Kendine Ayırdığın Zamanın Değeri

Writer: Sevil Balaban

Date: 28/07/2025

PAYLAŞ

Mehmet Kadir Uğur / Me Time Organics Skin Care / Kurucu

Röportaj: Sevil Balaban / [email protected]

Modern kadının hayatı, hızla akıp giden zamanın içinde kendine ayırdığı anlarla güzelleşiyor. İş, sosyal yaşam, aile ve dijital dünyanın yoğun temposunda, bedenimize ve ruhumuza iyi gelecek kısa bir “me time” – yani sadece kendimize ait bir zaman – altın değerinde. İşte tam da bu anlayıştan ilhamla doğan bir marka var karşımızda: Me Time Organics Skin Care. Doğal içerikleri, sürdürülebilir yaklaşımı ve rafine formülleriyle Türkiye’de organik cilt bakımının öncülerinden biri olmaya aday.

Markanın arkasındaki vizyoner isim ise Mehmet Kadir Uğur. Sadece güzellik değil, aynı zamanda bilinçli tüketim ve etik üretim ilkelerini benimseyen Me Time Organics’i yaratmış. COSMOS ORGANIC ve PETA onaylı ürünleriyle sadece cildi değil, doğayı da koruyan bu markanın arkasındaki hikâye, tutku ve sürdürülebilirlik ilkesiyle şekilleniyor.

Bu özel röportajda, Mehmet Kadir Uğur ile sadece Me Time Organics’in ürünlerini değil; kendi kişisel ilham kaynaklarını, iş dünyasındaki yolculuğunu ve geleceğe dair hayallerini de konuştuk. Organik güzellik anlayışına farklı bir soluk getiren bu markanın ilham verici dünyasına siz de davetlisiniz.

“Organik bakım, sadece cilt için değil; yaşam felsefesi için de bir seçim.”

Mehmet Kadir Uğur’un girişimcilik serüveni nasıl başladı? Bu karar öncesinde profesyonel veya akademik anlamda nasıl bir yol izlediniz?

Benim girişimcilik hikâyem, üniversite yıllarında aldığım kimya eğitimiyle başladı. Doğal hammaddelerin ve içeriklerin insan sağlığı üzerindeki etkileri her zaman ilgimi çekmişti. Mezuniyet sonrasında farklı sektörlerde iş tecrübeleri edindim. Bu süreç bana iş dünyasının dinamiklerini, insan ilişkilerini ve markalaşmanın ne denli kıymetli olduğunu gösterdi. Yıllardır aklımda olan, insan sağlığını merkeze alan doğal ve etik bir marka yaratma fikri, zamanla olgunlaştı ve Me Time doğdu. Bu süreçte hayat arkadaşım Özlem’in desteği her zaman yanımda oldu. O, inancı ve güveniyle, bu markanın hayata geçmesinde en büyük pay sahiplerinden biri diyebilirim.

Sektörle ilgili geçmiş deneyimlerinizden bahseder misiniz?

Kariyerim farklı sektörlerde şekillendi ve birçok farklı alanda değerli deneyimler kazandım. Güzellik ve bakım dünyası ise her zaman ilgimi çeken ve üzerine araştırmalar yaptığım bir alandı. Özellikle kimyasal içerikli bakım ürünlerinin anlık etkiler sunsa da uzun vadede cilde ve sağlığa ne kadar zarar verebildiğini gördükçe, bu sektörde mutlaka sağlıklı ve güvenilir alternatifler olması gerektiğine inandım. Bilimsel veriler ışığında, uzun vadede ciltte kalıcı hasarlara ve hatta kansere kadar varabilecek sorunlara yol açabilen sentetik içeriklere karşı, doğal ve organik ürünler geliştirmenin ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Me Time işte bu farkındalıkla ortaya çıktı.

“Me Time” felsefesi nasıl doğdu? Yoğun hayat temposunda kendine zaman ayırmak fikri sizin için nasıl başladı?

