Writer: NYX Magazine
Date: 15/07/2022
Her yaşın ayrı bir güzelliği var evet ama son yıllarda devrim niteliğinde hayatımıza giren estetik uygulamalar ile ileri yaşların güzelliği tartışmasız doğal mucizeler yaratabiliyor. Genç, dinamik ve canlı bir görünüme sahip olmak herkesin isteği… Yaş aldıkça oluşan sarkmalar ve kırışıklıklar, hayatın izleri olsa da aynaya bakıldığında genç ve güzel görünmek herkesi mutlu ediyor. Peki, genç bir cilde sahip olmak için ne zaman önlem almak gerekiyor? Her yaşta gençleşebilmek mümkün mü? Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Serdar Bora Bayraktaroğlu, yüz germe operasyonları için doğru zaman nedir sorusuna cevap veriyor.
Önemli olan ruh ve bedenin uyum içinde olması…
Yüz germe operasyonlarında yaş sınırlaması teknik olarak bulunmuyor ve hastalar isterse 70 yaşlarında da bu operasyonu yaptırabiliyor. Fakat yüz germe operasyonlarında dikkat edilmesi gereken nokta hastanın hissettiği yaş ve cildinin buna uygun olması… Hastalar kendilerini yorgun, yaşlanmış hissettiklerinde, ciltlerinde ya da yüz bölgesinde sarkma başladığı takdirde diğer medikal estetik yöntemler veya yüz germe uygulaması yapılabiliyor.
Estetik dünyasının yeni perspektifinde, bu tür operasyonlar için geç kalmamak en doğru karar… İyilik ve güzellik halini erken hissetmeye başlamak ve uzun yıllar bunu devam ettirmek hastaların ruh halini olumlu etkiliyor.
Ne zaman yüz germe yapılmalı?
Estetik operasyonlarda en önemli noktalardan biri de hastaların genç, dinlenmiş ve kendi doğa anatomisine uygun bir yüz gençleştirme ile mutlu olacakları şekilde görünmelerini sağlamak… Bu sebeple, yüz germe için de en doğru zaman, hasta adaylarının aynaya baktıklarında ciltlerinde yaşlanma belirtilerini hissettikleri zaman oluyor. Yaşlanma belirtilerinin iyiden iyiye belirginleştiği, rahatsız edici bir hale geldiği, ameliyatsız çözümlerin yetersiz kaldığı zaman yüz germe için ideal zaman…
Ameliyatsız uygulamalar da aynı sonucu veriyor mu?
Yüz germeden kaçmak için kullanılan ameliyatsız uygulamalar genelde yaşlanmanın ve yıllanmanın henüz tam hissedilmediği dönemlerde daha genç göstermek için yapılabiliyor ama ameliyat olmamak adına yüzü doldurdukça doldurmak, yüzü büyütmek kadınlarda feminen, erkeklerde maskülen bir görünümden uzaklaşmaya götürüyor. Belli bir zamandan sonra dolguların, çeşitli askılama tekniklerinin ve botoksların işe yaramadığı, istenilen genç ve sağlıklı yüze kavuşulamadığı fark ediliyor. Bu noktada yüz germe planlaması yapmak gerekiyor.
Operasyon sonrası günlük hayata dönüş için beklemeye gerek yok.
Günümüzde plastik cerrahideki gelişmeler sonucu, operasyonlar artık endoskopik yöntemlerle yapılıyor. Bu yöntemler sayesinde hastalar morluk ve şişmeleri en alt düzeyde yaşıyorlar. Yüz gerdirme operasyonu sonrası artık günler, haftalar boyunca morluk ve şişliklerin inmesini beklemek gerekmiyor. Operasyon sonrası bir iki gün 48-72 saat içerisinde vücut normale dönmeye başlıyor. Yaklaşık 10 gün sonra ise günlük hayata tamamen dönmek mümkün oluyor. Operasyonun sonuçlarının tam olarak görünür olması ise 1.5 – 2 ay sonra gerçekleşiyor.
Kalıcılığını arttırmak için neler yapılmalı?
Yüz gerdirme operasyonunun kalıcılığı yıllarca devam eden işlemlerdir. Yüz germe operasyonunun kalıcılığı ortalama 10 yıla kadar sürüyor. Operasyon sonrası sağlıklı beslenme, bol su tüketimi ve düzenli uykuyla bu süreyi verimli hale getirmek ve kısaltmamak gerekiyor. Ayrıca hastalar bu noktalara ve güneş hasarlarına karşı cildi koruduklarında kalıcılık süresi uzayabiliyor. Yüz germe geçiren kişilerin, operasyon sonrası cildi kendi haline bırakmamaları gerekiyor. Küçük müdahalelere devam edilmemesi ve cilt bakımının aksatılmaması da kalıcılık süresini uzatan unsurlar arasında yer alıyor.
Estetik uygulamalarda doğal güzellik önemli…
Başarılı estetik ve güzellik uygulamaları ile adından söz ettiren Clinic SBB kurucusu Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Serdar Bora Bayraktaroğlu, estetik operasyonları ile ilgili olarak doğal güzelliğin önemini vurguluyor ve “Hastalarımıza yaptığımız tüm operasyonlarda en çok üzerinde durduğumuz konu hastaların doğal ve bütünsel güzelliklerini bozmadan en iyi ve güzel hissedecekleri görünüme kavuşturmak.” diyor.