Vizyonluyor muyuz?

Writer: Harun Kilci

Date: 02/06/2025

PAYLAŞ

Hayallerini gerçeğe dönüştürmeyi kim istemez ki! Çoğumuz bunun için türlü yollar denesek de pek azımız bunu gerçekleştirebiliyor. Hayalleri gerçeğe dönüştürmenin rasyonel bir yolu var desem!

“El basmak” anlamına gelen Latince “manifestum” kelimesinden evrilmiş ve İtalyancada “manifesto” Fransızcada “manifeste” olarak kullanılan kelimeyi günlük hayatımızda artık çoğumuz kullanıyoruz. Manifest etmek, manifestlemek, manifesting şeklinde kullandığımız “hayal et gerçek olsun” inanışımızı biraz sorgulayıp yakından bakmamız gerekiyor düşüncesindeyim.

Rhonda Byrne’nin 2006 yılında yazdığı “The Secret”, Türkçe ismiyle “Sır” kişisel gelişim kitabını okuyanlarınız olmuştur. Kitap, düşünce yolu ile kişinin hayatındaki nesnel koşulları etkileyebileceği iddiasında. Yazar kitabın ana mesajını bilimsel çekim yasası inancına dayandırıyor. Düşünce yolu ile tek başına harekete geçirilen enerjinin, gerçeğin güvencesi olduğunu iddia ediyor!

  • Yaz,
  • İnan,
  • Hayal et,
  • Gerçekleşsin!

Düşüncenin gücü adına!

Lise yıllarımda en çok satanlar listesinde görüp aldığım ve aynı yıl birkaç defa okuduğum bir kitap hayatımı şekillendirdi!

Jack Ensign Addington tarafından yazılmış olan “% 100 Düşünce Gücü” kitabı ile düşüncenin yaşanılan hayatı ne kadar etkilediğini bizzat deneyimledim. Kitabı 15-16 yaşlarımda birkaç kez okumuştum. Kitabı okurken hayalini kurduğum hayatı, 27 yaşımda yaşamaya başlamıştım.

İnandığım şeyleri hayatıma mı çekmiştim yoksa hayatımda olmasını istediğim şeyleri mi seçmiştim? İşte tüm cevap da sanırım bu detayda gizli. Hayallerin rasyonelleşmesi için düşünce gücünün yanında başkaca ilaveler de gerektiğini deneyimledim. Bu noktada “çekim yasası” kavramını da biraz irdelemek gerekiyor.

Çekim yasası, olumlu veya olumsuz düşüncelerin bir kişinin yaşamına olumlu veya olumsuz deneyimler getirdiği inancıdır. Bu inanç, insanların ve düşüncelerinin “arı enerjiden” oluştuğunu kabul eder. Kişinin sağlığını, servetini ve kişisel ilişkilerini düşünce gücü ile iyileştirebileceği ve yaşamındaki olaylarda çekici bir enerji sürecinin var olduğu inançlarına dayanır.

Çekim yasasını destekleyen hiçbir deneysel, bilimsel kanıt yoktur. Bundan dolayı da yaygın olarak sözdebilim olarak değerlendirilir. İnananları tarafından “yasa” olarak anılsa da doğa bilimlerindeki yasa kavramının karşılığı değildir.

Çekim yasasına inananlar olduğu kadar, tamamen reddedenler de oldukça fazladır. Kuantum düşünme tekniğinin de dayandığı bazı bilimsel gerçekler olduğu gibi çekim yasasının varlığını tamamen reddetmek yerine, gerçeklik düzleminde destekleyip güçlendirmek de bir seçenektir. Peki nasıl?

Beyin gördüğü her şeyi gerçek zanneder!

Zihnimiz evrimsel sürecinin oldukça başındadır. Görsel algılama ve kavrama yeteneğimiz işitsel ve duyuşsal becerilerimizden daha güçlü ve etkilidir. NLP’nin ikinci yasası da bunu destekler niteliktedir; “Beyin gördüğü her şeyi gerçek zanneder!”

Beynimizin çalışmasına göre duygularımız hipokampüs içinde kodlanıyor. Anılarımız hikayeler ile güçlendirilip duygularla bağlanıyor. Hatırlamak istediklerimize hikayeler eklediğimizde hatırlamamız kolaylaşıyor. Bizler, duygular, resimler ve hikayeler ile öğreniyoruz. Yüzyıllar boyu bilgi, ateşin etrafında anlatıllan hikayeler ile bir sonraki nesle aktarıldı. Tiyatronun bu kadar akılda kalıcı ve öğretici yöntem olmasının sebebi de budur.

