İleri Derecede Kemik Kaybı Olan Çenelerde Alternatif Tedavi Yaklaşımı

Writer: NYX Magazine

Date: 05/02/2023

PAYLAŞ

İleri derecede kemik kaybı görülen hastalarda yapılan kemik hacmini arttırma yöntemleri sıklıkla kullanılmasına rağmen, tedavi sürelerinin uzun olması, ek maliyet gereksinimi, hasta konforunun azalması ve komplikasyon riskinin artması alternatif tedavi ihtiyacını doğurdu. Bu soruna kısa sürede ve uygun maliyetle çözümü ”All-on-4” konsepti sunuyor. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özge Doğanay, bu yeni konseptin çene kemiğindeki erimelere nasıl çözüm sunduğunu anlattı.

Çene kemiğindeki erimelere artık alternatif tekniklerle çözümler sunulabiliyor. Erken dönem diş kayıpları, uzun süredir devam eden dişsizlik ya da hareketli protezlerin uzun süre kullanılmasının çene kemiklerindeki erime sürecini hızlandırdığını ve bu durumun özellikle çenenin arka bölgelerine implant yerleştirilmesini zorlaştırdığını kaydeden Doç. Dr. Özge Doğanay, ileri derecede kemik kaybı olan dişsiz çenelerde yer alan damar-sinir, burun ve sinüs boşlukları gibi önemli anatomik yapılara zarar vermeden ideal boyutlarda implant yapabilmek için ek cerrahi girişimlere ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Bu gibi olgularda, ikinci bir bölgeden hastanın kendi kemiği alınarak hacim arttırma işlemlerinin yapılabildiğini ifade eden Doç. Dr. Doğanay, “Ancak bu tür uygulamalar, maliyetin artması, tedavi süresinin uzaması ve cerrahinin kompleks hale gelmesi gibi dezavantajlar içeriyor. Bu nedenle çok aşamalı cerrahi prosedürlere alternatif teknikler geliştirildi. Diş kayıpları yaşayan ya da tamamen dişsiz kalan hastalar için uygulanan “All-On-4” konsepti, çene kemiğinde çeşitli nedenlerle oluşan kayıplar için ek cerrahilere gereksinimi azaltarak implant yapılabilmesini mümkün kılıyor” dedi.

Protezler aynı gün takılabiliyor

All-On-4 konseptini “toplam tedavi masrafları göz önünde tutulduğunda nispeten daha az maliyetle gerçekleştirilebilen hızlandırılmış bir tedavi yöntemi” olarak tanımlayan Doç. Dr. Özge Doğanay, “All-On-4, ileri derecede kemik erimesi olan dişsiz hastalarda sinüs kaldırma, kemik ekleme operasyonları gibi ileri cerrahi yöntemlere olan ihtiyacı azaltarak 2 adet düz, 2 adet açılı implantın yerleştirilip, uygun koşullarda aynı gün protezlerin takılabildiği bir yöntemdir. Bu uygulamada, açılı implantların yerleştirilmesi ile önemli anatomik yapılara zarar vermeden mevcut kemik en iyi şekilde kullanılarak uzun dönemli başarı elde edilebiliyor. Açılı yerleştirilen implantlar sayesinde daha az sayıda implant kullanılarak 12 adet diş yapılabiliyor. Ayrıca, bu konsept ile hemen yükleme kriterlerine sahip hastalarda cerrahiyi takiben geçici protezler hazırlanarak hasta dişli bir şekilde taburcu edilebiliyor” dedi.

Üç boyutlu tomografilerle sanal ortamda planlama

Başarılı sonuçlar elde etmek için olgunun etraflıca analizi, hasta seçimi, uygun protetik ve cerrahi planlama, ekipman tedariki ve deneyimin gerekli olduğunu belirten Doç. Dr. Özge Doğanay, “Klinik ve radyografik muayene sonrasında çenelerin ve dudağın konumu, gülme hattı, anatomik yapılarla olan ilişki, kemik hacmi ve yüksekliği değerlendirilerek detaylı incelemeler yapılıyor. Ayrıca, üç boyutlu tomografilerde protez konumuna uygun olan implant açı ve pozisyonları sanal ortamda belirlenerek bu planlama rehber plaklar ile cerrahi sahaya taşınabiliyor. Rehber plaklar ile ‘All-On-4’ konseptinde operasyon süresi kısalıyor ve hedeflenen protetik planlamaya göre implantın kemik içindeki doğru pozisyonuna yerleştirilmesi sağlanıyor. All-On-4 tedavi konsepti üzerine çok sayıda araştırma var. Bu yöntemle yüksek başarı oranları elde edilmiş ve bu teknik rutin klinik pratiğine taşınmış durumda. İleri cerrahi tekniklere alternatif olarak geliştirilen bu yöntem; cerrahi ile eş zamanlı olarak protez yapılabilmesi, hasta konforunun ve memnuniyetinin yüksek olması ve nispeten daha düşük maliyetli bir tedavi seçeneği sunması ile kemik kaybı görülen çenelerin rehabilitasyonunda alternatif tedavi planlamaları arasında yerini aldı” diye konuştu. Doç. Dr. Doğanay, “Son olarak, bu alanda tecrübeli olan hekimlerden görüş alınarak bu konseptin hastaya uygunluğu değerlendirilmelidir” diyerek sözlerini tamamladı.

PAYLAŞ