Schengen Vize Sorunu Hiç Bitmeyecek mi?

Writer: O. Suat Özçelebi

Date: 02/06/2025

PAYLAŞ

Artık Türkiye’de uzun zamandır seyahatseverler, gezginler için Avrupa Birliği ülkelerine vize almak tam bir işkenceye dönüştü. Hatta vize değil, “vize randevusu” almak bile imkansız düzeyde, aylarca uğraşıyorsunuz, bu randevuların açıklandığı anlarda bilgisayar başında aracı kurumların sitelerinde büyük bir randevu kapma yarışı yaşanıyor. Açıklanan randevuların sınırlılığı birçok kişinin eli boş dönmesine, aylarca öncesinden planlanan seyahatlerin gerçekleştirilememesi ile sonuçlanabiliyor. Bir de mucizevi biçimde vize randevusu alıp, belgelerini hazırlayarak başvurunuzu yapıp, içeriği, gerekçesi belirsiz biçimde reddedilmek de söz konusu: “Seyahatinizin amacı ve verdiğiniz bilgiler inandırıcı değildir.”

Üstelik bir sürü kişisel evrak hazırlamak, bürokratik işlemle uğraşmanın yanında kişi başı 90 euro ve aracı kuruma yaklaşık 1.250 TL ücret ödemek gerekiyor. Yurtdışı seyahat masrafları 4 kişilik bir aile için Türkiye’de çok yüksek. Hele pasaportunuzu da yeni çıkaracaksanız, yurt dışı çıkış harcıyla birlikte yaklaşık 40.000 lira harcama yapmanız gerekebilir. Bunun yanında daha yola çıkmadan vize masraflarının da her seferinde 360 euro ve yaklaşık 5.000 Türk lirasına mal olduğunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. Vizeler uzun süreli verilmediği için neredeyse her seferinde bu ücretleri ödemek, hatta tek girişli verilen vizeler nedeniyle bu vize masraflarını defalarca yapmak gerekebiliyor.

Avrupa Birliği (AB), dünyanın farklı bölgelerinden birçok ülkeye Schengen Bölgesi’ne vize muafiyeti sağlarken, Türkiye 1980’li yılların başından beri bu olanaktan faydalanamıyor. Giderek genişleyen bu vize muafiyeti ağına pek çok ülke katılmışken, Türkiye’nin dışarda kalmasının ardında hem teknik hem de çok uzun zamandır siyasi nedenler bulunuyor.

Schengen Bölgesi ve Vize Muafiyeti Uygulamaları *

AB’nin İrlanda ve Kıbrıs dışındaki tüm üyeleriyle birlikte İsviçre, Norveç, İzlanda ve Liechtenstein’ın dahil olduğu Schengen Bölgesi, toplamda 29 ülkeden oluşuyor. Bu bölgeye 61 ülkenin vatandaşları vizesiz seyahat edebiliyor. Bu ülkeler Kolombiya’dan Yeni Zelanda’ya, Tayvan’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda.

İsrail, Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Ukrayna, Guatemala, Honduras, Malezya ve Solomon Adaları gibi ülkelerin vatandaşları da Schengen vizesinden muaf tutuluyor. AB’nin bu listeyi önümüzdeki dönemde daha da genişletme potansiyeli bulunuyor.

Körfez Ülkeleriyle Vize Görüşmeleri

AB, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ülkeleriyle vize muafiyeti konusunda 2022 yılından bu yana teknik görüşmeler yürütüyor. GCC; Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Umman’dan oluşuyor.

BAE vatandaşlarına vize muafiyeti tanınmış durumda. Suudi Arabistan vatandaşları ise çok girişli ve uzun süreli vizeler kapsamında vize kolaylığından yararlanabiliyor. 2023 yılında Suudi Arabistan’dan yapılan 428 bin 954 başvurudan 398 bin 250’si olumlu sonuçlanırken, ret oranı sadece %6 civarındaydı.

Türkiye’den Vize Başvurularında Yüksek Ret Oranı

2023 Schengen istatistiklerine göre, Türkiye Çin’in ardından, 1 milyon 55 bin 885 ile en fazla Schengen vizesi başvurusu yapılan ikinci ülke oldu. Başvurular sonucunda 612,841 kişiye çok girişli uniform Schengen vizesi verilirken, red oranı ise % 21,7 oldu. Ortalama red oranı 2022’de % 15,7 iken, 6 puan birden yükseldi. Türkiye’den yapılan başvurularda % 36,5 artış görüldü.

Vize Muafiyeti İçin Türkiye’ye 72 Kriter

AB, vize muafiyetini sadece diplomatik ilişkiler çerçevesinde değil, aynı zamanda bir güvenlik meselesi olarak değerlendiriyor. Vize muafiyeti verilecek ülkelerin karşılaması gereken bazı teknik ve yasal kriterler var. Bu kriterler sadece AB tarafından belirlenmiyor; ilgili ülkeyle yürütülen müzakereler sonucu ortak bir yol haritası oluşturuluyor. Kriterlerin sayısı ülkeye göre değişiyor. Türkiye’ye uygulanan kriter sayısı 72 iken, daha az sayıda kriterle vize muafiyeti elde eden ülkeler de mevcut.