Yoğun duygusal anlarda sadece odaklanılan noktanın hatırlanmasına anlamsal hafıza ya da inanç diyoruz. İnancın güçlenmesi odaklanmak ile mümkündür. Biz odaklanınca deneyimin kalbine temas eder ve görüntüyü yakınlaştırırız. Detayları hatırlamasak da asıl odaklanıp merkeze koyduğumuzu mutlaka hatırlarız.

Kendilik algısı için geçmişin anılarını geleceğin hayallerine bağlarız. Çünkü geçmişi biz hatalı hatırlarız. Yaşadıklarımızın her detayını hatırlamayız ve aradaki boşlukları doldurmak isteriz. Ön yargı, anlam, sol hafıza ya da inançlarımızı kullanarak boşlukları şimdideki halleri ile doldururuz. Geçmişi hatırlarken aradaki detaylar ve boşluklar şuan ki duygu durumumuza göre şekil alıyor. Pozitif hissettiğimizde boşlukları bize iyi hissettirecek hali ile doldururuz.

Beynimizin bu çalışma halini kendimize faydalı şekilde kullansak fena mı olur? Yani olmasını istediklerimizi, olmuş gibi beynimize gösterip masumca beynimizi kandırsak? Tabi ki sadece kendi kontrol alanımız içerisinde kalmak ve bu masum kandırmaca oyununu güzelliklere yönelik oynamaktan söz ediyorum!

Meditasyonların bu kadar etkili olmasının da altında beynimizin bu çalışma şekli yatıyor. Fakat burada beynimizi olmasını istediğimiz şeye olmuş gibi inandırıp yarı yolda bırakmamak mühim mesele. Sonra yalancı çobana dönmesin sonumuz!

Eylemsiz dilek sadece iyi niyettir!

“Hayal Panosu”nu duymayan yoktur sanırım. Çoğumuzun hayatında bir kez olsa bile hayal panosu yapmışlığı vardır sanırım! Yoksa hiç yapmadınız mı?

Hayal panosu,  ölmeden önce yapılacaklar, ulaşılmak istenenlerin görselleştirilmesi niteliğinde bir çalışmadır. Farklı şekillerde yapılabilir. Hayalindeki evin, arabanın, ailenin, işinin ve benzeri isteklerinin görseline benzeyen görselleri kesip bir araya getirip yapıştırıp oluşturduğun panoyu, her gün görebileceğin bir yere asmak en çok bilinen yöntemdir.

Bununla birlikte “vizyon panosu” olarak da bilinen başka bir çalışma daha var. Vizyon panosu ise belli bir dönemde ulaşmak istenilen hayallerin hedefler halinde görselleştirilmesidir.

“Hayal ve Vizyon Panosu”nu hiç duydunuz mu?

Hayallerin hedefe dönüştürülerek görselleştirilmesidir. Beynimizin çalışma şekline uygun olarak çekim yasasının işlediği varsayılan yöntemini destekleyen kendi yöntemimi geliştirdim. Yıllardır uyguladığım bu yöntemi son dört yıldır da çevremdeki insanlarla paylaşıyorum. Kağıt ve kaleminiz hazırsa “hayal ve vizyon panosu” hazırlama adımlarını paylaşıyorum:

  • Nasıl bir hayat hayalin var?
  • Hayata dair hedeflerin neler?
  • Bir yıl içinde gerçekleştirmek istediğin en fazla on hedefin nedir?

  • Bu hedefleri aşağıdaki sorular ile değerlendirip önceliklendir;
    • Hayat vizyonuma uygun mu?
    • Yetenek setim bu hedefleri gerçekleştirmeye yeterli mi?
    • Yeterli kaynağım var mı?
    • Hedefin gerçekleşmesi için tüm kontrol benim elimde mi?
    • Gerçekleşmesi durumunda faydası en fazla olandan en az olana kadar sıralaması nasıl olacak?
    • İlk üç hedefin nelerdir?

Belirlediğin ilk üç hedefi bir resim kağıdına resmedip görünen bir yere as hadi!

    Yıllardır deneyimlediğim ve her yıl için belirlediğim hedeflerimi bir mucize gibi gerçeğe çevirdiğim bu yöntemi hayatına dahil etmek istersen takipte kalabilir hatta iletişime geçebilirsin.

    Halil Cibran’ın dediği gibi “Kişinin hayal gücüyle, düşlerinin gerçekleşmesi arasındaki mesafe, yalnızca onun yoğun isteğiyle aşılabilir.”

    O halde harekete geçme zamanı; yöntemi ne olursa olsun!

    Seygiyle…

    PAYLAŞ