Rekor, Risk ve Strateji

Writer: Deniz Aydın

Date: 05/10/2020

PAYLAŞ

2020 yılının yatırım modası hisse senedi piyasaları diyebiliriz. Muhtemelen bir borsa yatırım hesabı sahibisiniz veya yakın çevrenizde hesap sahibi en az bir kişi var. Bu sadece bir tahmin değil, aksine istatistiklere göre ülkemizin bir gerçeği olmuş durumda.

Yatırımcı Sayısında Rekor

MKK (Merkezi Kayıt Kuruluşu) verilerine göre 2019 yılında hisse senedi piyasalarına giriş yapan yatırımcı sayısı 2020 yılının daha ilk ayında geçildi. 2019 yılında görülen hisse senedi yatırımcı sayısı artışı 24.519 iken, 2020 yılı başından Ağustos ayına kadar olan veriler bu sayının 400 bini aştığını gösteriyor. Bu artışla beraber, toplam yerli hisse senedi yatırımcı sayısı da 1,6 milyonu aşmış durumda. Bu durum, yaşadığımız bazı ekonomik gelişmelerin sonucu olarak yorumlanabilir.

Bu gelişmelerden birincisi elbette mevduat faizlerinin son derece düşük seviyelere gelmesi. Enflasyonu da hesaba katınca banka faizlerinin reel getirisi negatif durumda. İkinci gelişme ise dövizdeki kur hareketliliğinin kamu bankalarının da işe dahil edilerek sınırlandırılması. Bunlar sonucunda insanlar alternatif yatırım yöntemlerine yönelmeye başladı ve bu yönelim hisse senedi piyasalarına odaklandı. Bunda elbette Nisan-Temmuz aralığında Borsa İstanbul’daki yükseliş dönemi de etkili oldu.

Rekorla Gelen Risk

Ülkede daha geniş bir kitlenin hisse senedi yatırımını seçerek ülkenin değerli firmalarına yatırım yapması elbette olumlu bir durum. Bu hem piyasaları canlandıracaktır, hem de hisselerde derinliği arttıracaktır. Fakat, bu hızlı artış aynı zamanda bir tehlike. Çünkü yeni katılan kitledeki bilinç seviyesi belirsiz. Araştırmaya ve belli prensiplere dayalı yapılan hisse senedi yatırımı ülkemizde belki de en kazançlı yatırım yöntemidir. Fakat bilinçsiz bir şekilde, araştırmadan, etraftan duyularak alınan hisseler yatırımcılar için büyük tehlike arz ediyor, çünkü bazı hisseler spekülatif hareketlere maruz kalabilir ve yatırımcılarını zarara uğratabilir. Bu zararların telafisi ise uzun zaman alabilir ve yatırımcıyı küstürebilir. Peki, araştırmaya ve belli prensiplere dayalı hisse senedi yatırımı nasıl yapılır? Kısaca değinebiliriz.

Almadan Araştırmalı

Hayatın her alanında olduğu gibi, bir işin güvenilirliği, o işin verilere dayalı bir şekilde yapılıp yapılmadığına bağlıdır. Bir işin sonucunu tahmin edebilmek için o iş hakkında bir analiz ve değerlendirme yapmış olmak gerekir. Bu durum borsa için de aynen geçerli. Herhangi bir araştırma veya inceleme yapmadan alınan hisseler sizi zarara uğratabilir. Halka açık olan, farklı kategorilere bölünmüş yüzlerce hisse senedi var ama bunların birçoğu gerçek yatırımcılığa uygun değildir.

Herhangi bir ürün için alışveriş yaparken farklı markaları, modelleri, farklı satıcıları inceleyip neyi alacağımıza öyle karar veririz. Çünkü para kıymetlidir ve zaman harcayarak o parayı kazanmışızdır, çöpe atmak istemeyiz. Ne yazık ki birçok yatırımcı benzer hassasiyeti hisse senedi piyasalarında göstermiyor. Çevresinden veya sosyal medyadan duyduğu ama hakkında hiçbir şey bilmediği hisseleri alıp, spekülatif hareketlerin zararını görebiliyor.

