Modanın İşlevsel ve Yenilikçi Bir Geleceğe Uzantısı

Writer: Nurgül Eryıldır Günay

Date: 13/05/2024

PAYLAŞ


Arzu Kaprol / İnsan İnovasyon Tasarımcısı

Röportaj: Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]

Arzu Kaprol, Mimar Sinan Üniversitesi Moda Konfeksiyon bölümünü bitirdi. Paris American Academy’de Perfectionnement programını tamamladı. 1995 yılında aldığı prestijli Beymen Academia ‘‘Avant-garde Tasarımcı’’ ödülü ile moda dünyasında adını duyurdu. Kendi adını taşıyan markasını 1998 yılında ilk defa moda tutkunl arıyla buluşturdu. 2007 yılında ilk mağazasını açan Arzu Kaprol, Türkiye’de Beymen Grubu ile yaptığı lisans anlaşmasıyla 2008 – 2012 yılları arasında perakende sektöründeki varlığını güçlendirdi. 2011 yılında Paris Moda Haftası, Moda Federasyonu Resmi takviminde defileler yapmaya başladı ve Paris’te ofisini açtı. 2015 yılında başlayan işbirlikleri kapsamında moda ve teknoloji birlikteliğinin gözler önüne serildiği, toplam 3 show sergiledi.


Türkiye’nin ilk hologram defilesi Mayıs 2015 yılında, multi-disipliner bir yaklaşımla; tasarım, müzik, dans ve teknolojinin birleştiği Dijital Senfoni Mart 2016 yılında ve Türkiye’nin ilk dijital couture show’u Haziran 2016 yılında ulusal ve uluslararası platformlarda sunuldu.


2015 yılında, Arzu Kaprol tarafından yaratılan, akıllı giyimin ilk prototiplerinden biri olan; klima değişikliklerine göre fonksiyon değiştiren “Akıllı Ceket” ise yine sektörün öncü hareketleri arasında yerini aldı. Tasarımı kıyafet mimarlığı olarak tanımlayan Arzu Kaprol, modern ve eşsiz bir tasarım diliyle ve kendisiyle özdeşleşen detaylarda büyüyen özgün işçilikle, zamansız kıyafet ve aksesuarlar yaratarak geleceğin moda kültürüne göndermeler yapıyor.


Arzu Kaprol ile ilham veren çalışmalarını ve 2024 İlkbahar / Yaz koleksiyonunun detaylarını konuştuk.

Moda sektörüne girişiniz nasıl oldu ve hangi faktörler sizi moda tasarımına yönlendirdi?

1800’lerin sonunda Bursa’ya göç eden bir ailenin 4. kuşak moda elçisiyim. Annem de bir moda evi işlettiğinden, çocukluğum kumaşlar, desenler ve tasarımlar arasında geçti. Bu ortamda kendimi bilmeden modayla ilgilendim, moda da benimle ilgilendi. Kendime bu alanda bir yaşam alanı yarattım ve bilinçli bir tercih gibi görünse de aslında modaya yönelmem ailemin ve içinde büyüdüğüm ortamın doğal bir sonucuydu.

Tasarım sürecinizdeki ilham kaynaklarınız nelerdir? Hangi unsurlar sizi en çok etkiler?

Tasarım sürecinde ilham kaynaklarım oldukça geniş bir yelpazede yer alıyor. Sanatın farklı dalları, tarih, doğa, insan psikolojisi ve sosyolojik değişimler beni besleyen unsurlar arasında. Seyahatlerim sırasında farklı kültürleri keşfetmek ve özgün estetik anlayışlarını gözlemlemek de tasarım vizyonumu genişletiyor. Sanırım yaşamın kendisi en büyük ilham diyebilirim.

Koleksiyonlarınızı tasarlarken olmazsa olmaz dediğiniz kurallarınız, prensipleriniz var mı?

Giyildiğinde iyi hissettiren, giyen kadını özellikle güçlendiren, doğaya, yaşama ve insana saygı duyan kıyafetler yapmak, mesleğime karşı sorumluluğum. Koleksiyonlarımı tasarlarken zamansız ve fonksiyonel tasarımlar oluşturmaya özen gösteriyorum. Yüksek kalite standartlarında ve sürdürülebilir materyalleri tercih ederek, her parçanın uzun yıllar keyifle kullanılabilmesini hedefliyorum. Modern ve minimalist bir estetik anlayışıyla, özgün detayları ve el işçiliğini, Anadolu topraklarından moda uzanan zanaatkarlığı ön plana çıkartmayı önemsiyorum.

İlkbahar / Yaz 2024 sezonunda Arzu Kaprol koleksiyonunda öne çıkan parçalar hangileri?

