Writer: NYX Magazine
Date: 05/10/2020
Toksikolog eczacı Ferda Doğruöz ile finans ve yöneticilik alanında deneyimli kızı Peykan Nebioğlu’nun sağlıklı ve doğal olanı seçme arzusuyla başlayan yolculuğu, bugün kozmetik alanında bir marka olan Simya Evi’ne dönüştü ve Nişantaşı’ndaki Simya Evi mağazasıyla taçlandı.
Şirketimizin diğer ortağı annem toksikolog eczacı Ferda Doğruöz eğitimi nedeniyle ailemizi hep sağlıklı ve doğal olanı seçmeye yöneltti. Yediklerimizden, giydiğimiz ayakkabılara kadar her ürünü inceler, ona göre alırdı. Büyürken en çözemediği sorunumuz deodorantım olmuştu. Sayısız denemeler yapmıştır sanırım. Annemin havanı bizim mutfağımızın hep baş köşesindeydi. Onun bilgileri benim finans ve yöneticilik alanındaki eğitim ve deneyimimle birleşince, önce kendi arkadaşlarımızdan başlayan bir doğala yönelim harekatı başlatmak istedik. Kısa sürede, Sağlık Bakanlığının kozmetik üretimi için gereken şartlarını yerine getirip ürünlerimizi paylaşmaya karar verdik.
Ürünlerimizi kozmetik, aromaterapi ve aksesuar olarak üçe ayırıyoruz. Kozmetik alanında, tamamen bitkisel ve mineral içerikler kullanarak, etkin, doğal ve en önemlisi, uzun süreli kullanımda cildimize ve bize zarar vermeyen ürünler bulunuyor. Aromaterapi bölümünde ise Salı günleri #simyasalisi etiketiyle yayınladığımız formülleri yapabilmek için gereken sabit yağlar, uçucu yağlar ve çiçek sularını satışa sunuyoruz. Aksesuar alanımızda mekanik masaj aletleri, nemlendirmeye yardımcı giysiler, tek kullanımlık makyaj pamuklarına alternatif bezler ve pedler bulunuyor. Aynı zamanda, sevilen seramik sanatçısı Ayşe Sokullu da bizler için buhurdanlar ve aromaterapi kolyeleri üretiyor.
Ürünlerimizin içinde genel olarak soğuk sıkım yağlar, damıtma yöntemiyle elde edilmiş uçucu yağlar, bitkisel sular ve mineraller bulunuyor. Su içeren ürünlerimizde ise mikrobiyolojik üreme olmaması için turp, hindistan cevizi ve gülden elde edilen bitkisel ekstraktlar kullanıyoruz.
Biz ürün formüllerimizi oluştururken, hem doğal, hem etkili olmalarını istiyoruz. Bunun için tüm hammaddeleri, maliyetlerimizi artıracağını bilsek de, gerçekten kullanılması gereken oranlarda kullanıyoruz. Ürünlerimizi ise, uluslararası yönetmeliklerce tanımlanan, iyi üretim koşullarına göre oluşturulmuş donanımlı laboratuvarlarımızda üretiyoruz. Kullanıcılarımız bizi seçerken, aldıkları ürünün işe yarayacağından, kendilerine zarar vermeyeceğinden ve bu ürün üretilirken, hem doğaya, hem insan emeğine saygı gösterildiğinden emin olabilirler. Satış sonrasında da, gerek kullanım önerileri, gerekse siparişlerle ve ürünlerle ilgili, her zaman hızlıca ulaşabilecekleri son derece donanımlı bir müşteri hizmetlerimiz var.
15 kedi, 1 köpek, 1 kirpi, 1 kara kaplumbağalı yaşamımızda, bırakın test yapmayı, hayvanlara ve doğaya zarar verebilecek herhangi bir adım atmayı doğru bulmuyoruz. PETA Cruelty Without Bunnies programı üyesiyiz. Biz de, tedarikçilerimiz de hayvanlar üstünde herhangi bir test yapmıyor. Özellikle hayvanlar üzerinde test edilmemiş hammaddeleri satın alıyoruz.
Anti-aging ürünler, kırışık giderici iddialı ürünlerin aksine, cildin ve cilt altı dokusunu ve bağlarını güçlendirerek, kaybetmemeye yarayan ve kaçınılmaz olan yaşlanmayı geciktiren ürünlerdir. Bu nedenle aslında, doğal olmak kaydıyla, ne kadar erken başlanırsa, ileride sonucu daha iyi görülebilen ürünlerdir. Bu ürünler, zamanı ve kaybedilen dokuları geri döndüremedikleri için, etkileri de oldukça yavaş gözlemlenen ürünler olduklarından pek tercih edilmezler. Ama uzun vadede, düzenli kullanımda, kırışığı tersine çevirdiği iddiası olan ürünlerden çok daha etkilidirler.
Günlük hayat içinde, gerek kullandığımız ürünler, gerek yaşam şartlarımız, gerekse maruz kaldığımız çevresel faktörler nedeniyle cildimiz bize sinyaller verebilir. Bu bir sivilce olabilir, daha önce orada olmayan bir çizgi olabilir, solgun, mat, sarımsı bir görünümle karşılaşabiliriz. Bunlar cildimizin ve bedenimizin yaşam tarzımızdan memnun olmadığının ilk belirtileridir. İlk çözüm olarak mutlaka içten dışa bir bakımı öneriyoruz. Su tüketimimizi artırmalıyız, uykumuzu düzenlemeliyiz, bir süre için de olsa bitkisel ve paketsiz gıdalarla beslenmeliyiz. Cildimizi dışarıdan sorunumuza uygun bir çiçek suyu ile desteklemeyi ve doğal bir ürünle nemlendirmeyi de ihmal etmemeliyiz.
Bu sene en büyük projemiz Nişantaşı mağazamızı açmaktı. Şimdi ise, yeni ürünlere ağırlık verebileceğimiz bir döneme giriyoruz. Üzerinde yaklaşık 3 yıldır çalıştığımız şampuanımız, saç kremimiz ve yüz yıkama köpüğümüz kısa zamanda satışa sunulabilir hale gelecek. Deodorantımız üstünde ise hala çalışıyoruz. En mükemmel formül olduğuna kendimizi ikna edene kadar da devam edeceğiz.
El dezenfektanları kozmetikten başka, biyosidal isimli bir kategoriye giriyor. Kozmetik ürünler ile aynı tesiste üretilemiyorlar ve ruhsat gerektiriyorlar. Bu nedenle kısa vadede bizim üretimimiz olmayacak ancak sizin vasıtanızla da okuyucularımıza, aldıkları dezenfektanın işe yaradığından emin olabilmeleri için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumundan alınmış ruhsatlarını sorgulamalarını tavsiye ediyoruz.