Gerçekten Aç Mısınız?

Writer: Yeliz Kutlu Baylan

Date: 31/12/2021

PAYLAŞ

Bizler doğamız gereği, iç huzurumuzu sürekli sağlamaya çalışırız. İç huzur düzeyimizi yansıtan bir unsur da iştahımızdır. İştahımız, ruhsal veya duygusal olarak kötüleştiğimizde bizi uyarır. Bir nevi bize “iç huzura ihtiyacım var” sinyali verir. Bazılarımız da bu sinyaller sonucu bu iç huzurumuzu, yemek yiyerek sağlayabileceğimizi düşünür. Bu sinyaller çoğunlukla size tek bir tip yiyeceğe saplantılı bir arzu hissettirir. Örneğin, bu bir çikolata, dondurma veya cips olabilir.

Aslında duygularımızla beslenmeyi ailemizden öğrenmeye başlıyoruz ve daha sonra izlediğimiz reklam, film veya diziler geliştirmemize yol açan faktörler arasında. Örneğin, küçükken annemiz bize uslu durduğumuzda çikolata veriyorsa, çikolatayı olumlu duygularla bağdaştırıyoruz veya izlediğimiz dizide sevdiğimiz başrol karakter sevgilisinden ayrıldığında dondurmayla mutlu oluyorsa benzer durum yaşadığımızda bizde dondurmayla mutlu olacağımıza inanıyoruz.

Yemeği bazı duyguları yaşadığımızda kullandığımız gibi, bazı duygularımızı veya içsesimizi bastırmak için de kullanıyoruz. Daha iyi, mutlu veya güçlü olmak için bu yolda aşırı yeme isteği duyuyoruz.

Bütün bunlar aslında neden oluyor?

Çoğumuzun mutluluk hormonu olarak bildiği serotonin bunların temelini oluşturuyor. Eğer serotonin seviyeniz az veya çok aşırı fazlaysa vücudumuz benzer tepkileri verir. Huysuz, sinirli, bunalımlı veya endişeli hissederiz. Yapılan araştırmalar, bu durumda daha çok çikolata ve karbonhidrata yöneldiğimiz yönünde.  Bu yüzden aslında serotoninimizi düzenlememiz gerekir. Bunun için şunları yapabiliriz;

  • Aşırı yaşam stresinden uzaklaşmalıyız.
  • Güzel ve düzenli uyumalıyız.
  • Çok uzun süreli diyet yapmamalıyız.
  • Güneş ışığı almalıyız.
  • Aşırı alkol, kimyasallar veya gereksiz ilaçlardan uzak durmalıyız.
  • Egzersiz yapmalıyız.
  • Yeterli vitamin ve mineralleri almalıyız.

Yiyecekleri Anlamlandırıyoruz

Yeme arzusunun bir bileşeni de fiziksel yapılarıdır. Kıtır kıtır, katur kutur, yumuşak veya pürüzsüz bir şeyler yediğimizde ne hissederiz? Aslında bu hislerimize göre içinde bulunduğumuz duygu durumunda ona uygun yiyecekleri canımız çeker. Yapılan araştırmalarda çoğunluk kıtır kıtır yiyecekleri öfke, üzüntü, stres veya gerilim hissettiklerinde rahatlama kaynağı olarak kullanıyor. Kaygan ve yumuşak dokulu gıdaları korku ve utanç duygularını gidermek için kullanıyorlar. Sakız gibi çiğneme gerektiren yiyecekleri ise birkaç duyguyu bir arada yaşarken tercih ediyoruz.

Besinlerin lezzeti veya yağ içeriği de onları tercih ettiğimiz zamanları etkiliyor. Hayatımızda yüzleşmek istemediğimiz bir duygudan korku duyarken yağlı yiyecekleri tercih ediyoruz. Ayrıca farklı lezzetlerde farklı duygularımızı harekete geçiriyor. Örneğin, çikolatayı sevgiyle, naneyi enerjiyle bağdaştırıyoruz.