Türkiye ile AB arasında Vize Serbestisi Diyaloğu, 16 Aralık 2013’te başlatıldı. Süreç, tarafların uzlaştığı 72 kriterin yer aldığı bir Vize Serbestisi Yol Haritası temelinde ilerliyordu. Üstelik Türkiye, ilk üç yılda 72 kriterin 65’ini yerine getirdi. Bu ilerleme, Avrupa Komisyonu’nun 4 Mayıs 2016 tarihli raporuyla teyit edildi. 8 Aralık 2018’deki yeni Komisyon raporu ise Türkiye’nin AB ve ICAO standartlarına uygun biyometrik pasaport üretme yükümlülüğünü de karşıladığını duyurdu. Böylece karşılanması gereken kriter sayısı altıya düştü.

Ancak Türkiye’nin AB rotasında değişen dış politikası ve ülkedeki siyasal gelişmeler, yargı süreçlerinde yaşanan hukuksuzluklar ve özellikle Suriye iç savaşının ardından milyonlarca insanın düzensiz göçü sonrası ortaya çıkan yeni potansiyel riskler, bu altı kriterin yerine getirilmesi konusunda ilerleme sağlanmasını önledi.

Türkiye’nin Henüz Karşılamadığı 6 Kriter:

  1. Terörle Mücadele

Türkiye açısından en zorlu kriteri terörle mücadelede AB’nin beklentilerini karşılayacak ve süreç üzerindeki kilidi açacak değişikliklerin yapılması oluşturuyor. Esasa yönelik kapsamlı bir değişiklikten ziyade kriterin teknik olarak karşılanması sonucunu doğuracak formüllerle ilerlenmeye çalışıldı.

  • Europol Anlaşması

Avrupa Polis Teşkilatı (EUROPOL) ile Operasyonel İşbirliği Anlaşması yapılması ve uygulanması Türkiye’nin daha ilk aşamada niyet belirttiği bir unsurdu. Ancak belge imzalanmadı

  • Yolsuzlukla Mücadele

Karşılanması gereken kriterlerden biri de Avrupa Konseyi bünyesindeki Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) yolsuzlukla mücadele alanındaki önerileri.

  • Kişisel verilerin korunması

AB, Türkiye’de kişisel verilere yönelik yasal düzenlemelerin Avrupa standartlarıyla uyumlu olmadığı görüşünde.

  • Adli İşbirliği

Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti dahil olmak üzere tüm AB ülkeleriyle suç bağlantılı işbirliğine açık olması gerekiyor.

  • Geri Kabul Anlaşması’nın Tam Uygulanması:

Türkiye üzerinden kural dışı şekilde AB ülkelerine geçiş yapan kişilerin geri alınmasına ilişkin Geri Kabul Anlaşması (GKA), şu aşamada tüm unsurlarıyla uygulanmıyor.

Türkiye, tümünü uygulamak için önce vize serbestisinin onaylanmasını talep ediyor.

Peki bu altı kriter karşılansa bile süreç vize muafiyeti ile sonuçlanacak mı?

Kriterlerin tamamlanması elbette sürecin en kritik aşamasını oluşturuyor. Ancak bu durum vize muafiyetinin otomatik olarak hayata geçeceği anlamına gelmiyor. Çünkü sürecin sonunda, tamamen siyasi sayılabilecek aşamalar söz konusu, Avrupa Komisyonu’nun olumlu rapor sunması yetmiyor; Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi’nin de onayı gerekiyor. Yani mesele çok uzun zamandır olduğu gibi yine siyasi bir eşiği atlamak zorunda.

Schengen vizesinin yurttaşlarımızın önünde bir engel oluşturmasını engelleyecek inandırıcı adımlardan hala çok uzaktayız. Sanki vize duvarı nesiller boyu örülecek gibi…

*BBCWorldTürkçe Haber sitesindeki haberlerden yararlanılmıştır.

SPOT:

Türkiye ile AB arasında Vize Serbestisi Diyaloğu, 16 Aralık 2013’te başlatıldı. Süreç, tarafların uzlaştığı 72 kriterin yer aldığı bir Vize Serbestisi Yol Haritası temelinde ilerliyordu. Üstelik Türkiye, ilk üç yılda 72 kriterin 65’ini yerine getirdi. Bu ilerleme, Avrupa Komisyonu’nun 4 Mayıs 2016 tarihli raporuyla teyit edildi. 8 Aralık 2018’deki yeni Komisyon raporu ise Türkiye’nin AB ve ICAO standartlarına uygun biyometrik pasaport üretme yükümlülüğünü de karşıladığını duyurdu. Böylece karşılanması gereken kriter sayısı altıya düştü.

PAYLAŞ