Diyet ya da obezite ameliyatıyla fazla kilolarından kurtulanlar sarkma problemi yaşayabiliyor. Belli bazılarındaki sarkmaların kimi zaman düzenli spora rağmen giderilemediğine işaret eden Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Osman Kelahmetoğlu vücut şekillendirme hakkında bilgiler paylaştı.

Hızlı kilo verme sonrasında, kilo verme sorununun ortaya çıkmasına neden olan çözülme riski olarak ortaya çıkabiliyor. Meme, karın, kol, sırt, bel, uyluk, yüz-boyun gibi vücudunun çeşitli bölgelerinde sarkmalar oluşmuş ve hedef ağırlığa ulaşmış kişilere vücut şekillendirme ameliyatları uygulanabildiğini ifade eden Doç. Dr. Osman Kelahmetoğlu, “Bu ameliyatları sıralı aşamalı olarak planlıyoruz. Tek seferde azami iki farklı ameliyatını yapmakta fayda var. Tabii ki süre, bölgeye ve cerrahi tekniğe göre değişkenlik gösteriyor. Ancak onun seansta ameliyatın en fazla 6 saat ve seanslar arası sürenin de en az 3 ay olmasını öneriyorum ”dedi.

AMELİYAT İÇİN UYGUN ZAMAN TİTİZLİKLE SEÇİLMELİ

Mide ameliyatlarından sonra verilen aşırı kilolarla ortaya çıkan deri sarkmalarının, bazı psikolojik sorunlar yaratabileceğine de dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Osman Kelahmetoğlu, “Vücutta gösterim sarkmalara yönelik yaptığımız ameliyatlar, uygun hale ve zamanda yapılmalı. Ameliyatlar için acele edilmemesi kadar, psikolojisi göz önünde bulundurularak geç kalınmaması önemli ”diye belirtti.

Vücut şekillendirme ameliyatı, vücut şekillendirme ameliyatı, şayet hasta kilo verme ameliyatı geçirdiyse, ortalama 15-18 ay sonra, hedef kiloda da en az 3 ay sabit kalması yapılacak ameliyatların olacaklara uygulanabileceğini vurgulayan Doç. Osman Kelahmetoğlu, hasta ileri yaştaysa, ek hastalık, risk faktörleri ve genel durum değerlendirildikten sonra, ameliyatın yapılıp yapılmayacağına karar verildi.

OBEZİTE CERRAHİSİ İÇİN DOĞRU HASTA SEÇİMİ ÖNEMLİ

Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Servet Karagül, özellikle son günde fazla kilo vermesi için tercih ettiği yöntemlerden biri olan obezite cerrahisinin, obezite ve obeziteyle ilgili hastalıkların tedavisinde başarısı kanıtlanmış bir tedavi yöntemi olduğunun altını çizdi. “Bu yöntemin cerrahi dışı yöntemlerle hastayla kilo verme ve sonrasında elde edilen iyileşmenin farklı yöntemlerde göre kazanımlarının daha fazla olduğunu ancak cerrahi tedaviye uygun hastayı belirlemek için bazı kriterler vardır” diyen Doç. Dr. Servet Karagül şu bilgileri verdi: “Yaygın kullanılan bir hesaplama yöntemi vücut kitle indeksi (VKİ) olup, eğer kg / m ²Ciddi bu 40’ın üzerinde ise elde edilen hastalık elde edilecek kiloya sahip olduğunu söyleyebiliriz. Yine de, sadece bu değeri kullanmak onun için deliğin dışında. Örneğin, kas oranı yüksek bir sporcuda, yağ oranı fazla olmasa da VKİ yüksek olabilir. Bunun yanında, VKİ değeri 35’in üzerinde olup, tip 2 diabet, kalp hastalığı, hipertansiyon ve uyku apnesi gibi kilo ile eklenme bu hastalar da morbid obez sınıfına girmektedir. Diğer başka obeziteye neden başka altta yatan hastalıkların sorgulanması da incelenmelidir. Yapılan değerlendirmeler yaptırılmış işlema uygunluğuna verilir. ”

AMELİYAT SONRASI HASTAYA ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR

Sadece ameliyata uygun obezitenin gelineceğini düşünmemek ifade eden Doç. Dr. Servet Karagül, amacının sonuca ulaşabilmek ve bunu koruyabilmek için gerekenlerle ilgili Doç. Dr. Karagül aslında anlattı:

“Hastalar, ameliyat sonrası yapacağı yaşam tarzı değişikliğini kabul etmelidir. Ameliyatlar, laparoskopik, diğer bir sözlü yöntemle yaptığı işlem için günlük hayata dönüş hızlı olacaktır. Ancak eski yaşantımıza dönmek doğru değildir. Hastaya verilen sorumluluklar vardır. Baş başında ve aktivite ile ilgili beklentilerimiz gelir. Hastanede, başka yandan da fiziksel aktiviteyi yaşamlarının bir parçası haline getirecekler. Uyku düzeni ve sağlıklı bir sosyal yaşantı da başarının korunmasında yardımcı olacaktır. “