Writer: NYX Magazine
Date: 20/08/2025
“Komşudan değil, bilimden dinleyin.”
Her kadın dergisinde, kuaför sohbetlerinde ya da samimi bir komşu ziyaretinde mutlaka duymuşsunuzdur: “Ben kahveyle maske yaptım, saçlarım gürleşti” veya “Biberiye yağı dökülmeye çok iyi geliyor.” Belki siz de bir pazar akşamı mutfağa girip, sarımsak, zeytinyağı ve birkaç damla lavanta yağıyla kendi saç bakım ritüelinizi yaratmışsınızdır.
Ama işin bilimsel tarafı bu kadar basit mi? Evde hazırlanan karışımlar, saç dökülmesini durdurmaya veya saçları güçlendirmeye yeterli olabilir mi? İşte burada devreye trikolojik araştırmalar giriyor.
Bitkisel yağlar, kahve telvesi, soğan-sarımsak suyu gibi içerikler internette “doğal mucize” olarak lanse ediliyor. Ancak trikolojik açıdan bakıldığında, bu uygulamaların her cilt tipi için uygun olmadığı görülüyor. Özellikle egzama, seboreik dermatit veya hassas ciltlerde:
Yani doğal olması, her zaman zararsız veya etkili olduğu anlamına gelmiyor.
Ev maskelerindeki aktif maddelerin büyük çoğunluğu cilt bariyerini geçemez. Güzel kokabilir, saçları yumuşatabilir; ancak kök seviyesinde etkili olması pek olası değildir. Kahve telvesiyle saç diplerine peeling yapmak kısa vadede ferahlık hissi verir ama saç gelişimini desteklediğine dair güçlü bilimsel kanıt yoktur. Sarımsak, biberiye yağı gibi popüler içerikler için de benzer sınırlı etkiler gözlemleniyor.
Var. Klinik testlerden geçen, yüksek teknolojiyle formüle edilen ürünler, doğru tekniklerle kullanıldığında saç gelişiminde etkili oluyor. Trikolojik araştırmalar, saç dökülmesine karşı geliştirilen losyon ve serumlarda şu teknolojileri tercih ediyor:
Tüm bunlar her banyoda uygulanmasa da, düzenli bakım, doğru ürün ve doğru teknikle evde de profesyonel sonuçlara yaklaşmak mümkün.
Saç dökülmesine karşı “doğal” yöntemler umut vadedebilir; ancak etkili ve güvenli çözümler için bilimin rehberliğine ihtiyaç var. Özellikle saç dökülmesi ciddi boyuttaysa veya uzun süredir devam ediyorsa: