Writer: O. Suat Özçelebi
Date: 28/07/2025
Seyahat özgürlüğü, temelde her yurttaşın yaşadığı ülkenin sınırlarının ötesine geçme hakkını ve küresel iş birliklerine katılabilme kapasitesini ifade ediyor. Ve bu hakkın kullanımı 21. Yüzyılda doğrudan ve daha güçlü bir biçimde vize politikalarıyla yakından ilişkili. Vize uygulamaları, artık daha çok göç, güvenlik, ekonomi ve diplomatik ilişkilerle iç içe geçmiş karmaşık politikalar olarak hepimizin karşısında adeta aşılması güç bir duvara dönüştü.
Donald Trump, başkan seçildikten sonra ABD’nin yeni göç ve vize politikalarıyla tüm dünya için bu duvarın en problemli ve yıkılması güç engelini örüyor. Aslında demokrasisiyle, yeni dünya misyonuyla her zaman bir çekim noktası olan ABD, otoriter eğilimlerin gittikçe güçlendiği birçok dünya ülkesine de kötü örnek oluyor.
Seyahat yasağı ve vize kısıtlamalarını giderek artırıyor. 9 Haziran 2025 itibarıyla ABD, 12 ülkeden (Afganistan, İran, Libya, Somali, Yemen vb.) vatandaşlara farklı düzeylerde yasaklar getirdi. Bu ülkelerden gelenler için yeni başvurular kısıtlanırken, mevcut vizelerle de ilgili birçok ülke için sorunlar artıyor.
2026 Dünya Kupası geliyor; ancak ABD’deki “visa integrity fee” gibi yeni ücretler, turist ve öğrenci vize başvurularını zorlaştırabilir. Başlattığı sosyal medya incelemesi çok kapsamlı. Özellikle J1 vizesi için başvuranların sosyal medya hesaplarına erişim talep etti. Bu birçok ülkede ciddi endişelere yol açtı. ABD’de mevcut öğrenci vizesi sahipleri bile yaz döneminde ülke dışına çıkmaktan çekinir haldeler, çünkü yeniden girişte sorun yaşayabileceklerini düşünüyorlar.
Çin’in Alternatif Vize Politikası
ABD vize kısıtlamalarını sıkılaştırırken, Çin 16 Temmuz 2025 itibarıyla 75 ülke vatandaşlarına vizesiz giriş hakkı tanıyor. Maalesef bu ülkeler arasında Türkiye yok. ABD’nin katı vize politikalarının turizm gelirlerinde yaklaşık 30 milyar dolarlık milyar dolarlık bir düşüşe yol açacağı hesaplanıyor ve uzmanlar bundan en büyük payı Çin’in almasını bekliyorlar.
Bitmeyen Schengen Sorunları
Schengen vize sistemi hâlâ sıkıntılı: randevu alma süreci çok uzun, özellikle Türk vatandaşları için başvuru bekleyişleri “kabullenilemez” düzeye ulaşmış durumda. Bu konuda kısmi iyileştirmeler yapılsa da kriz hala çözülebilmiş değil.
2025 itibarıyla Türk pasaport sahibi vatandaşlar 128 ülkeye vizesiz ya da kapıda vizeyle seyahat edebilecek durumda ancak Schengen ülkeleri hala bu açıdan bir hayal. Avrupa’ya doğru sınırların ötesine geçebilmek için çok yoğun bir evrak ve bürokrasi yığınına gömülmeniz gerekiyor. Ve bütün bunlar randevu alabilseniz bile o vizeyi almanız için yeterli olmayabilir.
AB’nin 2026’nın son çeyreğinde devreye alacağı ETIAS sistemi, vizesiz ülke vatandaşlarını (AB dışında) kapsasa da Türkiye sıradan pasaportla vize muafiyeti olmayan bir ülke olarak bunlara dahil edilmiyor. Dolayısıyla Türk vatandaşları ETIAS başvurusu yapmayacak; ama Schengen’e erişmek için hala vize almak zorunda kalacak. Ayrıca AB’de hayata geçirilecek Giriş–Çıkış Sistemi (EES), vize işlemlerinin dijitalleşmesi açısından bazı kolaylıklar sağlasa da dolaşım haklarında doğrudan bir iyileşme getirmiyor.
Yani 2025 ve sonrasında da Türk vatandaşları için vize başvuru süreçleri hâlâ zorlu ve maliyetli bir deneyim. Yoğun randevu süreleri, eksiksiz evrak yükümlülükleri ve uzun bekleme süreci hem kısa süreli hem uzun süreli planların önünde engel oluşturuyor. Vize serbestisi müzakereleri umut verse de hâlâ tamamlanmamış. Türkiye–AB diyalogları ilerleyebilir, ama günlük kullanıcılar açısından bu geçişin olumlu etkileri daha uzun vadede gözlemlenebilir.
Sınırların Ötesine Geçmek…
Seyahat, bir insanın sadece vizyonunu geliştirmek için değil, ötekine, hayatın her farklı boyutuna açıldığı en önemli özgürlük alanlarından biri. Köşeye adını veren “vizesiz bir dünya umudu”, bu alanın sınırsız gelişmesi arzusunu taşıyor. Umudumuzu hep koruyacağız.
5. Yıl Kutlu Olsun
5 yıldır NYXmag’de bu köşede sizlerle çok değerli bir yolculuk yapıyoruz. NYXmag’in 5. Yılını kutlarken, bu yolculuğa katılan tüm okurlarıma, dergi için emek veren her yol arkadaşıma, özellikle dergiyi büyük bir özveri ve emekle var eden 3 isme Nurgül Eryıldır Günay’a, Sevil Balaban’a, Burçin Üner’e ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum.
Vizesiz bir dünya umuduyla yazmaya devam…
Birgün mutlaka!