Writer: NYX Magazine
Date: 11/03/2021
Türkiye’nin önde gelen bilim kuruluşu, yaptığı araştırma sonucunda, nar kabuğu özütü içeren pastilin, COVID-19 başta olmak üzere MERS, SARS gibi virüsleri yok ettiğini onayladı.
11 Mart Perşembe günü (bugün) düzenlenen online basın toplantısında Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada ile Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gülgün Dilek Arman, araştırma sonuçlarını paylaşarak toplum sağlığı ve koruyucu önlemler hakkında önemli bilgiler paylaştılar.
Pandeminin başladığı ilk günden bu yana bitkisel ürünlerden destek alınmasının önemini vurgulayan uzmanlar, özellikle vücut direncini artırmak için standardize edilmiş %100 doğal fitoaktifler içeren takviyelerin kullanılması gerektiğini belirtiyorlar.
Hücrelere zarar vermediği de kanıtlandı
Laboratuvar ortamında düzenlenen araştırmada; bir havuza Covid-19 pozitif hücreler ve nar kabuğu özütü içeren pastil solüsyonu yerleştirildi. Bir saat gibi kısa bir zaman içinde nar kabuğu özütlü pastilin Covid-19 pozitif hücreleri öldürdüğü gözlemlendi. Bu süre içinde diğer canlı hücrelere hiçbir zarar gelmediği de kanıtlandı.
Düzenlenen basın toplantısında Prof. Dr. Erdem Yeşilada konuyla ilgili şunları söyledi; “Covid-19 salgını hastalıklardan korunma, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve tedavi konusunda birçok yeni yaklaşımı ön plana çıkardı. Fitoterapi de bunlardan birisi. “Fitoterapi” kavramı tamamen kanıta dayalı, sağlıkta koruyucu ve bütünsel yaklaşımları değerlendiren bir bilim dalıdır. Ben de bilim adamı olarak, bilimsel kanıta dayalı besin takviyelerinin kullanılması faydalı buluyorum.
Geçtiğimiz yıl Haziran ayında İtalya’da yapılan ve nar kabuğu özütü içeren pastil kullanımının virüsü %91 oranında yok ettiğini ispatlayan bir araştırmadan bahsetmiştim. Türkiye’nin önde gelen bir bilim kuruluşu da uzun süredir üzerinde çalıştığı bir araştırmayı sonuçlandırdı. Ne mutlu ki, araştırmaya göre nar kabuğu özütü içeren pastilin COVID-19’u yok ettiği resmi olarak ilk kez ülkemizde onayladı. Araştırma laboratuvar ortamında düzenlendi. Bir havuza Covid-19 pozitif hücreler ve likit formda pastil yerleştirildi. Bir saat gibi kısa bir zaman içinde nar kabuğu özütü içeren likit pastil formulünün Covid-19 pozitif hücrelerini öldürdüğü gözlemlendi. İşin en iyi yanı bu süre içinde diğer canlı hücrelere hiçbir zarar gelmediği de görüldü.
Korona virüsle mücadelede en önemli yardımcılarımızın pastiller olduğunu vurgulayan Yeşilada; “Havalandırmanın kısıtlı olduğu alanları ziyaret edenler ya da işi gereği tüm gün bu alanlarda bulunanlar, toplu taşımayı sıklıkla kullananlar, plazalarda çalışanlar, sık sık AVM’ye ya da markete gidenler kendi üzerlerindeki riski daha da artırıyorlar. Bu kişilerin koruyucu önlemler almaları hayati önem taşıyor. Virüsün ilk kuluçka merkezinin tükürük ve boğaz hattı olduğunu ben ve meslektaşlarım birçok kez vurguladık. Özellikle polifenol açısından zengin nar kabuğu, zerdeçal ve zencefil içerikli pastillerin virüsün boğazdan aşağı inmesini engellediğini biliyoruz. Çünkü pastil ağızda bir bariyer oluşturarak virüsün hücrelere girişini engelliyor. Böylece boğaz bölgesine bir set oluşuyor ve virüs akciğere ulaşamıyor. Herkes bu pastillere eczanelerden ulaşabilir. Özellikle kalabalığın yoğun olduğu alanlara girmeden yaklaşık 1 saat önce aldığımızda bizi virüse karşı koruyacak önemli bir tedbirdir” dedi.
Konuyla ilgili İtalya’da yapılan çalışmaların artık Türkiye’de de onaylandığını belirten Prof. Dr. Gülgün Dilek Arman: “Soğuk algınlığı ve grip olguları üzerinde nar kabuğu ekstresi, zerdeçal ve zencefil bulunan pastillerin iki haftalık kullanımı sonucunda, yeni gelişen atakların çok az olduğu hatta üçüncü haftada atakların iyice azaldığı, hastalık süresinin kısaldığı, komplike olguların belirgin olarak çok daha az sayıda geliştiği gözlemlenmiştir” dedi.
Toplumsal yaşamda bir araya gelişlerin kaçınılmaz olduğunu, dolayısıyla yararı ispatlanmış bu ürünü kullanmanın faydalı olacağını vurgulayan Arman; “İşe giderken, okula giderken çocuğumuza verebileceğimiz pediatrik formları da var. Günde üç defa ağızda eriyinceye kadar tutup, sonra bir saat süreyle herhangi bir şey yiyip içmemek çok etkili olur. Öncelikle aşılansak bile, ki aşılandık, yine de korunmaya devam etmemiz gerekiyor çünkü aşıların enfekte olmaya karşı korumadığı durumlarda tüm toplumun aşılanmış olması olasılığı da söz konusu olmadığından, hastalığı başka insanlara bulaştırma riskimiz olabilir.
Özellikle tekrar tekrar belirtmek istiyorum: Tükürük bezi akciğerden çok daha fazla miktarda ACE 2 reseptörü içeren bir doku ve bu süper yayıcılar belki de tükürük bezlerindeki çoğalma sonucu gelişebilen bir durum olarak da tanımlanabiliyor. Çinli araştırmacıların özellikle bu konuda yayınları var. Bu anlamda baktığımızda özellikle tükürük düzeyinde virüsün olabildiğince baskılanabilmesi bulaştırıcılığı azaltmak açısından önemli bir avantaj sağlayacaktır. Bu kadar bitkiye dayalı maddelerden oluşan pastile karşı mutasyonlarla ilgili, bir duyarlılık değişimi olacağını beklemiyorum. Aynı şekilde aşıyla birlikte pastilin kullanılmasında herhangi bir sıkıntı olmayacaktır. Aşı bir taraftan vücudumuzun genelinde bir koruyuculuk sağlarken bu pastilde giriş kapısında bir engel oluşturarak destek olacaktır” dedi.