Onlar Güldükçe Dünya Daha Güzel Olacak

Writer: Sevil Balaban

Date: 31/12/2021

PAYLAŞ

Mehmet Akçay / MAYA Yaşam Alanı Kurucusu

Röportaj: Sevil Balaban / [email protected]

Mehmet Akçay, yaşadığı sokaktaki hayvanları besleyip koruyarak hayatını devam ettiriyordu her hayvan sever gibi. Emekli olduktan sonra yaptıkları yetmiyor gibi geldi… Daha fazlasını nasıl yapabilirdi?

Aklında bakıma muhtaç hayvanların hepsine bir arada yardım edebileceği bir proje vardı. Issızlardaki canlara, yuvalanana kadar dayanışmayla güzel bir hayat sunmayı amaçlayan MAYA Yaşam Alanı böyle bir çıkış noktasından doğdu. Ankara Gölbaşı’nda hayata geçirilen MAYA’da bugünlerde ikiyüze yakın köpek sahiplenilmeyi bekliyor.

En son Sinop’taki sel felaketinden onlarca hayvanı kurtararak gündeme gelen MAYA’yı Mehmet Akçay ile konuştuk.

Önceleri de hayvanları korumak ve onlara bakıp beslemek konusunda yaptığınız şeyler vardı. Peki bunu daha ileri götürme, hatta bir yaşam alanı açma fikri nasıl oluştu?

İlk başlarda parklarda hayvanları beslemekle başladım. Onların bize muhtaç olmalarına karşı kayıtsız kalamadım. Belirli bir sayıda köpeğe her gün düzenli olarak yiyecek götürüyordum. Ondan sonra olay büyüdü. Ankara’nın Boztepe, Bademlidere ve Kırk Konaklar bölgeleri var. Oralarda hayata tutunmaya çalışan 500 civarı köpek vardı. Hepsi yetersiz beslenmeden dolayı sorunlar yaşıyordu. Kendime besleme alanı olarak orayı belirledim. Çankaya Belediyesi’nden araç desteği aldım. Daha sonraları çevre mahallelerdeki canlara da bakmaya başladık. Oralardaki gönüllülere destek vermek çabasına girdik. Besleme sırasında hasta hayvanlara da çok sık rastlıyorduk. Onları alıp tedavi ettirdikten sonra barındıracak yer bulamıyorduk. Yani ölümden kurtardığımız canları tekrar açık alana bırakmaya mecbur kalıyorduk. Tekrar bazı sorunlarla karşı karşıya kalacakları çok aşikardı.

O sıralarda çok acı bir olay yaşadım. Ankara’nın en büyük parklarından birinde can dostları besliyordum… Bir gece katilin biri gelip bölgedeki 7 köpeğimi zehirleyerek öldürmüştü. Kalan 20’ye yakın köpeğimin başına da iş gelmemesi için onların tamamını parktan aldım ve bir köpek otelinde aylık ücret ödeyerek barındırmaya çalıştım. Çok masraflı oluyordu haliyle… Böylece bende bu kurtardığımız canların barınabilecekleri bir yaşam alanı yapmamız gerektiği inancı hasıl oldu.  MAYA fikri böyle doğdu. Şimdi o canların birçoğu halen benimle beraberler. Mutlu yaşıyorlar. En yaşlı olanın ismi Fox. İlk göz ağrımız, büyükanne. Geçenlerde onun 15. yaş gününü kutladık. Pastasını da afiyetle yedi… Hem de tek başına…

Maya ne zaman hayata geçti?

Mehmet Amca Yaşam Alanı ( MAYA) 2016 yılında faaliyetine başladı.

Maya bir rehabilitasyon merkezi midir? Oraya aldığınız canlar tedavileri bittikten sonra nereye gidiyorlar?

MAYA’da canlar için doğal bir yaşam alanı oluşturmaya çalıştık. Doğal ortamda hayatlarını sürdürmelerini istedik onları beton odalara veya kafeslere kapatmayı değil. Burada canlar birbirlerine zarar vermeden bakıcıların, koruyucuların nezaretinde yaşamaya devam ediyorlar. Onlar da mutlu biz de mutluyuz ama bu kolay bir iş değil.

MAYA’ya aldığımız canlar ancak sahiplenildikleri zaman gidiyorlar. Aksi takdirde onları kesinlikle sokaklara veya açık alanlara bırakmıyoruz. Hayatları boyunca bizimle birlikte olacaklara o canlar.

Yuvalandırma politikanız biraz farklı. Bize anlatabilir misiniz neden aileler yerine apartmanlara, sitelere ve işyerlerine yuvalandırma yapıyorsunuz?

Aslında çok bir fark yok. Bireylere de yuvalandırma yapıyoruz. Fakat biz daha çok apartmanlara, site yönetimlerine ve işyerlerine vermeyi tercih ediyoruz evlatlarımızı. Böylece topluluklarda hayvan bakımı bilincini artırdığımızı düşünüyoruz. Hayvan da bulunduğu ortamda birçok kişi tarafından sevilip, olduğu yere neşe katıyor. Böylece sadece bir aile değil küçük topluluklar bir canı evlat edinmenin sorumluluğunu paylaşıyor.

En son Sinop’taki selden sonra orada zor durumda kalan canları alması ile gündeme geldi Maya. Olay nasıl gelişti, nasıl haberiniz oldu oradaki canlardan?

