Writer: NYX Magazine
Date: 08/07/2022
Covid-19 pandemisi nedeniyle zorlu geçen kış döneminin ardından nihayet yaz mevsimi geldi. Ancak sıcakların artması, insanların daha çok havuzlar gibi ortak kullanım alanlarında bir arada bulunuyor olmaları, su ve besin hijyeninin daha zor sağlanması, kene ile sivrisinek gibi etkenlerle temas, akut bağırsak enfeksiyonundan legionella enfeksiyonuna kadar pek çok enfeksiyon riskini de beraberinde getiriyor. Tedavisi mümkün olan bu hastalıkların ciddiye alınmaması nedeniyle tanı ve tedavi süreçlerinin gecikmesi halinde kimi zaman hayatı tehdit eden boyutlara ulaşabilen sıvı-elektrolit kayıpları ve ciddi septik tablo, bir başka deyişle ağır enfeksiyon sonucunda bağışıklık sisteminin verdiği yoğun tepki ile organ ve dokularda hasarlar görülebiliyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Semra Kavas, alacağımız basit önlemlerle yaz aylarında sıkça görülen enfeksiyonların büyük bir kısmından korunmanın mümkün olduğuna dikkat çekerek, “Hijyenik koşullarda üretilip saklandığından emin olduğumuz yiyecek ve içecekleri tüketerek; kene ve sivrisineklerden korunmak için önlemlere uyup kırsal alanlarda bulunduktan sonra tüm vücudun kene kontrolünü yaparak; deniz, havuz, banyo veya egzersiz sonrasında ıslak, terli çamaşırlar veya mayoyla uzun süre durmayarak başlıca tedbirleri almış oluruz.” diyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Semra Kavas, yaz aylarında en sık görülen enfeksiyonlardan korunmak için almamız gereken önlemleri anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Akut bağırsak enfeksiyonu (gastroenteritler)
Akut gastroenteritler (bağırsak enfeksiyonları) yaz aylarında sıkça görülen enfeksiyonları oluşturuyor. Rota ve adenovirüs gibi virüsler; E.coli, Salmonella, Shigella ve S.aureus gibi bakteriler enfeksiyon etkeni olabiliyor. Hastalık kontamine olmuş (kirlenmiş) eller, hijyenik hazırlanmamış ya da uygun koşullarda saklanmamış besinler, yetersiz dezenfekte edilmiş havuz suyunun yutulması, kanalizasyon sularıyla kirlenmiş suyun içilmesi ya da kirli suyla temas etmiş yiyeceklerin tüketilmesiyle bulaşıyor. Dr. Semra Kavas, bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı ve ateş gibi belirtilerin birkaçını içeren tablolarla kendini belli eden bu enfeksiyonların en önemli sonucunun sıvı kaybı olduğuna işaret ederek, “Dolayısıyla tedavinin bel kemiği, sıvı ile tuz kaybının zamanında ve hastalığın şiddetine uygun şekilde yerine konmasıdır. Bakteriyel etkenlerin bazıları için antibiyotik tedavisi gerekebiliyor” diyor.
Nasıl korunmalı?
İdrar yolu enfeksiyonu
Kirli havuz ile sulara girmek, ıslak ve kirli mayoları değiştirmemek, yeterli su içmemek gibi nedenlerle özellikle kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu görülme sıklığı artıyor. Bu enfeksiyon idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma isteği, karın alt bölgesinde ağrı ve rahatsızlık hissi, karında şişlik, bulanık ve kokulu idrar, bulantı, kusma ile ateş gibi belirtilere yol açıyor. Tanı konulması ve tedavisi kolay olmakla birlikte, ihmal edilmesi halinde ciddi böbrek enfeksiyonlarına neden olabiliyor.
Nasıl korunmalı?
Mantar enfeksiyonları
Sıcak havalar, deniz ve havuz gibi faktörler genital bölge ile cilt mantar hastalıklarında artışa neden olabiliyor. Özellikle kadınlarda, diyabet hastalarında ve yakın zamanda antibiyotik kullanan kişilerde genital mantar enfeksiyonu riski artıyor. Mantar enfeksiyonları genital bölgede ağrı, kaşıntı, akıntı; ciltte renk değişikliği, kaşıntı, kepeklenmeler ile ortaya çıkabiliyor. Dr. Semra Kavas, “Mantar enfeksiyonlarının çoğunlukla kremlerle tedavisi mümkün olsa da bazı koşullarda ağızdan mantar ilaçlarının alınması gerekebiliyor” diyor.
Nasıl korunmalı?
Böcek ısırıklarıyla oluşabilen enfeksiyonlar
Yaz aylarında dış ortamda geçirilen zaman arttığı için hastalık taşıyıcı olabilen keneler ve sivrisinekler gibi etkenlerle temas riski artıyor. Viral bir hastalık olan ve hayatı tehdit edebilen Kırım Kongo kanamalı ateşi kene ile bulaşıyor ve yüksek ateşle seyrediyor. Yine kene ile bulaşan Lyme hastalığı ve Q ateşi de ülkemizde görülüyor ve ateşin eşlik ettiği farklı klinik tablolara sebep oluyorlar. Dr. Semra Kavas, bu enfeksiyonların antibiyotikler ile tedavi edilebildiklerini belirterek, “Ayrıca özellikle yurt dışı seyahat öyküsü olan ateşli hastalarda altta yatan neden sivrisineklerle bulaşan ve Afrika ile Asya ülkelerinde sık görülen sıtma, Batı Nil virüsü veya Zika virüs hastalığı olabiliyor” diyor.
Nasıl korunmalı?
Solunum yolu enfeksiyonları
Boğaz ağrısı, öksürük, burun akıntısı, kas-eklem ağrıları ve ateş, üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklıkla görülen belirtilerini oluşturuyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Semra Kavas, genellikle virüslerin etken olduğu bu hastalıkların destek tedavilerle ortadan kalktığını vurgulayarak, “Yaz aylarında daha sık rastlanan ve solunum yollarından bulaşan Lejyoner hastalığı da, legionella türü bakterinin sebep olduğu ciddi bir akciğer enfeksiyonudur. Bakteri genellikle çevresel kaynaklardan yayılan soğutma kulelerinin fanlarından, jakuzi ve duş başlıklarından, sprey nemlendirme cihazlarından ve dekoratif fıskiyelerden yayılan su damlacıklarının solunmasıyla bulaşıyor. Tedavi büyük önem taşıyor, aksi halde ek hastalıkları olan, ileri yaş ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ölüm oranları yüzde 50’nin üzerinde seyrediyor.
Nasıl korunmalı?