Writer: Nurgül Eryıldır Günay
Date: 24/12/2024
Fırat Yıldıran ve Barış Çolak / Roof Mezzepotamia Yatırımcıları ve AYS Otelcilik Yönetim Kurulu Üyeleri
Röportaj: Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]
Tarihi Yarımada’nın en özel noktalarından birinde, İstanbul Boğazı ve Haliç manzarasının muhteşem birleşimini gözler önüne seren Roof Mezzepotamia, tarihi atmosferi modern bir lezzet yolculuğuyla taçlandırıyor. Fırat Yıldıran ve Barış Çolak’ın yaratıcı vizyonuyla Mayıs 2024’te kapılarını açan bu özel mekan, misafirlerine hem tarihin izlerini taşıyan hem de damaklarda unutulmaz tatlar bırakan bir deneyim sunuyor. Anadolu’nun zengin mutfak kültüründen ilham alarak hazırlanan menüsü, geçmişten gelen tatları günümüzün şık dokunuşlarıyla harmanlıyor.
Roof Mezzepotamia, sadece yemek değil, aynı zamanda harika müziklerle oluşturduğu özel bir atmosferde, misafirlerini eşsiz bir deneyime davet ediyor. Restoranın geniş terasından görülen İstanbul’un gün doğumu ve batımı manzaraları, tarihi ve doğal güzelliklerin unutulmaz bir birleşimini oluşturuyor. Bu görsel şölen, Anadolu’nun yedi bölgesinden özenle seçilen tatlarla buluşarak misafirlerine bir ziyafet vadediyor.
Lezzet deneyiminin ötesine geçen mekan, her gece sahnesinde ağırladığı ünlü DJ’lerle etnik elektronik müziği de menüsüne dahil ediyor. Müzik seçimleri, tarihi dokuyla modern sanatın benzersiz bir uyum yakalamasını sağlıyor. Yerel üreticilerden elde edilen taze ve mevsimsel ürünlerle hazırlanan menü ise, hem sürdürülebilirliği destekliyor hem de damaklarda unutulmaz bir iz bırakıyor.
Hizmet kalitesini zarafetle birleştiren Roof Mezzepotamia, tarihi dokuyu çağdaş bir yaklaşımla yorumlayan atmosferiyle misafirlerini unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor. Manzara, müzik ve lezzetin bu uyumu, İstanbul’un kalbinde yepyeni bir hikaye yaratıyor. Fırat Yıldıran ve Barış Çolak ile, restoranın muhteşem manzarası eşliğinde, lezzet dolu bir sohbet gerçekleştirdik.
.
“Roof Mezzepotamia” ismi nasıl ortaya çıktı? Bu isim, restoranın konseptiyle nasıl örtüşüyor?
Mezopotamya’nın yeni bir medeniyet ve kültür yaratma mirasından ilham alarak çıktığımız yolculukta, gastro meyhane konseptli meze ağırlıklı bir restoran olarak hizmet vereceğimiz için “Mezzepotamia” ismi ortaya çıktı. Mezepotamya’nın zengin mutfak kültüründen esinlenerek hazırlanan menümüz Osmanlı döneminden günümüze kadar uzanan Türk mutfağından izler taşıyor. Türkiye’nin 7 bölgesinden geleneksel lezzetleri yenilikçi dokunuşlarla beğeniye sunduğumuz menümüzde mevsiminde tüketim ilkesiyle soğuk mezeler, ara sıcaklar, ana yemekler, salatalar, enfes tatlılar, spesiyal kokteyller, zengin şarap seçkisi ve premium segment içecekler ile misafirlerimize aralıksız bir lezzet serüveni yaşatıyoruz. Roof Mezzepotamia’nın menüsünü oluştururken, bu iki kültürü bir araya getirerek modern bir dokunuş katmaktan çok keyif aldık. Bununla birlikte özenle hazırladığımız lezzetlerimizi etnik müzik eşliğinde sunmak ve misafirlerimizi böylesi tarihi bir atmosferde ağırlamak en büyük motivasyon kaynaklarımızdan biri oldu. Türk mutfağının unutulmaz lezzetlerini yeniden yorumladığımız restoranımızda etnik elektronik müzik tınılarıyla alışılmışın dışında bir atmosfer yaratmak istedik. Bu lezzetlere her akşam canlı DJ performansları ekleyerek keyifli müzikler eşliğinde bir lezzet senfonisi yarattık.
