Emirgan Korusu’ndaki rengarenk laleler, Çini Ustası İsmail Yiğit’in lale desenli eserleri ile buluşacak.

Lalenin Çini ile Dansı Sergisi’nde, lale desenli eserlerin yanı sıra 41 yıl boyunca Çini Ustası İsmail Yiğit tarafından üretilen, yurt içi ve dışında çeşitli malikanelerde, villalarda, camilerde, mabetlerde, hamamlarda yer alan duvar çini süslemelerinin örnekleri de sergilenecek. 

250’den fazla eserin yer alacağı sergide İsmail Yiğit tarafından elde üretilen objeler, tabaklar, panolar bulunuyor. Yiğit, bu sergi için, Türkiye ve Japonya’nın milli sembolü lale ve sakura çiçeklerinin yer aldığı bir koleksiyon da hazırladı.

Kütahyalı Çini Ustası İsmail Yiğit’in 250’den fazla eserinin yer alacağı Lalenin Çini ile Dansı Sergisi 1 Nisan-15 Mayıs tarihleri arasında, Emirgan’da bulunan İstanbul Lale Müzesi’nde gezilebilir. 

İsmail Yiğit, geleneksel Türk Çinileri üzerine eser veren günümüzün en önemli sanatçılarındandır.

Yiğit, 1963 yılında Kütahya’da doğdu. Diğer çini ustalarının aksine, aileden çinici olmayan Yiğit, mesleki eğitimini Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde tamamladı. Seramik Bölümünden mezun olduktan sonra, önemli çini ustalarıyla çalıştı. 16. yüzyıl seramiği ve çinisi üzerine çeşitli koleksiyonlarda ve tanınmış müzelerde yaptığı araştırmaların yanı sıra, İstanbul, Bursa ve Edirne gibi kentlerdeki cami, türbe ve külliyelerde yer alan çiniler üzerinde çalışmalar yaptı.

1990 yılında, mezun olduğu üniversitenin adına ithafen Marmara Çini adını verdiği atölyesini kurdu. Seramik sektörüne hizmet verdiği atölyesinde öğrenciler ve çalışanlarının eğitimine de ağırlık veren sanatçı, Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde vermekte olduğu derslerle de geleneksel çini sanatının gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir misyon üstlenmektedir.

İsmail Yiğit, yurt içinde ve dışında 1994 yılından beri pek çok sergi düzenlemiş, sergilerinin yanı sıra pek çok önemli yapının çini restorasyonuna imzasını atmıştır.

Çiniler her dönemde çiçeklerle bezenmiş

Sanat dallarının birçoğunda kullanılan çiçek figürleri dönemin kültürünü de yansıtarak çini motifleri üzerinde dini ve dünyevi önemli anlamları da içeren semboller olmuş.

Çiçekli çini motifleri mimari eserlerin iç ve dış mekanlarında, resim sanatında, ahşap ve oymacılık üzerinde, tezhip, hat ve ebru sanatında da sıkça kullanılmış. Çiçek desenleri ince bir sanat zevkini yansıtarak çini sanatında da stilize edilerek mükemmel şekilde kullanılmış.

Osmanlı’daki çini sanatı gelişim sürecinde de çiçek motifleri oldukça yaygındır. 15. yüzyılda tezhip sanatında kullanılan çiçekli desenler ile cami, türbe, medrese ve saray gibi yerlerde de çiçek motifli çini örnekleri oldukça fazla.  Dönemin en güzel çiçek desenli İznik çini motifleri için İstanbul’ da bulunan Rüstem Paşa Cami mükemmel bir örnek.

Çiçekli motifler başta çini tabak olmak üzere çini karo, çini tepsi, çini kase, isimlik, çini vazo ve sürahi, çini sunumluk üzerinde kullanılmış. Çini tablo ve el dekoru çini pano üzerinde de çok daha büyük ebatlarda çiçek desenlerini görmek mümkün.

İznik Çinileri ile Kütahya çinileri üzerinde ve seramik sanatında da lale ve gül başta olmak üzere birçok çiçek motifi görülmekte. Sümbül ve karanfil stillerinin yanı sıra nergis, menekşe, süsen, zambak, bahar ağacı, gonca, üzüm salkımı, papatya, haşhaş, şakayık ve lotus kullanılmış. 

Lale Arapça kelime yazılış olarak Allah lafzını temsil ettiği için en çok kullanılan çiçek deseni olmuş. Sembol olarak da hilal şekline benzediği için Osmanlı sancağı olarak da anlamlandırılmış. Dalı tek olan bir çiçek oldu için de tasavvufi manada Allah’ın birliğini ve aşkı temsil etmektedir.