Küresel Cinsiyet Eşitliğine Ulaşmak İçin 134 Yıl Daha Gerekli

Writer: NYX Magazine

Date: 02/03/2025

PAYLAŞ

Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu 2024 verilerine göre, küresel çapta cinsiyet eşitliğine ulaşmak için 134 yıl daha gerekiyor. Ekonomik alandaki kadınlara yönelik eşitsizlikler, bu sürenin hızla kısalması için küresel çapta daha güçlü adımlar atılması gerektiğini gösteriyor.

Bu rapora göre Türkiye’nin durumu da özellikle ekonomik katılım ve siyasi temsiliyet açısından endişe verici seviyede. 146 ülke arasında 127. sırada yer alan Türkiye, cinsiyet eşitliği açısından en geride olan ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Küresel ölçekte bakıldığında da durum pek iyimser değil. Cinsiyet eşitliği oranı %68.5 seviyesinde ve bu oran önceki yıla kıyasla yalnızca %0.1 artış gösterdi. Kadınların iş gücüne katılımı %65.7 seviyesine yükselmiş olsa da, yönetici ve üst düzey pozisyonlardaki kadın oranı hala %31.7 seviyesinde kalıyor. Bu veriler, kadınların iş hayatındaki temsiliyetinin hem Türkiye’de hem de dünyada büyük ölçüde sınırlı kaldığını ve ilerlemenin beklenenden çok daha yavaş gerçekleştiğini ortaya koyuyor.

Kadınların Daha Fazla Olduğu Sektörlerde Maaşlar Daha Düşük

Cinsiyet eşitliğiyle ilgili yine raporda yer alan bir diğer çarpıcı veri, kadınların ağırlıklı olduğu sektörlerde maaşların daha düşük olmasıdır. Eğitim, sağlık, hizmet ve sosyal bilimler gibi alanlarda kadınlar çoğunluğu oluştururken, bu sektörlerdeki maaş seviyeleri erkeklerin ağırlıklı olduğu mühendislik, finans ve teknoloji gibi yüksek gelirli sektörlere kıyasla ortalama %20-30 daha düşük. Diğer yandan, kadınların STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanlarında temsil oranı yalnızca %28.2 seviyesinde kalıyor.

Bu dengesizlik, kadınların daha düşük ücretli sektörlerde yoğunlaşması ve liderlik rollerinde yeterince temsil edilmemesi nedeniyle ekonomik fırsatlara erişimini kısıtlıyor. Kadınlar iş hayatına güçlü bir başlangıç yapmalarına rağmen, yönetici ve lider pozisyonlarına yükselirken ciddi bir kayıpla karşılaşıyor ve bu durum, kadınların üst düzey yönetici pozisyonlarında yalnızca %31.7 oranında temsil edilmesine yol açıyor. Tüm kariyerleri boyunca devam eden bu eşitsizlikler, kadınların ekonomik bağımsızlığını sınırlayan yapısal bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Jilda Bal: “Cinsiyet Eşitliği Sadece Kadınlar İçin Değil, Toplumun Geleceği İçin Şart”


Gilda&Partners’ın kurucusu Jilda Bal, cinsiyet eşitliğinin yalnızca bir kadın meselesi değil, ekonomik ve toplumsal refahın temel taşı olduğunu vurguluyor. Kadınların iş hayatına tam ve eşit katılımı sağlanmadan, ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın mümkün olmadığını belirten Bal, “Kadınlar iş gücüne dahil oldukça, şirketler daha kârlı hale geliyor, yenilikçi çözümler üretme kapasiteleri artıyor ve toplumlar daha refah içinde yaşıyor” sözleriyle kadın istihdamının ekonomiye olan doğrudan etkisine dikkat çekiyor.

Cinsiyet eşitliğinin yalnızca bir hak mücadelesi değil, aynı zamanda stratejik bir ekonomik gereklilik olduğunu vurgulayan Bal, iş dünyası ve hükümetlerin bu konuda daha kararlı adımlar atması gerektiğini belirtiyor. “Eşit ücret politikalarının uygulanması, kapsayıcı işe alım süreçlerinin benimsenmesi ve kadınların liderlik pozisyonlarında daha fazla yer alması için somut adımlar atılmadıkça, ekonomik fırsat eşitsizlikleri devam edecek” diyerek, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının yalnızca bir sosyal sorumluluk değil, aynı zamanda ekonomik refah için kritik bir gereklilik olduğunu vurguluyor.

PAYLAŞ