Writer: Sevil Balaban
Date: 29/09/2020
Kafe, kedicilerin bir arada vakit geçirip, kedi sevebilecekleri bir yer değil yalnızca. Aynı zamanda isterlerse kedi sahiplenebilecekleri bir mekan. Mekan sahibi Philippe, kendisinin de bir hayvan sever olduğunu ve burayı açarken ilhamını üç renkli kedilerden aldığını söylüyor.
Özel tarifleri olan içeceklerinizi yudumlarken kendinizi evinizde çok sevdiğiniz kedilerinizle birlikte vakit geçiriyormuş gibi hissedeceksiniz.
Kedisinden uzak olup onu özleyen, henüz bir kedi sahiplenememiş olan veya hiç sahiplenemeyecek olmaktan korkan kediciler, çıkıp çıkıp Calico Cat Cafe’ye koşun. Birbirinden güzel lezzetler ve kediler sizi bekliyor olacak.
Calico Cat Cafe’nin sahibi Philippe Sadre ile biraz mekanları hakkında konuştuk…
Benim adım Philippe Sadre. İran kökenli bir Fransız vatandaşıyım ama son 25 yıldır ülkemi ziyaret etmedim, Türkiye’yi kültürel olarak kültürüme yakın buldum, kalmaya karar verdim ve artık burada yaşıyorum. Son 10 yıldır zamanın yarısında buradayım, diğer yarısında Fransa’dayım. Son üç yıldır da Türkiye’de daha çok kaldım ve burayı, Ankara’yı seviyorum.
Son 10 yıldır bir NGO şirketinde çalışıyordum. İşim nedeniyle çok fazla seyahat ediyordum. Bu da hayatımda çok fazla stres yarattı ve sonunda işimi bırakıp biraz dinlenmeye karar verdim. Hayatımda hep insanlara hizmet etmek istedim. Yemek yapmayı ve bir şeyler yapmayı seviyordum, ayrıca hayvanları da seviyorum. Bu üç fikri nasıl karıştıracağımı düşünüyordum ve sonra CALICO CAT CAFÉ projesi oluştu. Elbette fikir yeni değil, son zamanlarda dünyada nadir de olsa kedi kafeler var ve şimdi Türkiye’de de bir tane oldu.
Ben bir hayvan severim, kafeyi açmadan önce evimde 5 kedi ve 2 köpek vardı.
Tarihe bakarsanız, hemen hemen her kültürde kedilerin çok yüksek pozisyonlara sahip olduğunu görürsünüz. Hatta bazı kültürlerde Tanrı olarak tapılmaktadır. Biz de kedinin bu özel konumunu misafirlerimize aktarmak istedik. Kafemizde bulunan yağlı boya tablolarımızı da bu tarihçeyi anlatan resimlerden seçtik. Kafede Mısır’daki BASTED Bereket Tanrısı ve kuzey mitolojisinde Bereket Tanrıçası Freya’nın resimlerini görebilirsiniz.
Kafemizin diğer kafelerden farkı tam da bu, kedilerimiz kafemizde yaşıyorlar. Hatta bir kafeden çok, burası onların evi. Ayrıca onlar için bodrumda özel bir oda da yaptık. Eğer isterlerse kafede kalmıyor, evlerine girip dinleniyorlar.
Tarifleri bizde saklı kokteyllerimiz var. En çok beğenilen 3 tanesi; Habeş, Savannah ve Chinchilla. İlk kez gelecek olan misafirlerimizin de çok beğeneceğinden eminiz.
Görünüşe göre müşterilerimiz konsepti çok sevdi. Kedilerimiz burada kendilerini güvende hissedip müşterilerimizi sevdikçe, müşterilerimiz de sadece yiyecek ve atıştırmalıklar için değil, aynı zamanda kedilerimizle sosyalleşmek, biraz sevgi görmek ve sevgi göstermek için de gelmeye başladılar.
Biliyorsunuz 7/24 kedilerle yaşarken başınıza pek çok ilginç şey geliyor. 8 Ağustos Dünya Kedi Günü benim için sürprizlerle dolu bir gün oldu. Hamile olduğunu henüz 10 gün önce keşfettiğimiz bir kedimiz vardı. O gün rezervesyonlu müşterilerimiz için hazırlık yapıyorduk. Tüm bu koşturmacanın içinde oldukça yüksek bir ses duydum ve kedi odasına koştum. Yerde ilk kez yeni doğmuş yavru bir kedi gördüm. Anne kedinin bebeğine olan sevgisi ve o süreç inanılmazdı… Asla unutmayacağım bir andı.
Dürüst olmak gerekirse, bizi çok etkiledi, hala daha durumla başa çıkmakta zorlanıyoruz. Ama bu bizim kontrolümüz dışındaydı ve herkes içindi. Elimizden gelenin fazlasını yaparak burayı ayakta tutmaya çalışıyoruz. Tabi bu yalnızca bizim değil sizlerin de yardımıyla devam eden bir süreç oluyor.
Etrafta bilinmemiz gerekiyor ve bu yavaş oluyor, bizi tanıyanlar müşterilerimizi her yönden memnun etmeye çalıştıkça tekrar geliyorlar, sadece kedilerin varlığından değil, özenle hazırlanmış içecek ve yiyeceklerden de keyif alıyorlar. Mekanın herkese açık olmasının yanı sıra iyi fiyat politikası uygulamaya çalışıyoruz. 1.5 yaşından 80 yaşına kadar müşterilerimiz var.