Strateji Önemlidir

Kendinize bir strateji belirlemelisiniz ve duygularınıza göre değil, bu stratejiye göre hareket etmelisiniz. Hiçbir strateji, stratejiniz olmamasından daha kötü değildir. Hisse seçiminde kriterleriniz olmalı ve hisseleri aşamalı elemelerden geçirmelisiniz. Bu aşamaları ise temel analiz, teknik analiz ve takas analizi gibi yöntemlerden faydalanarak belirleyebilirsiniz veya kurumların yatırım uzmanlarından destek alabilirsiniz.

Altın Kurallar

İlk aşamada aşağıdaki 6 madde sizi birçok yönden koruyacak ve yatırımınızın karşılığını almanıza yardımcı olacaktır. Kolay olmayabilir, ama bir ucundan başlamakta fayda var.

  • Tabela şirketlerinden uzak durulmalı. İçi boş, karlılığı veya gelecekle ilgili iddiası olmayan şirketler tercih edilmemeli.
  • Anlık, günlük kazançlar peşinde koşulmamalı. Borsa, kumar veya kolay kazanç yeri olarak görülmemeli, “borsada oynamak“ anlayışı terk edilmeli.
  • Hisseler o andaki fiyatlarıyla karşılaştırılmamalı. Fiyatı yüksek olan hisse pahalı, düşük olan hisse ucuz demek değildir.
  • Ülkemizde ve globalde önemli gelişmeler takip edilmeli ve bunların piyasalara ve ilgili sektörlere olası etkileri değerlendirilmeli.
  • Temel analiz, teknik analiz ve/veya takas analizi öğrenilmeli. Profesyonel bir seviyeye gelinmese bile bazı basit kavramlara ve yöntemlere aşina olunmalı.
  • Sosyal medya veya çeşitli iletişim araçları üzerinden yatırımı yönlendirecek tavsiyeler alınmamalı. Bir tavsiye veya değerlendirme alınacaksa da SPK’nın resmi yetkilendirdiği uzman aracı kurum personellerinden alınmalı.

Borsa İstanbul ve Covid-19

2020 yılının kısa bir özetini yapalım. İlk 8 ayda Borsa İstanbul iki ana düşüş dönemi gördü. 2020 yılı başında tarihi zirvesini yapan Bist 100, şubat ayıyla beraber başlayan düşüş döneminde dip bölgeye ülkemizde görülen ilk Covid-19 vakasının paniğiyle ulaştı.

Nisan ayıyla beraber bir ralli dönemine girdik ve Bist 100 endeksi 120.000 civarına ulaştı. Zirvesini geçemeyen borsaya ikinci düşüş dalgası geldi ve endekste yüzde 20’ye varan bir düşüş görüldü. İkinci kez dibe giderken de olası bir ikinci Covid-19 dalgası haberleri gündemdeydi.

120.000 bölgesi teknik ve psikolojik açıdan bir direnç durumundaydı. Bu bölgeye yaklaştıkça piyasa iştahını kaybetti. Bölgedeki direnç üç kez denendi fakat geçilemedi. Teknik analiz bilen yatırımcılar için bu bir uyarıydı ve bu uyarıyı görenler riskini azalttı. Fakat hisse senedi piyasasıyla bu yıl tanışan yeni yatırımcılar için bu durum geçerli midir, emin değilim. Düşüş dönemi endeksten iki sıfır atılmasıyla başladı ve artık 1000-1200 bölgesindeki sayıları konuşuyor olacağız.

Dönemin Sektörlere Etkisi

Covid-19 eşliğinde yaşanan Nisan-Temmuz ralli dönemi, dünya ve ülke gündemiyle ekonomik gelişmelerin hisse senedi piyasalarıyla nasıl paralel hareket ettiğini gösterir nitelikte.