Koku da tabi ki önemli bir etkendir. Hastalandığımızda ve burnumuz tıkandığında hepimiz iştahımızın azaldığını fark etmişizdir, tam tersi güzel bir ekmek veya kurabiye kokusu aldığımızda iştahımızın nasıl açıldığını da. Kokulardan etkilenmemizin temelde 2 nedeni vardır. İlki tahmin edebileceğiniz gibi anıları çağrıştırmasıdır. Yeni pişmiş bir ekmek kokusu aldığımızda neler hissederiz mesela? İkincisi ise gıdalarda bulunan psikoaktif kimyasallardır. Örneğin kahve, çikolata tüm kabuklu kuruyemişlerde bulunan pirazin beynimizdeki zevk merkezini harekete geçirir. Öğütülmüş kahve veya kuruyemiş paketini ilk açtığımızda bize iyi hissettiren şeylerden biri pirazindir. Vanilya kokusu mutlu ve huzurlu hissettirir. Kokuların bu özelliğini kendimizde avantaja çevirebiliriz. Örneğin egzersiz yapmak size zor geliyorsa çilek kokuları bu konuda harekete geçmeniz için size yardımcı olabilir. Yeşil elma, nane ve muz kokularınınsa iştahı azaltma özellikleri bulunuyor.

Ayrıca araştırmalar kalabalıkla yenen yemeklerde normalin üzerinde yediğimizi gösteriyor. Hele bir de davet sofrasını siz hazırlıyorsanız “tadına bakmam lazım, olmuş mu?” diyerek kalori miktarını daha da arttırabilirsiniz.

Diyet iştahımızı nasıl etkiler?

Diyetlerle alakalı her ne kadar mahrumiyete yol açtığından aşırı yeme isteği oluşturur diye bir görüş olsa da araştırmalara göre bu doğru değil. Artan yeme isteğini destekleyen tek diyet türü, sizin yaşamınızı sürdürmek için almanız gereken kalorinin altında kısıtlayan diyetlerdir. Eğer yeterli kaloriyi alıyor, bir uzmanla doğru şekilde ilerliyorsanız doymama ve aşırı yeme isteğiniz duygularınızla alakalıdır.

  • Duygularınız size verilen diyetteki kurallara isyan etme içgüdünüzü arttırabilir.
  • Herkese yazılan hazır diyetlerden uygulamaya çalışıyorsanız bu sizin yaşam biçiminize uymayabilir.
  • Tek tip beslenmeye dayalı bir diyet uyguluyorsanız, tüketmediğiniz besin grubuna özlem duyabilirsiniz.

O zaman tüm bu bilgilerden sonra ilk sorumuza geri dönelim; GERÇEKTEN AÇ MISINIZ?

Duygusal açlığı işaret eden bazı özellikler vardır;

  • Aniden gelen bir açlık hissi
  • Belli bir yiyeceğe aşırı odaklanmış istek
  • Yeme akıl ve ağızda başlar, düşününce adeta tadını ağzımızda hissederiz
  • Acil olarak yeme isteği
  • Üzücü bir duyguya eşlik etmesi
  • Kendiliğinden veya fark etmeden yeme yani “Aaa! bu ne zaman bitti?” dediğimiz anlar.
  • Tok olduğunuzda bile bir yemeği isteme
  • Yedikten sonra pişmanlık

Eğer açlığınız veya yeme isteğiniz bu özelliklerden bir veya birkaçını içeriyorsa muhtemelen gerçekten aç değilsiniz. Ama karşı konulamaz bir isteğiniz de var. Peki bunu azaltmak için ne yapmalıyız?

  • Böyle hissettiğinizde 15 dakika bekleyin. Muhtemelen 15 dakikanın sonunda bu aşırı isteğiniz normal seviyeye düşecektir.
  • Bu süreçte yemeklerden uzak durun. Gerekirse mutfağı veya evi terk edin.
  • Eğer ağzınızda tadını hissettiğiniz şekilde yani ağız açlığı yaşıyorsanız dişlerinizi fırçalayabilirsiniz ve su için.
  • Kendinizi dinleyin. Ne hissediyorsunuz? Korku, utanç, öfke, stres gibi duygu durumları içerisindeyseniz aç değilsinizdir. Bu kötü duygular yerine sevgi duygusunu koyun. İçinizdeki kelebeğin kanat çırptığı anları düşünün veya bulunduğunuz anın keyfini çıkarın.

Zayıflamaya odaklanmayı bırakın, iç huzurunuzu yakalayın ve değişimi izleyin…

PAYLAŞ