Writer: NYX Magazine
Date: 05/06/2022
Güzellik ve bakım ritüelleriyle çeşitli aromaterapi uygulamalarında kendine yer edinen uçucu yağlara talep artarken, sahte üretim de yaygınlaşıyor. Piyasadaki uçucu yağların fiyatlarındaki farklılıklar da sahte ürün ihtimalini güçlendiriyor. Uçucu yağların leke ve iz bırakmadığını belirten sektör profesyonelleri, peçete yöntemi ile ürünlerin sahte olup olmadığının anlaşılacağına dikkat çekiyor.
Yükselen wellness (esenlik) trendine paralel olarak artan kişisel bakım uygulamaları, farklı sektörlerin de büyümesini tetikliyor. Çeşitli aromaterapi uygulamalarında kullanılan uçucu yağlar giderek yükselen taleple birlikte pazarını büyütüyor. Tıbbi tedavilerde de yeri bulunan uçucu yağların oluşturduğu pazarın, 2022 sonunda 27 milyar dolar sınırına dayanması bekleniyor. Uçucu yağlara talep artarken, sahte üretim de yaygınlaşıyor.
Dünyada lavanta, limon, portakal, nioli, çay ağacı, biberiye gibi çeşitlerin en çok kullanılan uçucu yağlar arasında yer aldığını belirten Talya Türkiye ve Amerika Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı M. Halis Ertaş, “Yükselen talep, içeriğinde sağlığa zararlı katkı maddeleri bulunduran sahte içerikleri yaygınlaştırdı. Peçete yöntemi olarak tanımlanan basit bir uygulama ile ürünlerin sahte olup olmadığı anlaşılabilir. Uçucu yağlar iz ve leke bırakmaz. Birkaç damla uçucu yağı peçeteye damlattıktan 1-2 dakika sonra peçetede iz kalıyorsa, bu durum ürünün sahte olduğu anlamına gelir. Sahte ürünlerden korunmanın en iyi yolu, kendini ispatlamış, güçlü referansları olan markaları tercih etmek” diye uyardı.
5 ton yapraktan 1 kg yağ
Kökeni binlerce yıl öncesine dayanan uçucu yağların bitkilerin özünü içerdiğine değinen M. Halis Ertaş, “Bitkilerin çiçeklerinden ağaç kabuklarına kadar farklı bölgelerinden elde edilen uçucu yağlar, bitkilerde az miktarda bulunur. 5 ton gül yaprağından yalnızca 1 kg gül yağı elde edilir. Uçucu yağ elde edilen bitki, tohum, kök veya meyvenin doğada ne miktarda bulunduğu, içerdiği uçucu yağ oranı, hammaddenin ithal veya yerli olması gibi nedenler ürünler arasında fiyat farklılıkları yaratabiliyor. Piyasada ithal ürünlerin fiyatı da yüksek olur şeklinde bir algı oluştu. İthal ürün adı altında oldukça yüksek fiyatlı yağlar satışa sunulabiliyor. Oysa Türkiye, çok sayıda tıbbi ve aromatik bitki türü açısından oldukça zengin bir floraya sahip. Ülkemizin bu zenginliğinden faydalanan yerli ürünler tercih edilmeli” ifadelerinde bulundu.
Limon odaklanmayı artırıyor, lavanta sakinleştiriyor
Aromaterapik etkiye sahip uçucu yağların, çok sayıda tedavi ile güzellik ve bakım uygulamalarında yerini aldığını söyleyen Talya Türkiye ve Amerika Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı M. Halis Ertaş, “Uçucu yağların uygulama şekilleri arasında difüzör, kompres, ağız bakım suları, masaj, krem, şampuan, saç ve cilt maskeleri de yer alıyor. Limon ve portakal yağı canlandırıcı etkileriyle ön plana çıkarken, lavanta sakinleştirici etkisiyle uyku ve stres gibi sorunlarla mücadelede kullanılıyor. Lavanta yağı yara ve yanıklarda oldukça başarılı sonuçlar verirken, lavandula angustifolia cinsi lavanta yağı çocuklar için güvenilir sayılabilen yağlar arasında yer alıyor. Nioli, çay ağacı, biberiye gibi uçucu yağlarının akne ve sivilce oluşumunu önleyici etkileri bulunuyor. Kekik uçucu yağı, soğuk algınlığında kullanılıyor. Bu tür yağlar ayak ve cilt bakımında sıklıkla tercih edilirken kokularıyla difüzör etkisi yaratıyor. Limon odaklanmayı artırırken, gül ve lavanta kokuları dinginlik ve sakinlik hissi yaratıyor” diye belirtti.
Yüksek dozda kullanımı alerjik etki yaratabilir!
Uçucu yağların güzellik ve bakım ritüellerinde balmumu ve nemlendirici kremlerle karıştırılarak kullanıldığını ifade eden M. Halis Ertaş, “Bu tür kullanımlar sağlıklı olmakla birlikte, çeşitli riskler de barındırabilir. Balmumu veya herhangi bir krem ile uygun miktarda karıştırarak nemlendirici krem formülleri oluşturulabiliyor. Yüksek dozda kullanıldığında olumsuz ve alerjik etki yaratabiliyor. Bu nedenle doğru oranlarda seyreltilerek uygulanması gerekiyor. Özellikle hamilelerde ve çocuklarda kullanılırken mutlaka bir uzmana danışılmalı!” dedi.