Writer: NYX Magazine
Date: 04/07/2021
Yazar Zeynep Bugay’ın tekir İran kedisi Gofret’in adına Gaziantep’te yapılacak olan hatıra ormanı ile doğaya sunulacak olan katkı pek çok yazar için de ilham verici olacak.
Sanatçıların merkezi bir sisteme dahil olmadan, dünyanın her yerine dijital olarak eserlerini sunabilmelerini ve ‘blockchain’ altyapısı sayesinde, eserlerini kimliklendirebilmeleri konusunda eşsiz bir altyapı sağlayan NFT teknolojisinin Türk edebiyatındaki öncüsü Zeynep Bugay, esere ilham olan ‘ANNE’ öyküsü satışı sonrası elde edilen gelirin bir kısmı ile tekir İran kedisi Gofret’in ismini vereceği 2000 fidanlık bir hatıra ormanı yaptırıyor.
Zeynep Bugay’ın fantastik tarzda kaleme aldığı kitabı ‘Proti Adası’nın Esrarı’ adlı eserinin içinde yer almayan, ancak tüm seriyi tasarlamasına sebep olan ‘ANNE’ isimli ilk öyküsü geçtiğimiz günlerde NFT (Non Fungible Tokens) teknolojisi ile 3 Ethereum’dan (yaklaşık olarak 12.500 dolar) satın alınarak, Türk edebiyat dünyasında dijitalizasyonun kullanımında bir ilk olmuştu.
Bu satıştan elde edilen gelirin bir kısmı, yazar tarafından Tema Vakfı işbirliği ile Gaziantep’te yaptırılacak ve içinde 2000 fidanın yer alacağı Gofret Bugay sahasındaki Hatıra Ormanı için bağışlanıyor.
Kedisi Gofret’e adanmış bir Hatıra Ormanı!
Gelmiş geçmiş en iddialı fantastik seriler arasında yerini alan ‘Proti Adası’nın Esrarı’ kitabının ilham kaynağı olan ve Zeynep Bugay’ın kitaptaki Mırmır isimli kedi kahramanın tüm serüvenini bize anlatan, yazarın kedisi Gofret için yapılacak Hatıra Ormanı için konuyla ilgili bilgi aldığımız Zeynep Bugay: “Dijital dünyanın bize sunduğu yeni nesil teknolojileri takip etmeyi ve böylesi inovasyonları kendi alanım olan edebiyata da taşıyabilmeyi önemli görüyorum. Öykümün NFT ile satılması girişimim sonucunda süratli bir başarı ve oldukça yüksek bir gelir elde ettim. Güncel dijital akımları takip ve tatbik etmeyi önemsediğim kadar, dünyanın geleceğine sunacağım kalıcı bir katkımın da olmasını önemsiyorum. Kitabımın ilham kaynağı olan, hayatımın büyük bir bölümünün geçtiği Kınalıada, bizlere insanlardan çok daha fazla dost olduklarını pandemi döneminde de deneyimlediğimiz kedilerimiz, köpeklerimiz, evcil diğer tüm hayvanlarımız ve tabiat örtüsü, onunla var olan her türden canlı benim gözümde çok değerli. İstedim ki teknolojiden kazandığım gelir, örnek de teşkil etmesini dilediğim bir şekilde, başka pek çok kişiye benzeri bir ilhamı aşılasın. Pandemi sürecinde insanoğlunun kendi kabuğuna çekilmek zorunda kalışıyla, doğal yaşam ve tabiat örtüsündeki bir nebze rahatlama ve temizlenmenin sürdürülebilir ve kalıcı olmasını temenni ediyorum. Hepimizin kabul etmesi gerekiyor ki bilerek ya da bilmeyerek doğaya verdiğimiz zarar çok büyük. Doğa telef olursa insanoğlunun da var olması mümkün olmayacağı için çevreye karşı bilinçli sorumluluk her bireyin birincil görevidir. Kızım Lea başta olmak üzere, tüm çocuklara bırakabileceğimiz yegâne kalıcı değerin, umursamaz şekilde zarar verdiğimiz ve yok ettiğimiz her bir unsuru gerisin geri yerine koyabilmek için vereceğimiz samimi çaba olduğuna inanıyorum. İşte tam da bu nedenle, kedim Gofret sembolik olarak korumamız, sevmemiz, saygı duymamız gereken doğa anayı ve doğal yaşamın her türlü unsurunu temsil etsin istedim. Umarım ki, benim bu bireysel çabam insanlığa bir ilham verir ve ülkemizin farklı köşelerinde, farklı farklı kalplere dokunarak, yepyeni yapıcı yollar açar” dedi.
42 yaşındaki yazarın daha önce de Tema Vakfı işbirliğiyle toplam 8000 fidandan oluşan, farklı 4 adet hatıra ormanı daha bulunuyor.