Hamileler Covid-19 Aşısı Olabilir mi?

Writer: NYX Magazine

Date: 02/07/2021

PAYLAŞ

Koronavirüse karşı aşlama çalışmaları dünyada olduğu gibi ülkemizde de hız kazandı. Hamilelerde Covid-19 aşısı çalışmaları ve hamile ve emziren annelerin covid aşısı olup olamayacağına ilişkin görüşlerini aldığımız Liv Hospital Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Berk Bulut’un değerlendirmelerini sunuyoruz.

İlaçlar veya aşıların güvenlik ve etkinliğine dair deneylerin hamile kadınlar üzerinde yürütülmesi zor olduğu için, bu tür veriler, daha sonra, kadınlar hamile olduklarını öğrenmeden önce ilacı veya aşıyı aldıkça, tesadüfen birikir. Dikkate alınacak ciddi bir olumsuz etkinin yokluğunda, hamile kadınların da bu ilaç veya aşıları kullanmasına yönelik uygulamalar yaygınlaşır. Hamile kadınların COVID-19 hastalığı için ilk başta yapılan aşı çalışmalarında yer almaması bu tür bir genel uygulamanın sonucudur. Çalışmalara katıldığı sırada hamile olduğunu bilmeyen ya da aşıdan hemen sonra hamile kalan kadınlardan elde edilen veriler bu konudaki ilk bilgileri oluştursa da kadın sağlığı dernekleri ve benzer kuruluşlar elde yeterince kanıt olmadan hamilelikte aşıları kullanma konusunda net tutum almadı.  Uluslararası Kadın Hastalıkları ve Doğum Federasyonu bu konuda hamile kadınların aşılanması gerektiğini belirten ilk kuruluşlardandır. Özellikle ek risk faktörleri olan hamile kadınların COVID-19 geçirme riski artmış olduğundan, bugün birçok kuruluş hamile kadınlarda aşıların yapılmasının gerekli olduğunu belirtmektedir.

Hamilelerde Ağır Hastalık Riskini Artıran Etkenler

Hamile kadınlarda bağışıklıkla ilgili hastalıklar, diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalığı ya da astım gibi kronik durumlar, ayrıca obezite ve anne yaşının 35’in üzerinde olması hastalığın ağır geçirilme riskini artıran etkenlerdir. Bunun yanında hamileliğin son üç ayında bulunmak da bir risk faktörüdür. Bu ek risk faktörlerinin neler olduğu konusundaki çalışmalar da aralıksız olarak sürdürülmektedir.

Hamileliklte Covid-19 Hastalığının Taşıdığı Tehlikeler ve Aşının Yararları

Birçok uzman hamile kadınların COVID-19 hastalığı geçirme risklerinin normalden fazla olmadığını söylemektedir. Hamilelik sırasında COVID-19 geçiren kadınların çoğunda ya belirtiler çok hafiftir ya da hiçbir belirti yoktur. Ağır hastalık ve ölüm oranları oldukça düşük olmakla beraber, hastalığı ağır geçirme, yoğun bakıma alınma, erken doğum ve tansiyon yükselmesine bağlı gebelik zehirlenmesi gibi riskler artmıştır. Kronik hastalıkları olan, aşırı kilolu ve anne yaşının ileri olduğu hamile kadınlarda bu tür riskler daha da fazladır. Dolayısıyla yaşamı tehdit edebilecek bu hastalığa karşı önlem almak yukarıda sayılan riskleri taşıyan annelerde çok önem kazanmakta.

Doğum sonrası dönemde yeni doğan bebeklerde SARS-CoV-2 virüsünün saptanma riski çok düşüktür ve annelerin emzirmeyi kesmemeleri önerilir. Aşı yapılan annelerde bebeğin virüs kapma riski muhtemelen daha düşük olacaktır. Anneye yapılan aşının doğum sonrasında bebeğin hastalıktan korunmasında nasıl bir etkisi olacağı konusunda da henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır.   

Aşılar ve Güvenlik Profilleri

Bugün ülkemizde özellikle iki aşı yaygın olarak uygulanmaktadır. Bunlardan bir tanesi Çin kökenli Sinovac firmasının ürettiği CoronaVac aşısı olup üretim yöntemi açısından bir inaktif virüs aşısıdır. Bu aşı doğrudan doğruya hamile kadınlar üzerinde denenmemiş olsa da benzer şekilde inaktif virüs aşısı olarak üretilen ve alüminyum hidroksit içeren birçok başka aşı hamilelik sırasında güvenle kullanılmaktadır.

Yaygın kullanıma giren diğer aşı Pfizer (ABD) – BioNTech (Almanya) iş birliği ile üretilen ve kod adı BNT162b2 olan aşıdır. Bu aşı bir mRNA aşısı olup, canlı virüs veya aşı etkinliğini artırıcı herhangi katkı maddesi içermemektedir. Ayrıca aşının içerdiği mRNA insan hücrelerinde çekirdeğe girmediği için insanın genetik kodunda herhangi bir değişiklik yapması söz konusu değildir. mRNA aşıları ile ilgili olarak yürütülen hayvan çalışmalarında embriyolarda ya da yeni doğan yavrularda gelişimsel bir soruna rastlanmamıştır.

Ülkemizde uygulamaya girmesi beklenen diğer bir aşı olan Rusya kökenli Gamaleya firmasına ait Sputnik V aşısı adenovirüs vektörü bazlı bir aşıdır ve bu aşı da canlı virüs veya SARS-CoV-2 virüsüne ait enfeksiyon yapıcı proteinleri içermemektedir. Aşıda kullanılan adenovirüs vektörü de aşılanma sonrasında vücuttan kolaylıkla uzaklaştırılabilmektedir.

Bu aşıların hamile kadınlar üzerindeki etkilerini daha net bir şekilde belirlemek için çalışmalar başlamak üzeredir. Bunun yanında giderek daha fazla sayıda hamile kadın kendi isteğiyle aşı yaptırmakta ve bu aşıların hamilelikte ve doğum sonrasında anne ve bebek üzerindeki etkilerine dair veriler artmaktadır.

Sonuç olarak hamile kadınların aşılanması konusunda hastalığın kişiyi karşı karşıya bırakabileceği riskler, aşı olmanın faydaları ve her bir tür aşı için eldeki güvenlik verileri tüm ayrıntıları ile tartışılmalıdır. Birçok ülkede SARS-CoV-2 aşı programlarına risk etkenlerini taşıyan hamile kadınlar da dahil edilmekte ve özellikle hamilelik döneminde aşılanan kadınlarla ilgili veriler dikkatle takip edilmektedir. Önümüzdeki dönemde hamile kadınların da dahil edileceği çalışmalarla aşıların hamilelikte ve sonrasında anne ve bebek sağlığı üzerine etkileri daha ayrıntılı anlaşılabilecektir.

Her ne kadar aşılar koruyuculuk konusunda ciddi olarak olumlu sonuçlar verse de diğer tüm önlemleri de hiç ihmal etmeden uygulamaya devam edelim.  Tüm anne adaylarına ve bebeklerine COVID-19’dan ve diğer tüm hastalıklardan uzak sağlıklı günler dilerim.

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Berk Bulut hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

PAYLAŞ