Konu bana iletildiğinde köpeklerin yaşama şansının kalmadığını anladım. Çünkü Ayancık’ta kaldıkları şantiyenin tamamını sel götürmüş. Bir hayvan sever gönüllü, hayvanları selden kurtarmış. Bir sürü hayvan da zayi olmuş, kaybetmişiz. Orada çalışan bir görevli kısıtlı imkanlarıyla bakabildiği kadar bakmış. “Biz koruma altına alalım” dedim. Onlara burada yer ayarladık, ölünceye kadar bakacağız.

11’i yavru 19 köpeği kiraladığımız 3 araçla MAYA’ya getirdik. Bir köpeğimiz gebe idi daha sonra MAYA’da yavruladı.

Ayancık olayı tesadüfen gelişti. Tek amacımız o canları kurtarmak idi. Ama medyada ilgi gördü, verdiğimiz uğraş beğenildi. Demek ki millet olarak yapılan güzel işler takdir ediliyor ve destekleniyor.

Maya’nın finansmanı nasıl sağlanıyor? Gönüllülerden başka bir dayanağınız var mı?

Kendi imkanlarımı kullanarak başladım bu işe. Ama tabii ki yeterli değil. Bana inanan, yaptıklarımı takdir eden dostlarım var. Onlar da bana çok destek oluyorlar. Bunun yanı sıra gönüllü olarak destek olmak isteyenlerden de destek kabul ediyoruz tabii. Ama kifayetsiz kalıyor. Bizi duyan herkesin desteğini bekliyoruz.

Valilikten yardım toplama iznimiz var. Sosyal medya sayfalarımızda hesap numaralarımızı bulabilirler yardım etmek isteyenler.

Bir vakıf kurma müjdeniz var canlar için. Proje nasıl gidiyor? Ünlü isimlerin olduğunu duyduk projeye dahil olan. Bize biraz kurulacak olan vakıftan bahsedebilir misiniz?

Maya Kimsesiz Köpekleri Kurtarma Koruma ve Yuvalandırma Vakfı’nın mütevelli heyetinde çok değerli arkadaşlarımız var. Hepsi iş güç sahibi. Bir büyükelçimiz var, iş hanımlarımız var, tiyatro ve senfoni orkestrasında müzisyen olan arkadaşlarımız var.

25 Kasım 2021 tarihi itibari ile Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından tescilimiz onaylandı.

İlk amacımız canları kurtarmak, korumak ve yuvalandırmak olacak. Bu çok büyük bir amaç bu amacı ancak güçlü bir kurumsal kimlik başarabilir diye düşündük. Bizim vakfımız da neden bir TEMA veya LÖSEV olmasın? Ülkemizde en az 30 milyon civarında hayvanları sever insanımız var. Eğer onların güvenini kazanabilirsek ana amacımıza da ulaşabiliriz. Belki bütün dünyada emsali olmayan bir işi, başarıyı ülkemize kazandırabiliriz. Can dostlar için yapacağımız büyük etkinliklerle medyanın da ilgisini çekerek geniş hayvan sever kitlelere ulaşabileceğimiz ümit ediyoruz.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimi ile birkaç gün içinde amaçlarımızı anlatacağımız bir toplantı yapacağız. Onları iş birliği yapmaya davet edeceğiz. Mantıklı ve tutarlı çalışmalarımıza destek alacağımıza da inanıyoruz.

Can dostlarımızın yuvalandırılmasında en büyük kazanç sağlayacak olanlar belediyelerimizdir… Güçlü bir hükmi şahsiyet yani vakıf birçok sorunun üstesinden kolaylıkla gelebilir. Bunun örnekleri çok ülkemizde.

Tabii ki yuvalandırma projesinde bir başarı yakalandığında, harcamaları çok azalacağı için, Belediyeler de yuvalandırdığımız köpekler için başta kulübeleri olmak üzere veteriner hizmetlerini de vereceklerdir. Bütün bu yapılacaklar sözleşmelerle, protokollerle pekiştirilecektir.

Vakıf her zaman Can Dostlarımız için en güzelini yapmaya çalışacak ve bunun karşılığında da güven tazeleyerek başarılı olacaktır.

Yapılacak çok iş var. Ama mantıklı, tutarlı, akılcı projeler üretmemiz gerek. Yoksa sadece isyanlarla hiçbir noktaya varılamıyor.

Bunca yıl içinde sizi çok etkileyen olaylar olmuştur diye tahmin ediyoruz. Bize bir tanesini anlatabilir misiniz?

2013-2014 yıllarından biriydi. Boztepe, Bademdere’de besleme yapıyordum.  Açık alanda çok zorlu şartlara maruz kaldıkları için hayvanlar biraz ürkek ve çekingendi. Yemeklerini bıraktıktan sonra ben geri geri çekiliyordum ki onlar ben uzaklaşınca gelsin yesinler. Öyle de yapıyorlardı. Ama bir tanesi, kahverengi bir köpek öyle yapmadı. Beni takip etmeye başladı. Ben yürüyorum o da yürüyor, ben duruyorum o da duruyor. En sonunda ben durdum o da karşımda oturdu, bal rengi gözleriyle gözlerimin içine bakmaya başladı. Anladım ki bana teşekkür etmeye çalışıyor. Kafasını okşadım ve “Tamam hadi git şimdi yemeğini ye” dedim. Ancak ondan sonra gidip yemeye başladı. Bu her beslememde aynı şekilde tekrarlandı o köpekle. Beni en çok etkileyen anılarımdan biridir bu.

Kurtardığımız her köpeğin farklı macerası vardır. Bir tanesini tedaviye alabilmek için 2,5 ay peşinden koşup akla karayı seçmiştim.

Bir başkasını da 28 gün aradıktan sonra bulmuştuk. Hepsinin başka başka hikayeleri var.

MAYA nasıl bir yer görmek ister misiniz?

PAYLAŞ