Geleneksel Anadolu mutfağı ile modern dokunuşları bir araya getirme fikri nasıl gelişti?
Geçmişin lezzet anlayışı geleneksel ve bölgesel tatlara odaklanırken, günümüzün damak tadı daha global ve yenilikçi yaklaşımlar içeriyor. Modern gastronomide farklı mutfak kültürlerinin harmanlanması ve tekniklerin gelişmesiyle yeni tatlar keşfediliyor. Ancak, geçmişin köklü lezzetleri hala büyük bir ilham kaynağı… Biz de Roof Mezzepotamia’da, bu iki anlayışı birleştirerek, geleneksel tatları modern dokunuşlarla sunuyoruz ve misafirlerimize hem nostaljik hem de yenilikçi bir lezzet deneyimi yaşatmayı hedefliyoruz
Restoranınızda öne çıkan, özellikle tavsiye ettiğiniz imza lezzetler hangileri?
İmza mezeler arasında; Güneydoğu topraklarında çok uzun yıllardır yapılan Sasiço, Osmanlı’ nın en eski lezzetlerinden biri olan kuru köftenin bir Uzak Doğu yemeği olan Miso ile füzyonuyla hazırlanan Misolu Kuru Köfte, Hatay’ın en leziz mezelerinden biri olan Mütebbel’in kızaltılarak bambaşka bir yorum katıldığı Kızarmış Mütebbel, Antakya tuzlu yoğurdu ve Samandağ acısının Denizli’nin kale biberi ile kombinasyonu ile hazırlanan Atom yer alıyor. Sütte marine edilen Kuzu Uykuluk ve ağır ateşte pişmiş Dana Yanak ise ana yemeklerde ön plana çıkıyor. Özel tariflerle hazırlanan ve yalnızca Roof Mezzepotamia’da yer alan imza kokteyller ise bambaşka bir lezzet sunuyor. Mezepotamya’da yaşamış uygarlıkların kültürlerinden esinlenerek premium içkilerle hazırlanan kokteyllerimiz bu coğrafyada yaşayan kral, tanrı ve önemli kişilerin isimlerini taşıyor. Ninkasi (Sümer Bira Tanrısı), Hammurabi (Altıncı Babil İmparatoru), Purattu (Fırat Nehrinin Eski Adı), Inanna (Aşk ve Doğurganlık Tanrıçası), Barmenin İmzası – Okaliptik Margarita, Mezzepotamyalı ve Basirethan imza kokteyller arasında…
Etnik elektronik müzik konsepti restoran deneyimine nasıl entegre edildi?
Roof Mezzepotamia olarak en iyi lezzet, en iyi müzik ve en iyi hizmet anlayışıyla İstanbul’un ve Türkiye’nin en iyi restoranı olma hedefiyle yola çıktık. Türk mutfağının unutulmaz lezzetlerini yeniden yorumladığımız restoranımızda etnik elektronik müzik tınılarıyla alışılmışın dışında bir atmosfer yaratmak istedik.
Performans sergileyen DJ’leri seçerken hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?
Müzik danışmanlığımızı etnik elektronik müziğin popüler ismi DJ Majnoon’un üstlendiği restoranımızın açılışını ise Monte Carlo Buddha Bar’dan Papa DJ’in performansıyla gerçekleştirdik. İlk günden itibaren DJ isimlerini büyük bir titizlikle belirliyoruz. Önümüzdeki süreçte de Roof Mezzepotamia’da dünyaca ünlü DJ’lerin performansını dinlerken, müthiş İstanbul manzarasıyla eşsiz bir lezzet deneyimi sunmaya devam edeceğiz.
