Writer: NYX Magazine
Date: 05/12/2022
Elmacık kemiği, dudak, çene, kalça gibi vücudun birçok yerine uygulanan estetik operasyonlarla birlikte güzellik algısı da her geçen gün değişiyor. Dolgu işlemleri ile yüzlerindeki iyilik halini gören hastaların, işlem sonrası eski halini beğenmemesine ve gün geçtikte fazla işlem istemesine sebep oluyor. Böylelikle gereğinden fazla dolgu yaptırılması sonucu aşırı çıkık elmacık kemikleri, aşırı uzun bir çene ile ortaya çıkan Aşırı Doldurulmuş Yüz yani “Overfilled Face Sendromu” kişilerde anatomik olmayan yapay bir yüz görünümüne sebep oluyor.
Bu kapsamda uygulanması gereken küçük dokunuşların daha fazla dolgu sayısına dönüşmesiyle birlikte kişilerin doğal yüzünü unuttuğunu ve daha fazlasını istediğini belirten Medikal Estetik Hekimi Kemali Güneş, “Yaş almayla birlikte yüzde oluşan hacim kayıplarını, deformasyonları medikal estetik uygulamalarıyla nötr hale yani ‘kişinin yaşının iyisi’ haline getirebiliyoruz. Nötr halden daha çekici ve alımlı bir yüz hattına sahip olmak isteyen hastaların talebine göre yüzün anatomisini bozmayacak şekilde farklı işlemler uygulayabiliyoruz. Fakat bir noktada bazı hastalarda algı değişebiliyor. Hasta kendi yüzünün eski halini unutuyor ve iyilik halini devam ettirmek için hep daha fazlasını istiyor. Bu durumda hekimin dur diyeceği nokta ve hastanın buna uyması büyük önem taşıyor” diye belirtti.
Estetik operasyonlara artan ilgi ile kişiler işlemler sonrası iyilik halini gördükçe daha fazla işlem yaptırma isteği ile doğal görünümünü unutabiliyor. Kadınlarda son dönemde sıklıkla karşılaşılan bu durum ise aşırı doldurulmuş yüz yani Overfilled Face Sendromu’na sebep oluyor. Ancak bu durumun engellenebilmesi için ilk olarak hastanın bu işlemlerin ‘başka bir yüz’ olmak için değil, ‘yüzünün daha iyi hali’ olmaya yönelik işlemler olduğunu bilmesi büyük önem taşıyor. Doğru hekimin tercih edilmesi ve hekimin dur dediği noktada hastanın da durması önemli noktalardan birisi. Aksi takdirde hem aşırı gerginliğe bağlı ciltte bozulmalar hem de ne estetiğe ne de anatomiye uygun olmayan yüzler meydana gelebiliyor.
“Hasta kendi yüzünü unutuyor, daha fazlasını istiyor!”
Dr. Kemali Güneş, “Medikal estetik uygulamalarında bizim önceliğimiz yaşlanmayla beraber yüzde oluşan mutsuz, yorgun ve sarkmış gibi negatif ifadeleri nötr hale getirmek. Ancak nötr halden daha çekici ve alımlı bir yüz hattına sahip olmak isteyen hastaların talebine göre farklı işlem uygulayabiliyoruz. Bazen bu iyilik hali sağlandığında algı değişebiliyor. Hasta yüzünün eski halini unutuyor ve bu iyilik halini daha fazla işlem yaptırılarak daha çok olabileceğini zannediyor. Bu noktada hekimin ‘artık bu noktada duralım, doğallıktan çıkacağız’ ikazına uyması önem taşıyor. Hastanın isteği yerine getirildiğinde Overfilled Face Sendromu ortaya çıkıyor. Oysa ki bu duruma gelmeden önce hekiminin tavsiyesi ile hastanın nerde duracağını bilmesi, yaptırdığı işlemler sonrasında yüzü daha fazla şişirmek yerine kolajen, hyalünorik asit gibi mezoterapi uygulamalarına yönelmesi; hem cildin yaşlanma sürecini geciktirerek ileri yaşlara yönelik yatırım yapılmasını sağlıyor, hem de yapılan diğer işlemlerin ömrünü uzatıyor” diye belirtti.
“Yüzün doğal görüntüsü bozuluyor!”
Dr. Kemali Güneş, “Hastalar işlemden sonraki ilk birkaç gün kendini belli bir süre çok güzel ve iyi hissediyor. Biraz zaman geçtikten sonra yüzüne alışan kişinin mutluluk seviyesi normale dönüyor. Çünkü yüzünde bir değişiklik görmemeye başlıyor ve daha fazla iyilik hali isteyerek yeni bir işlem için hekime başvuruyor ve üzerine bir işlem daha yapılıyor. Aslında süreç bu şekilde devam ediyor. Devamlı kendini yenileyen, yüzünde farklılık hissederek mutlu olan kadınlar, yüzünde devamlı bir yenilik arıyor. Oysa ki ihtiyaç duyulmayan dolgu, botoks gibi işlemler yüzün doğal görüntüsünü bozuyor” dedi.
Overfilled Face Sendromu Nedir?
Dr. Kemali Güneş, “Yüze gereğinden fazla dolgu maddesi enjekte edildiğinde yüzün anatomisi bozulur ve daha çıkık elmacık daha uzun bir çene ile doğal olmayan bir yüz görünümüne neden olur. Bu duruma “Aşırı Doldurulmuş yüz” yani “Overfilled Facebook Sendromu” olarak adlandırılır.