğimde anlayışlı bir gülümsemeyle Ben önde o yine çaktırmadan beni takip edecekti...
karşılık verdi o da. Hemen, sosisi köpeğe vermek için tatlı
bir telaş yapıp o mutluluğu yaşamak için marketten dışarı Bu düşüncelerle dışarıya çıkıp ona bakındım ama bıraktığım
çıkıp köpeğin beklediği yere yöneldim. O, başını eğip başka yerde yoktu. Gözlerimle aradım kapı önünde onu ama
bir şeyle ilgili görünse de sosisleri paketten çıkarıp hepsini görünmüyordu. Hastanenin bahçesinde bir yerdedir diyerek
önüne döktüm ve onun iştahla yemesini bekledim. Bu sefer bakındığım hiçbir yerde yoktu. Dışarıda da yoktu. Gitmişti...
gözlerini kaçırmayacaktı. Belki de bana minnetle bakacaktı. Belki de bana kısa gibi gelen zamanda o çok beklemişti. Ben
Hem gözleriyle teşekkür etmeyi çok iyi bilirdi köpekler... çıkmayınca o da çekip gitmişti.
Ama, yemedi; sadece sosislere baktı. Ben onun anlamayacağı
bir dille ısrar edip yemesini teşvik ederken o hiç sosislere
yaklaşmadı bile. "Sosis sevmiyor başka bir şey istiyor galiba Bozulmuştum. Sevincim hüzne dönmüştü. Gözlerim arar
"diye düşündüm. İleride hastane yakınında yolumun üstünde oldu, yol boyunca onu... Her köpeği ona benzettim. Her
poğaça da satan bir büfe vardı. "Oradan kendisine poğaça havlayan köpeğe kulak kesildim. Ama o yoktu. "Belki beni ilk
alırım "diye düşünerek yoluma devam ettim. Arkamdan gördüğü yerde; binanın önünde bekliyor" diye düşündüm.
geliyordu, aynı tarz ve adımlarla... Beraber olmasa da birlikte Adımlarımı hızlandırdım. Bugün hastaneye giderken kısa
yürüyorduk. Yol arkadaşım olmuştu. Tüm dikkatim ondaydı, sürede biten yol, binaya doğru giderken uzuyordu. Hemen
onun da bende. Ne ben onu rahatsız ediyordum ne de o gitmek ve yol arkadaşıma kavuşmak istiyordum. Onu
beni. İlgisi yanı başımdaydı; kendisi arkada olsa da... Hoşuma önemsediğimi, hastanedeyken de aklımın onda kaldığını ve
gitmişti davranışları. Çaktırmadan izlemesi yeteneği gibiydi... ona et almak istediğimi bilmesini istiyordum.
Ağaçlı bir ara yoldan geçerken, aniden karşımıza çıkan bir
çiftin ikisinin de aynı tepkiyi gösterip köpeğe "Hadi hadi, Binanın önüne geldiğimde, görmeyi umduğum yerde, yoktu.
git, başka yere git" diye bağırıp yollarını değiştirmeleri dahi Kapıcıya sordum, rastlamadığını ve görmediğini söyledi.
onun o sevimli tavrını etkilememişti. Alışkındı belki, bu tür Sonraki günlerde de görmedim onu ...
tepkilere. Yürürken, yoldan geçenlerden birinin "Köpeğinize
sahip çıkın, çağırın yanınıza " demesi üzerine "Benim değil, Sonradan anladım.
sahipsiz o" dedim. "Hem kimseye karışmıyor, rahat olun" Yol arkadaşım, o günümün hediyesiydi bana ...
dediğimde sanki onu uzun süredir tanıyormuşum gibi Teşekkürler yol arkadaşım...
verdiğim cevaba kendim de şaşırdım. Ama içimden geçen Teşekkürler hayat, ne güzelsin...
NYX
189