Kahvenin Lezzet Yolculuğu

Writer: Sinem Şatır

Date: 05/10/2020

PAYLAŞ

Her geçen gün hayatımızda daha fazla yer kaplayan kahve, günün hangi saati olursa olsun anımıza lezzet katmakta. Sıcak, soğuk, sütlü veya sade, aromalı, aromasız her türlü tercih edebileceğimiz, hatta bazı tatlılarda bile kullanabileceğimiz muazzam bir çekirdek…

Kahvenin Etiyopya’da (Habeşistan) başlayan, farklı coğrafyalarda farklı hazırlama ve demleme teknikleri sayesinde gelişmesiyle hemen hemen her yerde bir kahve kültürünün oluşmasına neden olan ve yüzyıllar içinde tüm dünyaya yayılan ilginç bir hikâyesi var. Bu yazımda kahvenin bu güzel hikâyesiyle sizi yaklaşık bin yıllık bir yolculuğa çıkarmak isterim.

Kahvenin keşfi tabi ki kesin bir kaynağa dayanmamaktadır, ancak kabul gören en bilindik hikâye keçi çobanı Kaldi’nin hikâyesidir. Rivayete göre 600-900 yılları arasında Kaldi isimli bir dağ çobanı keçi sürüsünü otlatırken keçilerinin bazılarının daha hareketli olduğunu, geceleri uyumadıklarını fark eder. Bu şekilde hareketli olan keçilerin çalıların arasında bir ağacın küçük kırmızı meyvelerini yediklerini görür. Meyveler ilgisini çekince bir miktar toplayıp dervişlere götürür. Meyveyi deneyen dervişler kahvenin acı tadını beğenmeyip yanan ateşe atarlar. Bir süre sonra odaya dolan güzel kokuyu fark ederler. Kavrulan kahve çekirdeklerinden bir içecek yapıp içtikten sonra keçilerde olduğu gibi bir canlılık hissederler. O günden sonra dergâhta uyanık kalmak ve sabaha kadar dua edebilmek için kahve içmeye devam ederler. Sonra kahve dervişler tarafından Yemen’e götürülür, oradan da Mekke, Kahire, Halep, Şam ve İstanbul’a olan yolculuğu başlamış olur.

Kahvenin Avrupa’ya yayılması ise 1615 yılında, Osmanlı döneminde İstanbul’a gelen Venedikli tüccarların bu mucize çekirdeği evlerine götürmesiyle başlar. Bir başka rivayete göre ise kahve Avrupa’ya Viyana kuşatması sırasında ulaşır. 1683 yılındaki kuşatmada Osmanlı Devleti çekilirken çuvallar dolusu kahve çekirdeğini arkada bırakır. Viyanalılar bu çuvallardakilerin ilk önce deve yemi olduğunu düşünseler de kısa bir süre sonra ne olduğunu öğrenip bu muazzam tadın Avrupa’ya yayılmasına önayak olurlar.

Günümüzde kahveyi ilk yudumlayanların çaban Kaldi ve dervişler olduğu düşünülür.

Kahve ismi nereden gelir?

Bu güzel çekirdeğin kahve ismini alması konusunda iki görüş vardır. İlki kelime olarak Arapça ‘’koyu şey, öz suyu” anlamına gelen “kahwa”dan geliyor. İkinci görüşe göre ise kahve ismi, anavatanı Etiyopya’da yetiştiği bölgelerden birinin eski adı olan “Kaffa”dan geliyor. Ayrıca kahve, yine Arapça’da ‘’rayiha’’ yani koku anlamına da gelmektedir.

Elinizde tuttuğunuz fincanın içindeki, her geçtiği yerde başka başka tatlara, lezzetlere dönüşen, Kaldi’nin de keçilerinin de hayal bile edemeyeceği kadar yayılan kahvenin hayatımıza giriş hikâyesini artık biliyorsunuz.

Her içtiğiniz kahveden daha fazla haz almanız dileğiyle…

PAYLAŞ