Yerel üreticilerle kurduğunuz iş birlikleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Menüdeki sebze, meyve, balık, et gibi malzemeleri nerelerden tedarik ediyorsunuz?
Malzeme temini menümüzün kalitesini ve özgünlüğünü belirleyen en kritik unsurlardan biridir. Bu nedenle malzemelerin temini konusunda son derece titiz davranıyoruz. Menü oluştururken mevsimsel ve çiftlikten sofraya beslenme sisteminin önemini büyük bir titizlikle vurguluyoruz. Mümkün olduğunca yerel üreticilerden ve çiftçilerden malzeme temin ediyoruz. Bu yaklaşım sadece taze ve doğal ürünler sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilir bir tarım anlayışını da benimsemeyi destekliyor. Örneğin yerel manavlarla iş birliği yapmak, tedarik zincirini kısaltarak çevre üzerindeki etkileri azaltmaya ve aynı zamanda bölgesel ekonomiyi desteklemeye yönelik fayda sağlayacağına inanıyoruz. Zeytinyağını Ege Bölgesi’ndeki yerel zeytinliklerden, peynirleri Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki yöresel mandıralardan alıyoruz. Böylelikle hem taze ve mevsiminde ürünler kullanmış, hem de yerel ekonomiyi de desteklemiş oluyoruz. Sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm, mutfak kültürümüzün temel taşlarını oluşturuyor ve bizim için büyük bir öneme sahip… Sürdürülebilir tarım ve hayvancılık yöntemlerini benimseyen tedarikçilerle çalışmayı tercih ediyoruz. Atık yönetiminde titizlikle çalışarak yiyecek israfını en aza indiriyoruz ve artan yemekleri değerlendirmek için çeşitli yenilikçi yöntemler geliştiriyoruz. Ayrıca, ekip üyelerimizi sürdürülebilirlik konusunda düzenli olarak eğitiyor ve bu süreçte herkesin aktif bir rol almasını sağlıyoruz. Bu şekilde, hem çevresel hem de toplumsal sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Böylece hem çevresel etkileri azaltıyor hem de gelecekte de kaliteli malzemelere erişimimizi garanti altına alıyoruz. Bu hassasiyetlerimiz sayesinde misafirlerimize en iyi kaliteyi sunabiliyoruz.
Hem yerli hem de yabancı misafirleriniz için farklılaştırılmış bir deneyim sunmak adına neler yapıyorsunuz?
İstanbul’un eğlence ve gastronomi açısından çekim merkezi haline gelen Sirkeci’de Roof Mezzepotamia ile yepyeni bir değer yarattık. Tarihi Yarımada’nın en özel noktasaında yer alan restoranımızda imza lezzetlerimiz, hafızalara yer edecek kokteyllerimiz, İstanbul’un masalsı manzarası ve etnik müzik eşliğinde beş duyuya hitap eden bütünsel bir restoran deneyimi sunuyoruz. Bu konsept Türkiye’de ve belki dünya da bile yok. En iyi lezzet, en iyi müzik ve en iyi hizmet anlayımızla tüm misafirlerimize farklılaştırılmış bir gastronomi deneyimi sunuyoruz. Menüde sunulan ve coğrafi işaretli ürünleri de barındıran lezzetlerle yabancı misafirlere hem lezzet deneyimi yaşatıyoruz hem de Türk ve Anadolu Mutfağı’nın zenginliğini aktarıyoruz. Aynı şekilde içecek menümüzde de yerel içki seçkisinde zengin bir seçki sunuyoruz.
Yılbaşı yaklaşıyor. Yılbaşı gecesi için özel bir menü ve programınız olacak mı?
