Bazı Aşklar Yenik Başlar

Writer: NYX Magazine

Date: 21/10/2021

PAYLAŞ

Meslek hayatında müzik, televizyon, eğlence ve sanat camiasında hatırı sayılır bir tecrübeye sahip olan ve pek çok ünlü ismin iletişim danışmanlığını yapıp, yönettiği krizlerle sayısız başarılara imza atan; yazdığı kitaplar, İstanbul gece hayatına kazandırdığı mekânlar, ses getiren sosyal sorumluluk kampanyaları ve aldığı sayısız ödülle adından sıkça söz ettiren ünlü iletişim danışmanı, yazar Özgür Aras yeni kitabı ‘Bazı Aşklar Yenik Başlar’da sadakat ve şefkatten uzak aşklardan dem vuruyor.

‘Bazı Aşklar Yenik Başlar’ değersizlik duygusuyla baş etmeye çalışan, bir yandan da ilişkilerinde sınırları zorlayan Deniz’in hikâyesini konu alıyor. Ünlü iletişim danışmanı Özgür Aras, yeni kitabında gerçek hayatta şahitlik ettiği bir öyküyü anlatıyor.

Bazı aşklar yenik başlar kaçıncı kitabınız?

Bazı aşklar yenik başlar benim 12’nci kitabım. Ve sanırım bugüne kadar yazdıklarım içinde en özeli. Esasında bir önceki kitabım “Henüz Tanışmadık” çıktığında ondan önceki “Mutlu Aşkta Var” çıktığında aynı şeyi söylemiştim. Yeni heyecan yaşanmışlıklar taze olunca sanırım bana öyle geliyor. Bir sonrakinde de bir araya gelirsek sanırım o çıktığında en özeli olacak.

Bazı aşklar neden yenik başlar?

Çünkü bazıları gerçekten ne istediğini bilmeden bir ilişkiye adım atıyor. İlişki sorumluluğunu taşımaya, onu ilerletmeye layık olamıyor. Hatta mutsuzluktan besleniyor ama bunu fark edemiyor. Eğer taraflardan biri böyle bir ruh halindeyse, o ilişki de doğal olarak yenik başlıyor ve çok da yol alamıyor…

Sizin hiç yenik başlayan bir aşkınız oldu mu?

Herkes gibi benim de karşıma ruhen mutsuz, kalbi sorunlu, beklentileri karmaşık insanlar çıktı elbette… Yani baştan bitmeye aday ilişkilerim oldu…

Mutlu aşk var mı sizce?

Yaşadıklarından edindiği öğretilerle olgunlaşmış, ne istediğini bilen ve bu sebeple de karşısına çıkan aşka sahip çıkan, değerini bilen insanlar aynı zamanda mutlu aşklar yaşamayı da becerebilen insanlar…

Aşkta yenilgi olabilir mi?

İki sevgili de hayata aynı yönden bakamıyor, birbirinden bağımsız beklentiler içerisinde aşkı yaşamaya çalışıyor ve aşkın muazzam hediyelerinin tadını çıkarmak yerine kaostan zevk alıyorsa elbette aşkta yenilmek kaçınılmazdır…

Kitaptaki Güneş karakteri sizce neden aşka değil de sevgiye inanıyor?

Güneş, sevginin ve şefkatin iyileştirici olduğunu, insanın içindeki tüm hastalıkların sevginin eksikliğinden kaynaklandığını çok iyi bilen biri. Aşkın kısa sürdüğünü, sevgininse uzun bir yolculuk olduğunu biliyor ve karşısındakine bunu anlatmaya çabalıyor.

Günümüz aşklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eskiden insanlar buluşur, sohbet eder, yemeğe gider, birine ulaşmak için çaba harcardı. Şimdi sosyal medya üzerinden yürüyorlar, bir ‘like’a (beğeni) bakıyor her şey. Şu gerçeği kabul edelim; ölümsüz aşklar artık sadece romanlarda, şiirlerde ve şarkılarda dile getiriliyor. Bugünün gençleri bir ömür boyu sürecek aşkları yaşamak istemiyorlar. Zamanın hızla akıp gidişine duygular da ayak uyduruyor. Bir günde âşık olup iki günde sevgilisinden ayrılanlara pek sık rastlıyoruz.

Bugüne kadar siz aşk için nelerden vazgeçtiniz?

Kalbinizi adadığınız insan aşkın değerini bilmiyorsa, kafası karışıksa ve hayat yolunda kaybolmuşsa o ilişkiden mutlu bir final çıkarmak mümkün değil. O yüzden de sizi üzenlerin değil, değerinizi bilenlerin peşinden gidin, kalbinizde onlara yer açın. Yoksa tadacağınız tek şey hayal kırıklığı ve öfke olur… Ben aşkı kimi zaman bulan, kimi zaman kaybeden ama onu aramaktan vazgeçmeyen biriyim. Aşk yolunda yaşadığım tüm deneyimlere şükrediyor, aşkın öğrettikleriyle büyümeye devam ediyorum.

Romanınız yaşanmış bir hikayeyi mi anlatıyor?

Kesinlikle! Çevremde tanık olduğum, çarpık ilişkilerle süslü bir aşk hikayesinden esinlendim.

Peki roman içinde geçen karakterler kendilerini okuyunca sizce ne hissedecek?

Sanırım insan bir hikayenin içindeyken objektif olmayı, kendini ve karşısındakini en yalın haliyle görmeyi başaramıyor. Bu yüzden kitabımı okurken aslında nasıl büyük bir karmaşanın içinde, en büyük zararı kendilerine vererek ilerlemeye çalıştıklarını fark edecekler. Yani yansımaları ile karşılaşacaklar. Hatta sadece hikayemin kahramanları değil, onlar gibi yaşayan ve davranan daha nicesi de bunu fark edecek.

“Bazı Aşklar Yenik Başlar” okuyucuya ne vaad ediyor?

Öncelikle soluk soluğa okunacak bir aşk romanı vaad ediyor. Sonra gerçekten mutlu olmak için önemli olanın neler olduğunu fark etmemizi… Kalbimizi üzmek yerine mutlu edecek tercihlerde bulunmak gerektiğini anlamamızı… Ve de kimsenin değişmeyeceğini, yalnızca kısa bir süreliğine öyleymiş gibi görüneceğini fark etmemizi…

Bu kadar çok aşk romanı kitabı varken siz farkınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Kendi adıma hem yaşanmış hikayelerden hem de hayalimdeki ilişki masallarından besleniyorum. Dolayısıyla ortaya herkesin kendinden bir şeyler bulacağı samimi ve etkileyici hikayeler çıkıyor… Bir taraftan da aslında her kitabım aynı zamanda aşka, ayrılığa ve yaşama dair keyifli paylaşımlar taşıyor… 

Aslında tek bir isim altında ‘çok ayaklı’ hizmetler veren bir isimsin. Klasik anlamda ‘basın danışmanlığı’ ya da ‘menajerlik’ hizmetlerinden öte bir durum seninki… Biraz anlatır mısın?


Ürün piyasaya çıkmadan en başından beri projenin içinde olmak isterim. Projenin her aşamasını yaşamak ve her aşamasında olmak projeyi sahiplenmem adıma önemli. Her şeye daha hakim oluyorum o zaman. Üzerinde daha çok hayal kuruyorum. Ben biraz hayal satıyorum. Hayal ediyorum, hayal ettikçe üretiyorum. Ürettikçe de projenin her ayağı ilerlemiş oluyor. Nasıl bir albüm kapağı olsun, nasıl bir basın fotoğrafı, nasıl bir klip, hepsi çıkıyor… Bu iş ekip işi. Ben hayal ettiklerim üzerinden briefleri veriyorum sonra o hayallerin gerçek olması için çalışıyoruz.

Peki sen işini nasıl tanımlıyorsun?


Yaptığı işin her detayıyla ilgilenen, çalışırken gecesi gündüzüne karışan, birlikte çalıştığı insanın eli, kolu olan ama ‘Mesleğiniz nedir?’ dendiğinde durup bir süre ne diyeceğini bilemeyenlerdenim esasında… O yüzden kısaca İletişim danışmanı de geç. Daha çok tercih edilen, daha çok satan markalar yaratmak ve yaşatmak benim işim… Ben konuşulan, tercih edilen daha çok satan bir marka yaratma peşindeyim hep.

Peki senin kendi markanın sırrı ne?


Olabildiğince görünür olmayı severim. Dikkat çekip öne çıkmak isterim… Üretken olurum, hareketli olurum yeni bir iletişim biçimi, yeni sunuş biçimleri ile insanların kafalarını ve gönüllerini meşgul ederim. Meşgul olursanız meşgul edersiniz. O yüzden bir bakmışsın köşe yazarlığı yapıyorum bir bakmışsın kitabım çıkıyor bir bakmışsın bir mekan yapıyorum bir bakmışsın televizyon programı. ‘Gündem yarat, yeniden gündeme gel, gündemi yenile’ markamın sırrı.

Meslek hayatında ‘pusula’ kabul ettiğin isimler var mı? Kim bunlar ve neden?


Benim meslek hayatımın başında idollerim vardı. Ahmet San, Liza Tuna, Stelyo Pipis ve Erkan Özerman… Onların yaptıkları bana yol gösterdi. Mesleki anlamda tavırlarını, iletişim dillerini kendi dilime çevirmek için çalıştım. Ve Ajda Pekkan… Çalışkan, üreten, yenilikçi, disiplinli. Bu sektörde olan herkes mutlaka Ajda Pekkan’ı incelemeli. Biraz önce de demiştim meşgul oluyor o meşgul oldukça bizi de meşgul ediyor…  Güzelleşiyor, moda ikonu, şarkılar çıkarıyor, marka iş birlikleri yapıyor, konserler veriyor. Mesleki anlamda önemli bir anahtardır bu.

Sosyal medya senin işlerini ne yönde etkiledi? 


Sosyal medya işi kolaylaştırdı. Ben temsil ettiğim her markanın hedef kitlesiyle iletişim halinde oldum. Bu ilk fan kulüpleri vasıtasıyla oldu mektuplarla onlarla yazışmakla başlayan bir serüven sonra web siteleri ve e-posta dönemi. Gelen hiçbir maili cevapsız bırakmamaya çalıştım. Sonra hayatımıza facebook, twitter ve ınstagram girdi. İnstagram iyi yönetildiği zaman bir hazine. Günlük gazeten ve televizyonun var elinde. Takipçi sayın tirajın, izlenirliğin ve beğenilerinde reyting benim için. Ne duyurmak istiyorsan ne paylaşmak istiyorsan kendi cümlenle anlatıyorsun. Biraz da renklendirirsen bu işi, işin daha kolay… Ben geleneksel medya’ya doğmuş bir adamım ve şimdi yeni nesil içinde var olmaya çalışıyorum. Her gün öğreniyorum kendimi geliştiriyorum. Şu an dönem yeni nesil medya. Ve onu çözersen kendini yenilersen yola devam edersin. Sosyal medya benim işim için çok önemli sadece nasıl kullanacağını iyi bilmen gerekiyor…

Özgür Aras ‘ın başarısının sırrı nedir? Senin markanı başarılı yapan şey ne?

Tecrübem… 28 yıllık adına tecrübe de, görmüşlük, geçirmişlik de, deneyim de. Para’nın satın alamayacağı belki de hayattaki en pahalı şey tecrübe var bende. Özgür Aras markasının cebinde yaşanmış, yaşanırken deneyimlenmiş o kadar çok şey var ki.

Fotoğraf: Safa Gülsoy

PAYLAŞ