Nisan-Temmuz rallisine eşlik eden bazı sektörler ve endeksleri;

  • XGIDA: Gıda sektörü
  • XGMYO: Gayrimenkul yatırım ortaklıkları
  • XUSIN: Sınai endeks
  • XSGRT: Sigorta sektörü
  • XBLSM, XUTEK: Bilişim ve teknoloji sektörleri

Ralliye eşlik etmeyip geride kalan bazı sektör ve endeksleri;

  • XBANK: Banka sektörü
  • XULAS: Ulaşım sektörü

Covid-19 ile birlikte dışarıda yemek yeme alışkanlıkları azaldı ve marketlerden alınan yiyeceklerle evde yemek yapma dönemine geçildi ve gıda endeksi yeni zirve yaptı ve buna market ve perakendeciler de eşlik etti. Faizlerin düşmesiyle kredi imkanlarının kolaylaşması konut ve gayrimenkul alımına yaradı ve gayrimenkul yatırım ortaklığı hisseleri bu duruma eşlik ederek yeni zirveler gördü. Sınai endeks hisseleri ve sigorta sektörü de zirve yapanlardan. Pandemi dönemiyle dijital dünyaya yönelim arttı ve bilişim ile teknoloji hisseleri rağbet gördü.

Endeksi taşıyan genellikle bankacılık hisseleri olurdu. Fakat Nisan-Temmuz döneminde bankacılık hisseleri geri planda kaldı ve Bist 100 diğer sektörler ile yükseldi. GARAN, ISCTR gibi derinliği yüksek hisseler ralliye katılmadılar. Bunun sebebi elbette faizlerin düşmesi ile bankacılık sektöründeki karlılığın düşmüş olması. Karantina dönemi ile yurt içi ve yurt dışı ulaşımdaki kısıtlamalar da ulaştırmacılık sektörünü negatif etkiledi ve bu hisseler de pandemiden payını aldı.

Önümüzdeki Dönem Senaryoları

Son aylarda sakin seyreden dövizde hareketlilik başladı ve dolar 7-7,30 bandına geçti. Kurlarda bir süre daha hareketlilik görmek mümkün. Düşük faiz politikası uzun süre devam etmeyebilir ve Merkez Bankası faiz arttırımına gitmek durumunda kalabilir. Faizlerin artışından dolayı banka sektörü karlılığı olumlu etkilenebilir ve banka endeksinde hareketlilik görülebilir.

Yurtdışı ile yaşanan Doğu Akdeniz problemi borsada bir baskı unsuru ve bu problemin çözülmesi yönündeki haberler borsayı rahatlatabilir, önünü açabilir.

Covid-19’un negatif etkilediği sektörler var, ulaştırmacılık ve turizm gibi. Pandeminin dünya çapında kontrol altına alınmasıyla ilgili gelişmeler olur ise, bu tarz negatif etkilenmiş sektör hisseleri üzerindeki baskı kalkabilir.

Karadeniz’de tespit edilen doğalgaz rezerviyle ilgili gelişmeler ilgili sektörleri olumlu etkileyebilir. Son olarak, her ne kadar tartışmalı bir proje olsa da Kanal İstanbul, Gyo şirketleri için yüksek bir kâr potansiyeli. Olası faiz arttırımı bu sektör kârlılığını negatif etkileyecek olsa bile bu projenin ilerlemesi yönündeki olası gelişmeler veya haberler bu sektörün ilgili hisselerine olumlu yansıyabilir.

Bunlara ek olarak, her zaman dünya ve ülke gündemi ile ekonomik gelişmeler yakından takip edilmeli. Sektörel bazda değerlendirmeler ile karlılık yapısı güçlü kurumsal ve gelecek vaadeden firmalara yatırım yapılırsa borsada kazanmak zor değildir, sadece zaman ve sabır gerektirebilir.

PAYLAŞ