Çocuklara Sosyal Medya Hesabı Açarken Dikkat

Writer: Burçin Yaşar Üner

Date: 02/07/2021

PAYLAŞ

SELİN ANAHAR / Psikolog

Röportaj: Burçin Yaşar Üner / [email protected]

Sosyal medya hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Çocuklar da artık kendi hesaplarına sahip olmak istiyorlar. Sizce çocuklara en erken kaç yaşında bir sosyal medya hesabı açılmalı?

Her ne kadar bazı sosyal medya platformları hesap açarken belirli yaş limiti koysa da biliyoruz ki bunları aşarak hesap açmak hiç zor değil. Pandemi ile birlikte internetin hayatımızın gerçek anlamda büyük bir parçası olduğu bir gerçek. Dolayısıyla bu günlerde çocukları internetin karanlık tarafından korumak daha da önem kazanıyor. Çünkü sosyal medyada pornografik içeriklerden nefret söylemlerine, siber zorbalıktan şiddet içeriklerine kadar çocuklar için uygun olmayan hatta onları travmatize edebilecek bir dünya mevcut. Bu noktada, kesin ve belirgin bir yaştan bahsetmek mümkün değil. Yani, bu yaştan sonra hesap açılırsa bu içeriklerden kendini koruyabilir diyemeyiz. Ne kadar geç o kadar iyi diye düşünüyorum. Ancak, özellikle çocukların hala somut düşündüğü, çıkarım yapabilme kapasitelerinin yetersiz olduğu, kendi sınırlarını çizip koruyacak bilgileri anlamlandırma becerilerinin eksik olduğu ve kendi için uygun materyali seçemeyeceği yaşlarda sosyal medya kullanımını hiç önermiyorum. Bunların biraz daha gelişmeye başlaması bazı çocuk için 12 yaş sonrasıdır bazı çocuk için belki 15’tir. Ama 12’den daha erken değil. O yüzden ebeveynlerin kendi çocuklarını iyi tanıyıp, doğru bir yönlendirme yapmaları oldukça önemli. Ayrıca ebeveynler, sosyal medya kullanımının nasıl olması gerektiği ile ilgili çocukla konuşmalı, işbirliği sağlamalı ve uygun bir şekilde denetleme yapabilmelidir.

Günümüzde maalesef insanlar bir başkasının yüzüne karşı söyleyemeyeceği sözleri sosyal medyada rahatlıkla söyleyebiliyor. Yetişkinler bile siber zorbalıkla başa çıkmada zaman zaman zorlanırken çocukları korumak için yapabileceğimiz şeyler var mıdır?

Öncelikle en önemlisi çocuğunuzla kurduğunuz ilişki, ilişki, ilişki. Bu çok önemli. Böyle durumlarda çocuklar maruz kaldıkları zorbalıkta bazen kendilerini suçlama ve dolasıyla yaşadıklarını paylaşamama eğiliminde olabilirler. Sizinle kurdukları ilişkide güvende içinde hissedince yaşadıkları olumsuz durumları da sizinle daha rahat paylaşacaklardır. Bunun yanı sıra çocuklara “internet iletişimi” hakkında mutlaka bilgi vermek gerekli; sosyal medyada nasıl diyalogların normal hangilerinin uygunsuz olduğu anlatılmalı, kendini koruması gereken olası durumlar açıklanmalı, böyle bir muameleyle karşılaştığında sizinle paylaşmasının önemi mutlaka vurgulanmalıdır. Çocuğunuzu iyi gözlemliyor olmak da bu noktada oldukça yararlı olacaktır. İnternette her zamankinden çok daha fazla zaman geçiriyorsa, sizinle sosyal etkileşimi iyice azaldıysa, duygu-davranış değişiklikleri gözlemliyorsanız buraları olası bir siber zorbalığa maruz kalma açısından iyi değerlendirmek gerekir.

Filtrelerin ve editleme uygulamalarının çıkmasıyla birlikte sosyal medyada artık çoğunluk normalde olduğundan çok daha farklı görünüyor. Asla filtresiz paylaşım yapmayan pek çok fenomen var. Çocuklar ve gençler bundan nasıl etkileniyor?

Sosyal medyanın aslında bir vitrin olduğunu düşünüyorum. Neyi nasıl sergilemek istediğiniz de hesabı kullanma amacınıza göre değişiklik gösteriyor aslında. Dolayısıyla vitrinin arkasını bilmemiz mümkün değil. Ancak şu bir gerçek ki herkes vitrine “en iyiyi”, “en güzelini”, “en idealini” sunmaya çalışıyor. Bu daha fazla takipçi, daha fazla beğeni ve daha fazla tanınmak demek belki çoğu kişi için. Ancak bu bizi gerçekten kopuk bir noktaya getiriyor. Hele de henüz beden-zihin bütünlüğü tamamlanmamış çocuklar arka plandaki gerçeği yorumlamak açısından yetersiz olduklarından bu vitrin onların gerçeğine dönüşmeye başlayabiliyor. Beden imajı, kendilik değeri, benlik algısı ve öz-saygı gibi birçok kavram da olumsuz etkileniyor. Çünkü aynada gördükleriyle onlara sunulan “ideal imaj” birbiriyle örtüşmüyor. Son yıllarda bu konu ile çok fazla araştırma yayınlanıyor. Sonuçlar sadece çocuklar için değil yetişkinler için de benzer sonuçları gösteriyor. Sosyal medyada yapılan kıyaslamalara, karşılaştırmalara ve sunulan illüzyonlara kendimizi kaptırıyorsak vardığımız yer kocaman bir yetersizlik duygusu oluyor.

Ebeveynler sosyal medya kullanımını sınırlandırmalı mı? Nasıl bir yol izlemeli?

Sosyal medya doğru kullanıldığında sosyalleşmenin iyi bir aracı olduğunu düşünüyorum. Hele de evlere kapandığımız günlerde sanal da olsa iletişimde ve ilişkide kalmanın önemini iyi anladık. Ancak çocukların kullanımı konusunda yukarıda da saydığım faktörler mutlaka gözetilerek bir sınır ve çerçeve çizilmelidir. Ebeveyn denetimi devam etmelidir. Güvenli interneti sağlayacak güvenlik programları araştırılıp yüklenmelidir.

PAYLAŞ