Page 188 - NYXmag_SAYI_012
P. 188
hikayeler
Bir Kuçu Yol Hikayesi
Hastane randevusuna geç kalmamak için kurduğum cep
telefonu alarmı çalmadan uyandım. Önemli bir işim varsa
sabah; uyumadan önce artık nasıl bilinç altımı kodluyorsam;
vücut kimyam ona göre ayarlanıp, erkenden uyandırılırım...
Sabahın, uykunun en güzel saatlerine düşkün olan ben;
bir görev bilinciyle, istemeye istemeye erken uyanmanın
mekanizmasına hemen teslim olurum. Yine öyle oldum...
Doktora gidip görüneyim de normalime döneyim
şartlanmışlığıyla alelade, özensiz hazırlandım güne. Düz,
sıradan belki de ruhsuz geçecek bir iki saate ayarlamıştım iç
alemimi çoktan. Hastane koridorlarında beklerken ne hayal
edilebilinirdi ki... Kötü hissetmesen de ortamın enerjisi içine
alıyordu seni zaten. Çoğunluk hangi haldeyse ruhun da ona
evriliyordu ister istemez. İstediğin kadar kulağında kulaklık
müzik dinle veya bir şeyler oku, nafile. Seni o hastane
enerjisinden çıkaramazdı hiçbir şey. Sanki insanların hepsi
birbirine küsmüş gibi yanından geçip gidecekti...Yapılacak
şey belliydi: Sadece dakikaların geçmesini beklemek
ve belirsizliğe teslim olup, sabretmek... Çok sıradan bir
muayene bile olsa böyleydi bu benim için...
Aç karna tahlil ihtimaline karşın, bir şeyler atıştırmadan
çıktım evden. Yürüyerek gitmeye karar verdim hastaneye...
Kalemler Belki aç karna zor olurdu ama yürümek, her zaman cazipti
benim için. Mesafe gözümü korkutmadı, randevuya
zamanında yetişirdim.
ve Silgiler Hava boğucuydu bugün. O sevmediğim hava durumlardan
biri: Kapalı, belirsiz ve gri tonlu... Bugün benden bir şey
beklemeyin der gibi...
Binadan çıkarken gözüme çarpmıştı ama bizim binadan
birinin baktığı bir köpek mi diye çok üstünde durmadan
yanından geçtim. Sadece " Kuçu kuçu" diye sevimlice
seslendim ona ... Yürüdüm ve daha bugüne ilk adımlarımı
NAŞİDE SAĞLAM atarken, yolda kafama takacağım düşüncelerden biri üşüştü
hemen. Ne zaman ruhumu doyuran değil de zorunlu bir şey
yapsam, kafam istemediğim düşüncelerle dolar taşar hemen.
Hatta birini alır evirir çevirir, kartopunu dünden yarına
sürüye sürüye çığ boyutuna getirene kadar büyütürüm...
Şimdi gelen bu düşünceyi alır, hastane kapısına kadar
düşünür düşünür büyütürüm, nasıl olsa yolum uzun...
Sitenin kapısından çıkarken arkamdan gelen karaltı, biraz
önce gördüğüm kahverengi, büyükçe ama bir o kadar da
sevimli, utangaçça bakan köpekten başkası değildi. "Sokak
köpeğiymiş galiba" diye düşündüm. Kiminle gelmiş, nasıl
içeri girmiş acaba diye içimden sorgularken, durduğumda
onun da durduğunu fark ettim. Bana bakmıyordu sanki,
NYX
188