Yılbaşı için hazırladığımız özel menümüz ile misafirlerimize tam bir gastronomi deneyimi yaşatıyor. Ön atıştırmalık olarak servis edilen tartolet, füme somon rillette ve portakal havyarı ile başlayan lezzet serüveni gece sonuna kadar devam edecek. Başlangıç olarak konfit pişirme tekniği ile hazırlanan Pancar serme, ara sıcaklarda kendi suyu ile pişirilip kan portakalı ile servis edilen ızgara ahtapot ön plana çıkıyor. Ana yemeklerde ise dana madalyon ve kaya levreği ile kırmızı et ve deniz ürünü olmak üzere iki farklı alternatif sunuyoruz. Beyaz çikolatalı ganaj ile birlikte servis edilen Antik helen armudu ise yemeği farklı ve enfes bir tatlı ile noktalayacağız. Etnik elektronik müzik eşliğinde unutulmaz anlar yaşanacak olan yılbaşı gecesinde, Esin Beats ve Tarık Sarul’un DJ performansıyla 2025 yılı büyük bir çoşkuyla karşılanacak.
Roof Mezzepotamia’nın geleceğe yönelik hedefleri nelerdir? Farklı şehirlerde veya ülkelerde yeni şubeler açmayı düşünüyor musunuz?
Ays Otelcilik olarak otellerimizde yakaladığımız başarı en önemli faktörü her zaman misafirlerimizin memnuniyeti ilkesini önceliğimiz olarak tutmamızdır. Restoranımızda da bu ilkemizden asla taviz vermiyoruz. Roof Mezzepotamia’da tüm ekip olarak ağırladığımız tüm müşterilerimizin öncelikle mutlu ve unutulmaz bir deneyim yaşamasını sağlamaya çalışıyoruz. Lezzet, hizmet kalitemiz ve mekan konseptimizle büyümeyi hedefliyoruz. İkinci şubemizi İstanbul’un önemli lokasyonlarından birinde açmayı planlıyoruz, Anadolu’da ise Mardin, Kapadokya ve Bodrum öncelikli lokasyonlarımız arasında yer alıyor. 5 yıllık planda 2 yeni şube ile toplamda 3 lokasyonda olmayı planlıyoruz.
Orient Occident Hotel İstanbul Autograph Collections
İstanbul’un en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Basiret Han olarak bilinen tarihi binada yer alan otel, geçmişin cazibesini modern konfor ve kişiselleştirilmiş hizmetle kusursuz bir şekilde harmanlıyor. Mimar Stephan Hamamcıyan imzasını taşıyan ve 1900 yılında inşa edilen Basiret Han, önce ticari merkez olarak hizmet vermiş, daha sonra İtalyan Oriental Ticaret Bankası ve Selanik Bankası olarak kullanılmıştır.
Basiret Han’ın cephesi dönemin özelliklerine mükemmel bir örnek olarak “La Belle Epoque” tarzı unsurlarla yapılandırılmıştır. Beton ve demir malzemelerle altı katlı olarak inşa edilen bina, çok amaçlı ofis binası olarak kullanılmak üzere avlusuz olarak inşa edilmiştir. Han’ın ön cephesi profilli zemin boncukları, gül ve kurdelelerden yapılmış çelenkler, volutumla kaplı çıkıntı ve saçakları destekleyen akantus yaprakları, saçakların altında ve üzerinde dış kaplaması zemin çıtaları, sıvalar, üç seviyeli profil başlıkları ve zemin çıtalarının altındaki lentolar Basiret Han’ın “La Belle Epoque” tarzında inşa edildiğini gösteren detaylardır. Bina 2024 yılının başında Orient Occident Hotel Istanbul Autograph Collection adıyla hizmet başlamıştır.
Orient Occident Hotel İstanbul Autograph Collections 2024 yılında tüm Marriott markalarında 10 bin otel arasında en iyilerin belirlendiği değerlendirmede kendi kategorisinde birinci olarak yoluna devam ediyor.