Modern yaşam temposu hepimizi hızla içine çekiyor ve kendimize ayırdığımız anlar giderek azalıyor. Ben de bu yoğunlukta nefes alabildiğim, sadece kendime ait kısa ama değerli anların ne kadar önemli olduğunu fark ettim. “Me Time” felsefesi, tam olarak bu içsel ihtiyacın ve gözlemin sonucunda doğdu. Kendine değer vermenin, sadece estetik kaygılarla değil, içsel bir denge kurmakla mümkün olduğunu anlatan bir marka hayal ettim. Bugün, Me Time ile kullanıcılarımızın günlük ritüellerinde kendilerine ayırdıkları o özel zamanı daha anlamlı, daha iyi hissettiren ve sağlıklı bir deneyime dönüştürmeyi hedefliyoruz.

Organik, vegan ve cruelty free yaklaşımınız temel mi? Bu yolu seçmenizde kişisel bir motivasyon oldu mu?

Kesinlikle temel. Çocukluğumdan bu yana hayvanlara karşı büyük bir sevgi ve hassasiyet taşıyorum. Şu anda da evimizi 7 kedimizle paylaşıyoruz. Onlarla yaşamak, bana doğaya ve canlılara karşı daha fazla sorumluluk hissettirdi. Me Time’ı kurarken de ürünlerimizin hiçbir aşamasında hayvanlar üzerinde test yapılmaması ve doğaya zarar verilmemesi benim için bir prensipti. Aynı zamanda organik içeriklerle, kullanıcılarımızın cildine en saf ve doğal bakımı sunmak istedik. Bu yaklaşım sadece bir tercih değil, markamızın etik ve sürdürülebilir değerlerini temsil eden bir duruş.

Ürünleriniz COSMOS ORGANIC ve PETA sertifikalı – bu süreç ne kadar zaman, efor ve kaynak gerektirdi?

Bu sertifikalar, uluslararası alanda organik ve etik üretim standartlarını temsil eden en prestijli belgeler arasında. COSMOS ORGANIC sertifikası için içeriklerden üretim süreçlerine, ambalajlardan çevresel etkilere kadar her şey detaylı şekilde denetlendi. PETA onayı da ürünlerimizin hayvanlar üzerinde test edilmediğini resmi olarak belgeliyor. Yaklaşık 1 yıl süren bu titiz süreçte deneyimli ve işine son derece hakim bir ekiple çalışmak benim için büyük bir avantajdı. Ekibimizin uzmanlığı ve özverisi sayesinde süreçleri planlı ve sorunsuz bir şekilde tamamladık. Her iki sertifikayı da almak, Me Time’ın değerlerini uluslararası standartlarla tescillemek adına bizim için son derece önemliydi.

Ürün formülasyonlarında doğal içerikleri öne çıkarmak adına Ar-Ge süreciniz nasıl işliyor, hangi bilimsel kriterleri uyguluyorsunuz?

Ar-Ge bizim markamızın en güçlü kaslarından biri. Ürün geliştirme sürecinde öncelikle etkinliği bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış doğal içerikleri belirliyoruz. Sonrasında bu içeriklerin cilt tiplerine uygunluğunu ve sinerjisini test ediyoruz. Formülasyonlarımızda dermatolojik uyumluluk, etkinlik, stabilite ve kullanıcı deneyimi kriterlerini öncelikli olarak değerlendiriyoruz. Ar-Ge ekibimiz, uluslararası organik kozmetik standartlarına uygun içerik kombinasyonları oluşturmak ve doğanın en saf halini ciltle buluşturmak için sürekli çalışıyor.

Me Time’ın öne çıkan içerikleri arasında beyaz kil, deniz yosunu ve ıtır yağı yer alıyor – bu içerikleri bu kadar önemli yapan nedir?

