Yeni Yılda da Seyahat Özgürlüğü Yok

Writer: O. Suat Özçelebi

Date: 31/12/2021

PAYLAŞ

2022 yeni yolculuklar ve umutlar için bir başlangıç olsun.

Türkiye’de yurt dışına çıkmak uzun zamandır ciddi bir bütçeyi göze almayı gerektiriyor. Özellikle döviz kurundaki çok yüksek artışlar herkesi doğrudan etkiledi. Sadece seyahat, turizm amaçlı değil, eğitim, sağlık gibi zorunlu seyahatler bile gittikçe imkansız hale geliyor. Dövizdeki ciddi sıçramanın yanı sıra Covid19’un yeni varyantı Omicron virüsünün bütün Avrupa’yı kapanmaya götürmesiyle birlikte herkes önce yılbaşı tatil planlarını iptal etti, gittikçe belirsizleşen salgın koşulları nedeniyle tüm seyahat planlarını da yeniden gözden geçiriyor.

Ayrıca neredeyse her ülkeye göre farklılık gösteren, geçerli aşı talepleri, sayıları, testler, farklı karantina koşulları, aşı pasaportu gibi birçok yeni sınırlama da seyahat koşullarını gittikçe güçleştirmeye devam ediyor.

Ancak ülkemizde ‘seyahat özgürlüğü’nün önündeki engeller, özellikle yurt dışı seyahat söz konusu olduğunda yukarda saydıklarımızla elbette bitmiyor. Her yıl, diplomatik ve yeşil pasaport sahipleri dışında her T.C. yurttaşının önüne örülen bir duvar var: Pasaport ücretleri.

Bu yıl pasaport ücretlerinin artış oranı, rekor kıracak görünüyor: % 36,2…

Her yıl saptanan “yeniden değerleme oranı”nda artan harçlar içinde pasaport harcı da yer alıyor. Yani her yıl otomatik olarak zamlanan bir pasaportumuz var. Üstelik bu oran aralık ayı içinde Resmi Gazete’de de yayınlandı. Yine de yıl sonuna kadar küçük de olsa bir umut var, çünkü Cumhurbaşkanının bu zam oranını düşürme yetkisi var.

Eğer oran düşmezse, 10 yıllık bir pasaport, 1.723.- TL olacak.

4 kişilik bir aile için bu ücret, eğer aralarında öğrenci yoksa tam 6.892 TL olacak. Sadece pasaport ücreti…

Bir seyahat için zorunlu olan ulaşım, konaklama ve diğer harcamalar yok. Asgari ücretli bir ailenin bir aylık ücretinden fazla, ücret % 50 arttığı halde bile, hala hayal gibi duruyor!

Yani yeni yılda da yurt dışına pandemi izin verse bile adım atabilecek küçük bir şanslı azınlık dışında pek kimse yok. Eskiden çıkarttığınız pasaportlarınıza gözünüz gibi bakın ve her zaman en uzun sürede pasaportlarınızı (10 yıllık) çıkartın. Daha kısa süreli pasaportların, örneğin sadece Hac ya da zorunlu bir ziyaret için yurt dışına çıkacaksanız bir anlamı var, onun dışında kısa süreli pasaport ücretleri tekrar çıkarmak zorunda kalırsanız toplamda 10 yıllık pasaporttan çok daha pahalıya gelebiliyor.

Her yıl bu zam döneminde kamu otoritesine, artık öncelikle cumhurbaşkanına “Türkiye Cumhuriyeti’nin müşterisi değil yurttaşıyız!” mesajımızı iletmeye, yurt dışında kullanmak zorunda olduğumuz sadece bir kimlik belgesi olan pasaport için binlerce lira ödemek istemediğimizi anlatmaya çalışıyoruz.

Avrupa Birliği ortalaması yaklaşık 65 avro, dünya ortalaması ise yaklaşık 70 ABD doları olan pasaport ücretleri Türkiye’deki kurların inanılmaz oynaklığı nedeniyle sürekli değişiyor. Bu yazının kaleme alındığı gün (10.7 bir ABD doları) 2022 yılındaki bir pasaport 161 dolar seviyesinde görünüyor. Kurlardaki artış çok uzun yıllardır dünyanın en pahalı pasaportu olan T.C. Pasaportu’nun ünvanını Avustralya pasaportuna kaptırmasına yol açtı. İkincilik için yarışıyoruz.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri, 2022 yılında da bu konudaki mücadelelerini pandeminin izin verdiği sınırlar içinde sosyal medya dışında da sürdürmeyi planlıyor. Hukuksal hazırlıklarımızı tamamlayıp her yıl tekrarlanan otomatik zam, yaklaşık 15-20 liraya mal olan bir kimlik belgesi için ödenen astronomik harç ve defter bedeli konularını idari yargıya taşımaya çalışacağız.

