Selim Erdoğan’ın son kitabı Derin Merhamet Temmuz ayında İthaki Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Edebiyatın farklı alanlarında eserler vermesiyle de tanınan Erdoğan bu kitabında bir seri katil öyküsü anlatıyor. 

Roman ana karakterlerden birinin Meriç Tütüncüoğlu’nun karavanıyla yaptığı yolculukla açılıyor. Meriç otostop çeken bir üniversite öğrencisini karavanına alıyor. Gece Dikili yakınlarında kamp yaparken aralarındaki diyalog Meriç’in kontrolünü kaybetmesine ve yol arkadaşını öldürmesine neden oluyor.  Küçüklüğünden beri hayvanlarla yaşadığı bir deneyim bir insana taşınınca öldürmek eyleminin verdiği cinsel hazla karışık doyum tüm kuşatıcılığıyla uyanıp Meriç’i kontrol etmeye başlıyor. Megalomanlıkla aşağılık kompleksi arasında gidip gelirken eylemlerini Evren adını verdiği bir gücün onayladığına hatta planladığına inanmaya başlıyor. Yoluna çıkan insanları şaşırtıcı bir kolaylıkla söylediği yalanlarla manipüle ederken fotoğraf çekim işlerini aldığı bir anaokulu işletmecisi olan Meltem’le ilişki yaşamaya başlıyor. Ama asıl ilgisini annesine benzettiği Meltem’in arkadaşı Linda çekiyor. 

Başarısız avukatlık kariyeri başarısız pastane işletmeciliği kariyerine dönüşmeye başlayan Linda, arkadaşının tuhaf sevgilisinin ilgisiyle moral bulmaya başlarken Derin Merhamet’in alt metni, arkadaşlık, kıskançlık, başarı ve saf kötülüğün doğası eksenlerinde belirmeye başlıyor.

Türk edebiyatında eşine çok rastlanmayan, sınıflandırması zor bir kitap olan Derin Merhamet okuyucuları zaman zaman soğukkanlı bir seri katilin zihninin karanlık dehlizlerine soğukkanlı bir üslupla sokup yolunu kaybettirirken iyilik ve kötülüğe ilişkin, sıradan insana, sıradan insanın sıradan kötülüğüne dair bir şeyler söylüyor.