Bu üç içerik doğanın cilt sağlığına sunduğu en değerli kaynaklardan.
Beyaz kil, cildi nazikçe arındırırken gözenekleri sıkılaştırıyor ve sebum dengesini sağlıyor.
Deniz yosunu, içerdiği minerallerle cildi derinlemesine besleyip yeniliyor.
Itır yağı ise cilt tonunu eşitleyip yatıştırıcı etkisiyle özellikle hassas ciltlerde dengeleyici rol üstleniyor.
Bu içerikleri tercih etmemizin sebebi; hem etkinliklerinin bilimsel olarak kanıtlanmış olması hem de doğaya zarar vermeden, insan sağlığına katkı sağlayabilmeleri.

Me Time ürünlerinin dermatolojik testleri nasıl yapılıyor? Özellikle hassas veya akneye eğilimli ciltler için ne tür garanti sağlıyorsunuz?

Tüm ürünlerimiz bağımsız ve yetkin laboratuvarlarda dermatolojik olarak test ediliyor. Klinik ortamda gönüllü kullanıcılar üzerinde yapılan bu testlerle ürünlerin ciltte irritasyona, alerjiye ya da olumsuz reaksiyona yol açıp açmadığı detaylı şekilde kontrol ediliyor. Özellikle hassas ve akneye yatkın ciltler için non-komedojenik ve yatıştırıcı içeriklere öncelik veriyoruz. Ayrıca test sonuçlarını bağımsız laboratuvarlardan onaylatıyor ve ürün etiketlerinde bu bilgiyi şeffaf şekilde paylaşıyoruz.

Türkiye’den çıkan bir bakım markası olarak küresel hedefleriniz neler? Uluslararası pazarda nasıl bir strateji izliyorsunuz?

Me Time’ı yalnızca Türkiye’de değil, global ölçekte de tanınan ve tercih edilen bir organik cilt bakım markası haline getirmeyi hedefliyoruz. Özellikle Avrupa ve Orta Doğu pazarında iş birlikleri ve distribütörlük anlaşmaları üzerine çalışmalarımız devam ediyor. Global pazarda organik ve etik üretime sahip markalara olan talebin hızla artması, bizim için büyük bir fırsat. Bu ilgiyi dijital odaklı kampanyalar ve doğal içerik vurgusuyla destekleyerek, uluslararası pazarda etkili ve sürdürülebilir bir büyüme planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde yurt dışı e-ticaret operasyonlarımızı da aktif hale getireceğiz.

Me Time ürün kategorilerinden bahseder misiniz?

Me Time ürün gamı; yüz bakım kremleri, bb krem, el kremi, peeling, kil maskesi, yüz yoga yağı ve göz çevresi bakım ürünlerinden oluşuyor. Ürün geliştirme sürecinde farklı cilt tipleri ve kullanım alışkanlıklarını dikkate alıyoruz. Her ürünümüzde organik, vegan ve cruelty free içeriklere öncelik veriyoruz. Yakın dönemde saç ve vücut bakım ürünleriyle ürün yelpazemizi genişletmeyi planlıyoruz.

Me Time ürün gamını genişletirken sürdürülebilir ambalaj ve sıfır atık hedefleriniz var mı? Gelecek dönemde ne tür çevresel inisiyatiflerle karşımıza çıkacak?

Elbette. Me Time olarak yalnızca içeriklerimizde değil, üretim süreçlerinde de çevre dostu uygulamaları ön planda tutuyoruz. Ambalaj seçiminde geri dönüştürülebilir ve doğa dostu malzemeleri tercih ediyor, plastik kullanımını minimuma indiriyoruz. Gelecek dönemde refill (yeniden doldurulabilir) ürün seçenekleri ve sıfır atık üretim modeli üzerine çalışmalarımız devam ediyor. Aynı zamanda çevre bilincini artırmak amacıyla doğa dostu sosyal sorumluluk projeleri ve sürdürülebilir yaşam farkındalığı yaratacak inisiyatifleri hayata geçirmeyi planlıyoruz.

PAYLAŞ