Yeni milenyumun başı, ikibinli yıllar seyahat özgürlüğünün genişlediği, vizelerin kalktığı, serbest dolaşımın tüm insanlar için kolaylaştığı bir dönemin çok uzağında…

Mülteci, göçmen ve sığınmacıların yaşadıkları ekonomik istikrasızlıklar, hak ihlalleri ve bulundukları otoriter rejimlerin baskıları nedeniyle dünyanın birçok bölgesine akın ettikleri bir dönemdeyiz. Bırakın vizesiz bir dünya hayalini, ülkemiz de dahil birçok ülkenin sınırlarına yüksek duvarlar ördüğü bir dönemin sancılarını yaşıyoruz.

Ancak umut tükenmez, şairin dediği gibi çevirdiğimiz sayfalarda bulamasak da umudu, kitabın kendisiyle yeniden yakalayabiliriz, belki de kitaptır umut!

Bu köşenin tüm okurlarına Anayasal ve temel bir hak olan seyahat özgürlüğünü tüm olanaklarıyla kullanabildiği yeni bir yıl diliyorum. 2022 yeni yolculuklar ve umutlar için bir başlangıç olsun.

HEM GEZEN HEM OKUYAN

Bu sefer çok güncel ve çözülmemesi için özel engeller yaratılan, tekelleşmiş temel bir sorunumuzu kaleme alan Ayşe Kulin’in bir kitabını tanıtmak istiyorum: Taksiii

Kitabını anlatırken Ayşe Kulin “doksanlı yıllardan itibaren İstanbul taksilerinde yaşadıklarımdan bir demet sundum okurlarıma.” diyor. Kitapta birçok anısını, yaşanmışlıkları ve neredeyse birçoğumuzun yabancısı olmadığı örneklerle çok güzel anlatıyor.

Kulin’in kitabının tanıtımında şu sözlere yer verilmiş: Turistleri, savunmasız yaşlıları, özellikle de yaşlı kadınları hedef alan taksici eziyetine sık maruz kalmış biri olarak yazdıklarımın çok kişinin yüreğine dokunacağına inanıyorum. Amacım, İstanbul’un taksi şoförlerini incitmek değil, sorunun çözümünü engelleyerek İstanbulluları kendi çıkarları için mağdur edenlere dikkat çekmek. Mesleklerini hakkıyla, namusuyla yapan çilekeş sürücülere ise saygılar olsun!

Uzun yıllardır İstanbul’da yaşayan, bu kentte doğmuş, otomobili olmayan ve sıklıkla taksi kullanan biri olarak özellikle de ailemle birlikte yaşadığımız taksi maceralarını aklımdan geçirince Kulin’in az bile yazdığını düşünüyorum. Kitap ile ilgili kendisiyle yapılan bir söyleşi de şöyle diyor: İstanbul’u resmetmek isteyen bir yazarın bunu taksi şoförleriyle sohbet başta olmak üzere, vapurlar dahil tüm toplu taşıma araçlarındaki yolcuların değişik anlatılarıyla yapması çok ilginç olurdu. Keşke bir yapan çıksa! Aslında ben de ‘Şişli’den Nişantaşı’na’ (syf:110) adlı anlatıda bir ölçüde bunu yaptım sanırım. Sadece taksilerde değil, tüm toplu taşıma araçlarında gezenler, şehirlerin gerçek renklerine ulaşanlardır çünkü halkla en yakın dirsek teması, ulaşım araçlarında mümkün oluyor.

Taksiii, İstanbul’da uzun zamandır çoğunlukla karşılıksız kalan bir çağrıdır. Karşılık bulduğunda ise bilinmezlerle dolu bir maceraya atlamış da olabilirsiniz. Artık sizi sadece bir taksi yolculuğu beklemez, sürprizlerle dolu bir sohbet, gününüzü karartacak bir olaylar silsilesi ya da…

Kulin hepimizin yaşadıklarını aktarırken, duygularımıza da tercüman olmuş. Eline sağlık!

PAYLAŞ