Writer: O. Suat Özçelebi
Date: 05/10/2020
Koronavirüs tüm dünyayı esir almış durumda. Ve bu durumdan en çok seyahat eden insanlar, gezginler ya da seyahat etmek zorunda olanlar etkilendi. Artık birçok ülke kapı duvar biçiminde. Pandemi bir türlü durulmadığı için de ülkeler sınırlarını hala çok sınırlı sayıda ülkeye, insana açmış durumda. Üstelik bunun bir garantisi yok, her an izinli ülke listeleri değişebiliyor. Örneğin aylardır Türkiye’de AB’ye gitme şansı yok ve gelecek aylar da umut vermiyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Ağustos ayında aldığı bir kararda üye ülkelerden seyahat kısıtlamalarını partnerler için gevşetmelerini istedi. Buna Fransa ve Almanya’dan pozitif yanıtlar geldi. Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer de seyahat kısıtlamalarının evli olmayan partnerler için kaldırıldığını açıkladı. AB vatandaşlarının ya da AB içinde oturma izni olanların AB dışında ikamet eden partnerlerinin gelebilmesine izin verildi. Ancak bu karar bile kolay alınmadı. Komisyon bu kararı sosyal medyada “Aşk, turizm değildir” sloganıyla başlatılan etkili bir sosyal medya kampanyası nedeniyle aldı.
Fakat bu izin öyle çok şarta bağlı ki kapsamı kuşku uyandırıyor. Örneğin Almanya’ya seyahat etmek isteyen partnerlerin vize alabilmesi için uzun süreli bir birlikteliğin ve daha önce en az bir kere Almanya’da görüşmüş olmanın yetkili makamlara belgelerle ispatlanması şart. Almanya’da ikamet eden tarafın yolladığı davetiye, ilişkinin varlığını belirten ortak bir deklarasyon, daha önce birlikte seyahatleri ya da buluşmaları gösteren pasaport pullarının, seyahat dokümanlarının ve uçak biletlerinin sunulması da seyahat iznini almak açısından önem taşıyor.
2020 kışı pandeminin 2. Dalga riskiyle birlikte sürmesi nedeniyle seyahat özgürlüğü için de gerçekten çok çetin geçecek. Seyahat özgürlüğümüz bugüne kadar dünya çapında hiç bu kadar kısıtlanmamıştı.
Her şey bir yana “Aşk”, sınırlı da olsa pandeminin her ülkeye ördürdüğü seyahat özgürlüğü duvarını, AB içinde biraz olsun yıktı. Ama hala birçok ülke kısmi olarak öğrenciler dışında bilim insanlarının eğitim, araştırma çalışmaları, sağlık sorunları olanların, ticari/ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilirliği için vize ve seyahat izinlerini vermiyor. Milyonlarca insan yurt dışına adım atabilmek için elçiliklerin vize koşullarıyla ilgili haberlerine kilitlenmiş durumda.
NYXmag’in ilk sayısında “Pandemi vizeleri yedi mi?” diye bir soru sormuştuk. Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri olarak bu konuda özellikle Alman basınına yaptığımız açıklamaları paylaşmıştık. Geçen ay bu konudaki çalışmalarımızı sürdürdük, bu kez Köln Radyosun’da konuyu gündeme getirdik. Ancak ne Almanya ne de Avrupa Birliği konu hakkında bir adım atmadı. Sadece belli ülkeler D tipi öğrenci vizelerinde adım attılar ama C tipi özellikle turistik vizeler konusunda bir gelişme yaşanmadı.
Ekim ayına bırakılan yeni vize, seyahat sınırlamaları kararlarında yeni bir gelişme yaşanmadı. Salgının birçok ülkede hız kazanması sınırlamaların kalkabileceği yolundaki umutları yılbaşı sonrasına erteliyor.
Özellikle daha önce vize almış ancak getirilen seyahat kısıtlamaları ve yasaklar nedeniyle süresinde vizelerini kullanamamış insanlar şu anda kimsenin gündeminde değil. Ne vizelerin uzatılması ne ödediğimiz vize harçlarının geri ödenmesi ne de yeni sürelerle vizelerin tekrar kullanılabilmesi gibi konuları konuşacak aşamaya bile gelemedik.
Yani AB Komisyonu’nun genel eğiliminde hala bir değişiklik yok. Schengen vize harçlarının alınmaması ve pandemi süresi kadar vizelere ek yapılması gibi konuların tartışılacağı bir noktaya maalesef gelemedik. Şu anda manzara gösteriyor ki; vize bürosu harçlarını yine ödeyecek, Covid-19 nedeniyle belki yeni formlar, bürokratik engellerle karşılaşacağız. Kısacası vize başvurusu için bütün o bilgi ve belgeleri yine toparlayacağız.
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri olarak bu konuya ilgimizi sürdüreceğiz. Bu konuda yapılacak tüm başvuru ve haberleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz
Bu sayıdan itibaren bu köşede sizlere seyahat ile ilgili yeni kitap, araştırma, film ve benzeri yayınlardan bahsedeceğim. Yolu bilen, yoldan söz eden, seyahatin izlerini bir şiire, denemeye, fotoğraflara aktaranların bizi de yoldan çıkarmaya çalışanların yapıtlarından küçük alıntılar, sözler, haberler…
Kitapta yer alan fotoğraflar Bülent Eczacıbaşı tarafından Kasım 2015 – Ocak 2020 tarihlerinde çekilmiş. Seyahatin, yolda olmanın ne olduğunu, bize nasıl bir bakış açısı kazandırdığını bu çok güzel “yoldan” fotoğraflarla aktarıyor Eczacıbaşı.
İbn Batuta’nın yüzlerce yıl önce dile getirdiği “Yolculuk, insanı önce sözsüz bırakır, sonra bir hikaye anlatıcısına dönüştürür.” sözünün izini de sürmüş Eczacıbaşı kitabında. Fotoğrafların bir insanı nasıl bir hikaye anlatıcısına dönüştürdüğünü, her fotoğrafın aslında kendi hikayesini nasıl kurduğunu görmek ayrı bir zevk veriyor. Yoldan’ı tüm seyahatseverlere, gezginlere öneriyorum.