2024 İlkbahar/Yaz koleksiyonumda, akışkan ve hafif kumaşlardan oluşan, feminen ve zarif siluetler öne çıkıyor. El yapımı işlemeler, doğal tonlar ve geometrik desenler koleksiyonun temel unsurları arasında. Rahatlık ve şıklığı bir araya getiren tulumlar, elbiseler ve etekler koleksiyonun dikkat çeken deri tasarım parçalarıyla kombinleniyor. Özellikle yaz deriler, deri ve ipek karışımlar, kendi çektiğim fotoğraflardan ve seyahatlerimden oluşturduğumuz desenler koleksiyonun ana değer zincirini yaratıyor.

Koleksiyonunuzda bu sezon hangi renkleri göreceğiz?

Bu sezon koleksiyonda doğadan ilham alan toprak tonları, pudra ve krem gibi pastel tonlar ve canlı yeşilin enerjisini barındıran tonlar ön planda. Bu renklerin uyumu, zamansız ve zarif bir görünüm sunuyor. Gün doğuşları, gün batımları ve tüm bunun arasındaki doğanın geçirdiği renk evreleri bu sezonun bendeki ilham kaynakları. Gökyüzü, deniz, doğa ve güneşle yıkanmış renkler, bu sezon bedeni sarmak istediğim tonları oluşturuyor.

Sürdürülebilir moda hakkındaki düşünceleriniz nelerdir, tasarım ve üretim aşamasında sizi zorluyor mu?

Sürdürülebilir modayı, sadece etik ve çevreye duyarlı bir üretim anlayışı olarak değil, yaşamın ve bize sunulan yaşam sürecinin döngüsel olduğunu da anlatan bir kavram olarak görüyorum. Bu döngüde kısacık bir süre var olduğumuzu ve bu süre zarfında doğru izler bırakmayı, yaşama zarar vermeden var olmayı kendime prensip edindim. Tasarım ve üretim aşamalarında sürdürülebilir materyalleri tercih ederek, atık miktarını azaltmaya ve doğaya olan etkimizi minimize etmeye çalışıyoruz. Bu benim için sadece modaya değil, tüm yaşama dair bir sorumluluk. Elbette, her yeni süreç gibi bu sürecin de zorlukları var ve her daim olmaya da devam edecek. Fakat sürdürülebilirlik, bu zorlukları aşarak, sorunlara çözüm bularak ilerlemenin ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın temelini oluşturuyor. Ve Anadolu coğrafyası bunu üretmek için özünde bu bilgiye doğal olarak sahip.

Giyilebilir teknoloji alanında çok büyük gelişmeler yaşanıyor. Sizin de akıllı giyim konusunda tasarımlarınız var. Bu konuyu biraz anlatır mısınız? Neler yaptınız, çalışmalarınız devam ediyor mu?

Akıllı giyimi, modanın işlevsel ve yenilikçi bir geleceğe uzantısı olarak görüyorum. Geçmişte “Akıllı Ceket” gibi prototipler tasarlayarak bu alandaki öncü adımları attık. TÜBİTAK ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ve hala üzerinde çalışmalarımızın devam ettiği projemiz Antarktika’da görev yapan Türk bilim insanlarının koruyucu kıyafetleri de bu alandaki değerli örneklerden bir tanesi. Türk Tekstil endüstrisinde, teknoloji, inovasyon, döngüsel tasarım gibi konularda yoğun olarak endüstri ile beraber çalışıyor ve projeler üretiyoruz. TÜBİTAK/ Sun ar-ge projemiz en son en inovatif proje ödülü kazandı. Ayrıca Texhibition fuarının “Innovation Hub” alanında da nitelikli inovatif projeleri endüstriye tanıtmaya dair bir alan yaratıp projeleri sergiledik.

İnovatif bir tasarımcı olarak hızlı modaya bakışınızı da merak ediyorum. Daha yaşanabilir bir dünya hayal ederken sizce modacılar, markalar bu konuda yeterince sorumluluk alıyor mu?

Hızlı modanın yarattığı aşırı üretim ve tüketim, çevreye büyük zararlar veriyor. Tasarımcı ve markaların bu konuda daha fazla sorumluluk alması ve sürdürülebilir bir moda değil, sürdürülebilir bir yaşam anlayışını benimsemesi gerektiğine inanıyorum. Zaman içinde parçalarını kullanabilecekleri, uzun ömürlü ve zamansız tasarımlar üretmek, ürün ömrünü ve süreçlerini, hangi kaynaklardan beslendiğini bilerek üretmek bu sorunun çözümüne katkıda bulunacaktır.

PAYLAŞ